Böbrek nakilli hastalarda monosit/lenfosit oranı greft sağkalımı için bir belirteç midir?


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: GÜL POLAT

Danışman: Serpil Müge Değer

Özet:

GİRİŞ: Greft sağ-kalımında ve akut rejeksiyon önlenmesinde immün supresyon ve doku uyumu araştırmaları ile kısa dönemde ciddi iyileşmeler sağlanmış olsa da halen uzun dönemde greft sağ-kalımının iyileştirilmesine ihtiyaç vardı. Terapötik ajan seçimi ve doz belirlenmesi kararında noninvaziv, ucuz, kolay ulaşılabilir ve spesifik belirteçlere olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Noninvaziv biyobelirteç arayışında rejeksiyon patofizyolojisinde rol alan immün belirteçler ön planda araştırılmıştır.

AMAÇ: Biz bu çalışmada düşük maliyete sahip ve rutin tetkiklerde bakılabilen monosit/lenfosit oranının (MLO) greft sağ-kalım belirteci olabilme ve immünsupresif tedaviyi yönlendirebilme özelliğini araştırarak literatüre katkıda bulunmayı amaçladık.

GEREÇ VE YÖNTEM: Bu retrospektif çalışmaya, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı’nda 1996 ile 2022 yılları arasında takip edilen 450 böbrek nakli dahil edilmiştir. 18 yaş altı hastalar, ikinci nakil geçmişi olan, kanser öyküsü olan ve takipten çıkan hastalar taramada dışlandıktan sonra toplamda 186 hasta istatistiksel analize alınmıştır. Greft yetmezliği tanımlaması, evre 3-4 kronik böbrek hastalığı veya herhangi bir diyaliz tedavisine başlama olarak tanımlanmıştır.

BULGULAR: 186 böbrek nakli hastasının ortanca (çeyrekler arası aralık) 75 (49-110) aylık takip süresi boyunca bu hastaların 54'ünde (%28,3) greft yetmezliği geliştiği izlendi. Greft yetmezliği yaşayan hastalar yaş ortalaması açısından greft yetmezliği yaşamayan hastalardan istatistiksel olarak anlamlı derecede daha genç bulundu (p<0,001). Cinsiyet açısından ise belirgin bir fark bulunamadı. Başlıca hastalıklar arasında greft yetmezliği yaşayan grupta diyabet ve polikistik böbrek hastalığı oranları nispeten daha düşük bulundu (p=0,017). Greft yetmezliği yaşamayan hastalarda diyabetes mellitus tanısı daha yaygın olsa da bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,13). Hipertansiyon ve yeni başlayan diyabetes mellitus açısından gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamadı (sırasıyla p=0,57, p=0,07 ve p=0,14). Hemodiyaliz (HD), nakil öncesi takip döneminde her iki grupta da tercih edilen diyaliz seçeneğiydi. Ortalama diyaliz süresi gruplar arasında benzerdi. Canlı donörden nakil yüzdesi her iki grupta da daha yüksekti ve HLA uyumsuzluk sonuçları karşılaştırmalı analizde benzerdi. Tüm çalışma popülasyonunda en belirgin indüksiyon tedavisi Anti-timosit globülin (ATG) idi. Grup karşılaştırmasında immünsupresif rejimler açısından anlamlı fark mevcuttu (p=0,001). Steroidle birlikte mikofenolat mofetil içeren ikili tedavi yüzdesi greft başarısızlığı yaşayan hastalarda belirgin şekilde daha yüksekti. Greft yetmezliği yaşayan 50 hastada ve yetmezlik yaşamayan 15 hastada biyopsi ile kanıtlanmış akut rejeksiyon gelişti (p<0,001). Takip süresince bir hastada BK nefropatisine bağlı greft yetmezliği gelişirken, greft yetmezliği olmayan grupta dokümante edilmiş herhangi bir nefropati olmayan 8 hasta vardı. Gruplar arasında CMV(Sitomegalovirüs) enfeksiyonu açısından anlamlı bir fark bulunamadı. Takip süresince toplam 74 hasta hayatını kaybetti, bunların 21'i greft yetmezliği yaşayan grupta iken 53'ü greft yetmezliği yaşamayan gruptandı. MLO düzeyi nakilden sonraki ilk ayda greft yetmezliği olan hastalarda belirgin derecede yüksekti ve 9. aya kadar kademeli olarak azaldı, 5 yıl boyunca bazı dalgalanmalar gösterdi ve greft yetmezliği olan hastalarda 5 ila 10 yıl arasında artış gösterdi (p=0,42). MLO değerleri greft yetmezliği olan grupta ilk 6 ay boyunca istatistiksel olarak önemli ölçüde yüksekti ancak 6 aydan 108. aya kadar olan süreçte istatistiksel olarak önemli bir farklılık göstermedi ve yeniden greft yetmezliği olan grupta yüksek seyretti (p değerleri; ay 1 için p=0,01, ay 3 için p=0,001, ay 6 için p=0,018, ay 9-ay 98 arasında p>0,05, hem ay 108 hem de ay 120 için p=0,01).

SONUÇ: Böbrek nakli hasta grubunda özellikle nakil sonrası ilk 6 ayda daha yüksek MLO değerlerine sahip olan hasta grubunda uzun vadeli greft kaybı riski daha yüksektir. Bu nedenle erken dönemde daha yüksek MLO saptanması uzun dönemde greft kaybı için basit, kolay erişebilir bir biyobelirteç olabilir.