HASTANEMİZ ÇOCUK ACİL SERVİSİ, ÇOCUK SERVİSİ VE CERRAHİ SERVİSLERDEKİ PEDİYATRİK TRANSFÜZYON UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2022

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Tunç Aydın

Danışman: Özlem Tüfekçi

Özet:

Giriş: Kan ürünü transfüzyonu klinik pratikte sıkça kullanılan ve yeri geldiğinde hayat kurtarıcı olan önemli destek tedavilerden biridir. Hematolojik-onkolojik hastalıklar, majör travma ve yoğun bakım üniteleri kan ürünlerinin en sık kullanıldığı alanlardır. Kan ürünleri her yaş grubunda bu kadar sık kullanılmasına rağmen kullanım endikasyonları ve transfüzyon eşik değerleri ile ilgili evrensel bir görüş birliğine varılamamıştır. Çoğu klinisyen, eritrosit transfüzyonu için hemoglobin/hematokrit gibi laboratuvar verilerini klinik bulgular (taşikardi, nefes darlığı, gibi hipoksi bulguları) ile birlikte değerlendirerek transfüzyon kararı vermektedir; ancak transfüzyon için konulan endikasyonlar ve uygulamalar bahsedilen hasta ilgili faktörlerin yanısıra hekimler, uzmanlık branşları (cerrahi ve cerrahi dışı) ve merkezler arasında da önemli ölçüde farklılık göstermektedir.

Amaç: Hematoloji-onkoloji ve yoğun bakım dışı çocuk hastalarda transfüzyon uygulamalarını, altta yatan hastalıklar ve branşlara göre dağılımını incelemeyi, transfüzyon öncesi eşik değerleri, konulan endikasyonları ve gelişen komplikasyonları araştırmayı ve mevcut durumu gözler önüne sermeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Şubat 2018 ile Ocak 2020 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk acil servisi, çocuk servisi ve cerrahi servislerinde tedavi görmüş olan, hematoloji-onkoloji hastaları dışında, yoğun bakım yatışı olmayan 0-18 yaş arası eritrosit süspansiyonu, trombosit süspansiyonu ve taze donmuş plazma ile transfüze olan 454 hasta dahil edilmiştir. Uygulanan eritrosit, trombosit ve taze donmuş plazma transfüzyonları kan bankası kayıtları ve probel sistemi aracılığıyla retrospektif olarak taranmıştır. Hastaların demografik özellikleri, tanıları, klinik özellikleri, transfüzyon gereksiniminin sebebi, transfüzyon öncesi trombosit ve hemoglobin değerleri, koagülasyon parametreleri belirlenmiştir. Transfüzyon endikasyonu, transfüzyon reaksiyonları ve diğer komplikasyonlar araştırılmıştır. Veriler, IBM ® SPSS ® 26 programı ile analiz edilmiştir.

Bulgular: Çalışmaya 454 hastada dahil edilmiştir. Bu hastalara en az bir kan bileşeni ile toplam 922 transfüzyon uygulandığı saptanmıştır. Uygulanan transfüzyonların %61,7’si (569/922) eritrosit süspansiyonu ile, %33,1’i (305/922) taze donmuş plazma ile, %5,2’si (48/922) trombosit süspansiyonu ile yapılmıştır. Yaş gruplarına göre transfüzyon oranları incelendiğinde transfüzyonların %26,9’unun 1 ay-1 yaş arası hastalara, %20,5’inin 1-6 yaş arasındaki hastalara, %18,1’inin 6-12 yaş arasındaki hastalara, %34’ünün ise 12-18 yaş üstü hastalara uygulandığı saptandı. Kan ürünü transfüzyonu alan hastaların tanılara göre dağılımına bakacak olursak; %23,3 hasta konjenital kardiyak anomali nedeniyle, %20,5 hasta ortopedik hastalıklar nedeniyle operasyon sonucu, %16,7 hasta çoklu travma, %4,6 hasta da akut batın cerrahisi olmak üzere toplamda %65 hasta cerrahi nedenlerle kan ürünü aldı. Bu tanılarla uyumlu olarak hastaların %68’i cerrahi servislerde takip ve tedavi edilen hastalardan oluşmaktaydı. Dahili ve cerrahi servisleri transfüzyon öncesi hemoglobin değerlerine göre karşılaştırdığımızda: dahili servislerin transfüzyon öncesi ortalama Hb değeri 7,2 ± 1,2 (2,2-12,8) g/dL, transfüzyon öncesi ortanca Hb değeri 7,3 (6,6-7,8) g/dL, cerrahi servislerin transfüzyon öncesi ortalama Hb değeri 8,3 ± 1,8 (3,5-16) g/dL, transfüzyon öncesi ortanca Hb değeri 7,9 (7,3-8,9) g/dL olarak saptandı. Cerrahi servislerin transfüzyon öncesi Hb değerleri dahili servislere göre yüksek saptanmış olup, istatiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,001). Dahili ve cerrahi servisleri transfüzyon öncesi trombosit değerlerine göre karşılaştırdığımızda: dahili servislerin transfüzyon öncesi ortalama trombosit değeri 40,3 ± 47 (7-252) x103/mm3, transfüzyon öncesi ortanca trombosit değeri 23 (15-46) x103/mm3, cerrahi servislerin transfüzyon öncesi ortalama trombosit değeri 81,3 ± 66,5 (17-187) x103/mm3, transfüzyon öncesi ortanca trombosit değeri 49,5 (38-151,7) x103/mm3 saptandı. Cerrahi servislerin transfüzyon öncesi trombosit değerleri dahili servislere göre yüksek saptanmış olup, istatiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,044). Koagülasyon parametreleri karşılaştırıldığında cerrahi servislerde dahili servislere göre INR, PT ve APTT değerleri daha düşük saptandı, fark istatistiksel açıdan anlamlı bulundu (p<0,001). Tüm transfüzyonlarda transfüzyon reaksiyonu oranı sadece %0,6 saptandı.

Sonuç: Çalışmamız sonucunda; transfüzyon uygulamalarının pediatrik hastalarda yaş grubu, altta yatan hastalık ve branşlara göre önemli oranda değişiklik gösterdiği; cerrahi branşların dahili branşlara göre transfüzyon eşik değerlerini daha yüksek ve endikasyonlarının daha geniş tutulduğu gözlenmiş, transfüzyon kararının hastayı takip eden hekimlerin klinik öngörü ve alışkanlıklarından etkilendiği sonucuna varılmıştır. Hasta kan yönetimi kavramının benimsenmesi ve ilkelerinin uygulanması kan ürünlerinin yerinde, zamanında ve doğru şekilde kullanımını sağlayacak ve transfüzyon uygulamalarının standardize edilmesine katkıda bulunacaktır.

Anahtar Kelimeler: Pediatrik hastalarda transfüzyon, eritrosit transfüzyonu, trombosit transfüzyonu, taze donmuş plazma transfüzyonu, hemoglobin, trombosit.