11. ULUSAL OTOLOJİ NÖROTOLOJİ KONGRESİ & 13. KOKLEAR İMPLANTASYON ODYOLOJİ KONGRESİ, Muğla, Turkey, 23 - 25 May 2024, pp.1-2, (Summary Text)
Özet
Amaç: Literatürde koklear implant (Kİ) uygulanan effüzyonlu otitis media (EOM) hastalarında
komplikasyonları değerlendiren çalışmalar bulunmasına karşın, kokleostomi ihtiyacını
araştıran çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı, bu hasta grubunda kokleostomi
ihtiyacını belirlemek, cerrahı bu duruma hazırlamak ve bu sayede cerrahinin başarısının
artmasını sağlamaktır.
Method: Çalışmamızda Ocak 2019-Ocak 2024 tarihlerinde Dokuz Eylül Üniversitesi Kulak
Burun Boğaz Kliniği’nde Kİ uygulanan 0-18 yaş grubu hastaların demografik verileri, EOM
varlığı, EOM için aldığı tedaviler, elektrotun yerleştirilmesi aşamasında kokleostomi ihtiyacı
ve operasyon sonrası komplikasyonlar retrospektif olarak analiz edildi. İstatistikler ‘’IBM
SPSS Statistics for Windows, Version 27.0’’ kullanılarak yapıldı. Kategorik verilerin
tanımlanan gruplarda dağılımının değerlendirilmesinde Ki kare testi kullanılmıştır.
İstatistiksel anlamlılıklar p<0,05 önem düzeyinde değerlendirilmiştir.
Bulgular: Belirtilen tarih aralığında 155 Kİ uygulandı. Bu Kİ’lerin 114’ü pediatrik hastalara
aitti. 114 implantın 63’ü (%55.3) kız, 51’i erkek (%44.7) hastalara uygulandı. Kİ uygulanan
hastaların yaş ortalaması 4.75 idi.
Kİ’lerin 86’sında (%75.4) operasyon esnasında veya öncesinde EOM mevcut değilken,
28’inde (%24.6) operasyon anında EOM mevcuttu. EOM’si olan hastaların 19’u operasyon
öncesi tedavisiz izleme alınırken, altısına parasentez ve üçüne de ventilasyon tüpü
uygulandı.
Toplamda operasyonların 31’inde (%27.2) yuvarlak pencerenin yeterli görüş altına
alınamaması sebebiyle kokleostomi uygulandı. Operasyonların 83’ünde (%72.8) ise yuvarlak
pencere üzerine yeterli görüş sağlanarak Kİ uygulandı. EOM’si olan 28 hastanın 14’üne
kokleostomi uygulandı. EOM olmayan 86 hastanın ise 17’sine kokleostomi uygulandı.
İstatistiksel olarak EOM’si olan grupta, EOM’si olmayan gruba göre daha fazla oranda
kokleostomi ihtiyacı duyuldu (p: 0,002).
Komplikasyonlar açısından incelenecek olursa altı hastada operasyon sonrası yara yerinde
enfeksiyon ortaya çıkarken, bu hastaların sadece birinde operasyon esnasında EOM
mevcuttu. Intravenöz antibiyoterapi sonrası bu hastaların şikayetleri tamamen geriledi.
Operasyon sonrası bir hastada House Brackmann evreleme sistemine göre grade 5, bir
hastada grade 2 periferik fasiyal paralizi (PFP) görüldü. PFP görülen hastaların birinde
operasyon esnasında EOM mevcuttu. Bu hastalara oral kortikoterapi uygulandı ve takiplerde
bu hastaların PFP’lerinin tamamen regrese olduğu görüldü. Komplikasyonlar açısından EOM
olan grup ile EOM olmayan grup arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p:
1,00).
Sonuç: EOM’si olan hastalarda, olmayan hastalara göre Kİ esnasında, yuvarlak pencere
üzerinde yeterli görüş sağlanamaması sebebiyle daha yüksek oranda kokleostomi ihtiyacı
olmaktadır. Komplikasyonlar açısından ise anlamlı bir fark olmamaktadır. İşitme kaybı
özellikle pediatrik yaş grubunun gelişimini etkilediği için, EOM varlığı Kİ’yi geciktirmemelidir.
Bunun yanında cerrah yuvarlak pencerede yeterli görüş sağlayamayabileceğinin bilincinde
olmalı ve kokleostomiye hazırlıklı olmalıdır.
Anahtar kelime: pediatric, cochlear implant, ear effusion, complication, cochleostomy