SAĞLIK ÇALIŞANLARINA GÖRE COVID-19 PANDEMİ DÖNEMİNDE İNFODEMİ VE İLETİŞİM: KALİTATİF BİR ÇALIŞMA


Creative Commons License

Tutal Altaş E., Bilgin A. C., Kılıç B., Şimşek Sekreter Ö., Seven F.

5. Uluslararasi 23. Ulusal Halk Sagligi Kongresi, İzmir, Türkiye, 13 - 18 Aralık 2021, ss.1-5

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-5
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA GÖRE COVID-19 PANDEMİ DÖNEMİNDE İNFODEMİ VE İLETİŞİM: KALİTATİF BİR ÇALIŞMA

 

Ahmet Can Bilgin, Bülent Kılıç, Özge Şimşek Sekreter, Fatma Seven, Eylül Tutal, Yücel Demiral

 

Giriş ve Amaç:İnfodemi; bir problemle ilgili aşırı ve çözümü zorlaştıracak miktarda bilgi olması durumu olarak tanımlanmıştır. Pandemi döneminde salgını ve infodemiyi önlemede önemli unsurlardan birisi de iletişim, bilgilendirme ve danışmanlıktır. Bu nedenle çalışmada Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi (DEÜTF) Hastanesinde COVID-19 pandemi döneminde sağlık çalışanlarının infodemi ile ilgili görüşlerinin saptanması amaçlanmıştır.

 

Gereç ve Yöntem:Bu araştırma kalitatif bir çalışmadır. Araştırmanın değişkenleri COVID-19 pandemisiyle ilgili bilgi durumu ve ulaşılan bilginin güvenilirliği, bilgi kaynakları, eğitimler, danışmanlık hizmeti, iletişim ve efsaneler olarak belirlenmiştir. Araştırma katılımcıları DEÜTF Hastanesinde hizmet sunanlar (doktorlar, hemşireler, temizlik elemanları) ve anahtar kişilerdir (öğretim üyeleri, yöneticiler). Örnek amaca uygun örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Kalitatif veri toplama süreci, derinlemesine görüşmeler ve odak grup görüşmeleri olmak üzere iki farklı yöntemle gerçekleştirilmiştir. Derinlemesine görüşmelerde hizmet sunanlar arasından 10 doktor ve 7 hemşire ile anahtar kişilerde ise 10 öğretim üyesi ve 4 yönetici ile (toplam 31 kişi) görüşülmüştür. Ayrıca derinlemesine görüşmeler dışında temizlik elemanları ile bir adet odak grup (5 kişi) görüşmesi yapılmıştır. Derinlemesine görüşme yapılan 31 kişinin çalıştığı yerler Enfeksiyon Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Acil Servis, Psikiyatri, Dahiliye, Pediatri, FTR, Aile Hekimliği, Halk Sağlığı, Aşı Merkezi, Göz, Dermatoloji, Yoğun Bakım, Tıbbi Mikrobiyoloji, Tıp Eğitimi ve İş Sağlığı Güvenliği Birimidir. Tüm görüşmelerde yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmış, görüşme öncesi, kişilerden onamları alınmış ve ses kaydı yapılmıştır. Tüm görüşmeler daha sonra metne dönüştürülmüş ve iki ayrı araştırmacı tarafından okunarak kodlanmıştır. Metinlerin analizinde tematik içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın geçerliliği katılımcı teyidi, güvenilirliği triangülasyonla (iki değişik yöntem, iki ayrı analiz ve iki ayrı kaynak) sağlanılmıştır. Araştırma Kasım 2020-Kasım 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın etik kurul onayı Dokuz Eylül Üniversitesi Girişimsel Olmayan Çalışmalar Etik Kurulundan alınmıştır.  

 

Bulgular:

Araştırmada ortaya çıkan en önemli bulgulardan birisi "güven" teması olmuştur. Çalışanların büyük çoğunluğu güvenilir bilgiye ulaşmanın önemine vurgu yapmıştır. Bu konuda en çok güven duyulan kişiler sağlık çalışanlarının yakından tanıdığı uzman doktorlar veya öğretim üyeleri olmuştur. Dolayısıyla güven faktöründe "tanıdık" kişi olma önemli bir değişkendir. İkinci sırada ise bilimsel makalelere olan güven gelmiştir. Bilgi kaynakları ise doktorlar ve akademisyenler için daha çok uluslararası/ulusal  kuruluşlar, uzmanlık dernekleri, webinerler, bilimsel yayınlar ve kılavuzlar olurken; diğer sağlık çalışanları için internet, sosyal medya ve televizyon bilgiye erişimde kullanılan ilk araçlar olmuştur.

 

Aşırı ve yoğun bilgi olması herkesi yormakta ve kafaları karıştırmaktadır. Sağlık çalışanlarının hemen hemen tamamı Sağlık Bakanlığının verileri sakladığını ve güvenilir olmadığını düşünmektedir. Ancak bir kısım sağlık çalışanı bunun bir zorunluluk olduğunu, halkın paniğe kapılmasını önlemek amacıyla yapıldığını ifade etmiştir. Sağlık çalışanlarının yarısı Sağlık Bakanlığının kılavuzlarını takip ettiğini ve olumlu bulduğunu söylerken, diğer yarısı bakanlık açıklamalarına, kılavuzlarına güvenmediğini söylemiştir. Pandemi sırasında sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu korku, kaygı, endişe, stres ve güvensizlik gibi duyguları yoğun olarak yaşadığını ifade etmiştir. İlginç bir bulgu da bir kısım sağlık çalışanının bu duygu durumundan duyarsızlaşarak ve sosyal medyadan uzaklaşarak bir "kaçış" durumu yaşadıklarını ifade etmesi olmuştur. Çalışmada saptanan bir başka tema "söylentiler"dir. Özellikle aşı ile ilgili komplo teorileri ve özellikle beslenmeye dair bazı bilim dışı tedavi veya koruyucu önlemler çoğu sağlık çalışanı tarafından bilinmektedir. Sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu hastane yönetimini sağlık çalışanlarını bilgilendirme, iletişim, eğitim gibi konularda yetersiz bulmakta, iyi ve güçlü bir yönetim gösterilmediğini düşünmektedir. Bu düşünce özellikle taşeron firmaya ait temizlik çalışmalarında çok ön plandadır. Ayrıca sağlık çalışanlarının çoğunluğu eskisine göre daha fazla çalıştıklarını, daha fazla yorulduklarını ancak bunun maddi olarak karşılığını alamadıklarını düşündüklerini ifade etmişlerdir.

 

Sonuç:

Sağlık çalışanları yoğun bilginin getirdiği sorunlardan yakınmakta ve infodemiyle mücadelenin tahmin edilenden daha zor olduğunu düşünmektedir. Özellikle sosyal medyanın "iki ucu keskin bıçak" olduğu düşünülmekte ve hızlı iletişim açısından yararlı olabileceği gibi yanlış bilgilerin yayılması yoluyla zararlı da olduğu görüşü ön plana çıkmaktadır. Bilgilendirme ve iletişim konularında hem hastane yönetimi hem de Sağlık Bakanlığı yetersiz görülmektedir.

 

Anahtar Sözcükler: Güven, Sosyal Medya, Pandemi Yönetimi