33. Ulusal Dermatoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 22 - 26 Ekim 2025, ss.1-3, (Tam Metin Bildiri)
Giriş-Amaç: Lipschutz ülseri, etiyolojisi bilinmeyen, seksüel geçişin olmadığı, genellikle prepubertal ve pubertal dönemdeki kız çocuklarında görülen akut başlangıçlı genital ülser olarak tanımlanmaktadır. Genç ergen kızlarda görülmesi nedeniyle cinsel istismar sorgulaması oldukça önemlidir. Tanı, başta HSV olmak üzere enfeksiyöz ve non enfeksiyöz patolojiler dışlandıktan sonra konulmaktadır. Burada akut genital ülser ve ateş şikayeti ile başvuran 11 yaşındaki kız olguyu, Lipschutz ülserinin nadir görülmesi ve ayırıcı tanısının önemini vurgulamak amacıyla sunuyoruz.
Olgu: 11 yaşında kız hasta 2 gündür olan genital bölgede şişlik, ağrı şikayetiyle yattığı çocuk cerrahi servisinden tarafımıza konsülte edildi. Hastanın subfebril ateş ve 1 ay önce üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsü vardı. İdrarda yanma, akıntı tariflemeyen hasta 1 gün önce genitalde kızarık ve siyah yaraların geliştiğini belirtti. Olgunun herhangi bir ek hastalığı ve ilaç kullanımı yoktu. Menarş olmadığı öğrenildi. Gelişinde vitalleri stabil olan hastanın deri muayenesinde, genitalde sol labium minörde belirgin ödem, bilateral labium minörlerin iç yüzünde solda 1X3.5 cm ve sağda 1X1.5 cm çapında nekrotik ülserasyonlar, sol labium minör dış yüzde, üst polde 2X1 cm, alt polde 0.5X0.7 cm nekrotik ülserasyonlar izlendi (Resim 1A, 1B, 1C). Laboratuvar değerlerinde hafif nötrofilik lökositozu dışında anormallik saptanmadı. İdrar ve kan kültüründe üreme olmadı. Sifiliz, HIV, EBV, CMV serolojileri ve viral solunum paneli negatif sonuçlandı. Takipte yeniden bakılan hemogramda nötropeni, lökopeni, trombositopenisi olan, yapılan yüzeyel doku ultrasonunda sağ servikal bölgede büyüğü, sağ düzey 2'de17x23 mm boyutunda, ekojen hilusu seçilen, ön planda reaktif olduğu düşünülen lenf nodları saptanan hastanın kan örneğinden çalışılan Parvovirüs PCR test sonucu akut enfeksiyon ile uyumlu idi. Labium minörden yapılan tzanck yaymada yoğun nötrofil lökositler ve nekrotik keratinositler izlendi. Behçet hastalığı açısından yapılan sorguda oral-genital aft,üveit, eritema nodosum, akneiform döküntü öyküsü yoktu. Ailede Behçet hastalığı olmadığı belirtildi. Crohn hastalığı lehine karın ağrısı, ishal, kanlı diyare tariflemedi. Kadın hastalıkları ve doğum görüşünde acil jinekolojik patoloji düşünülmedi. Çocuk psikiyatri görüşünde istismar düşünülmemekle birlikte sürecin netleştirilmesi için olgunun düzenli çocuk psikiyatri takibi gerektiği ifade edildi. Çocuk hastalıkları servisinde ateş yükseklikleri olması üzerine başlangıçta ektima ön tanısıyla intravenöz meropenem, klindamisin, teikoplanin tedavileri ve topikal antibiyoterapi ile uygun analjezi uygulandı. Yatış izleminde ülserasyonda iyileşme, ödemde azalma görüldü. Taburculuk sonrası dermatolojik takiplerine gelmeyen hastanın annesi ile yapılan sözel görüşmede şikayetlerinin ve lezyonlarının gerilediği belirtildi.
Sonuç: Literatürde tek veya izole vakalar şeklinde bildirilen Lipschutz ülseri, vulvada çok ağrılı, nekrotik, eksuda ile kaplı ülserler ile karakterize nadir bir hastalıktır. Genellikle labium minorada görülen ülserler perine ve alt vajinaya kadar uzanım gösterebilir. Ülserlere ateş, influenza benzeri semptomlar, labial ödem ve lenfadenopati eşlik edebilir. Tanısı, genital ülserlere yol açan enfeksiyonlar, Behçet hastalığı, veneryal patolojiler, Crohn hastalığı, piyoderma gangrenozum, maligniteler ve cinsel istismar dışlandıktan sonra konmaktadır. Uygun analjezi ve semptomatik tedavi ile kendiliğinden skar bırakmadan iyileşmektedir. Literatürde birkaç vakada parvovirus ilişkili Lipschutz olguları bildirilmiştir. Olgumuzda da lipschutz ülserinin, ayırıcı tanıda yer alan diğer tanılar dışlandıktan sonra parvovirus enfeksiyonu ile ilişkili olabileceğini düşünüyoruz. Lipschutz ülserinin akut genital ülser ile başvuran ergenlik dönemindeki kız çocuklarında, diğer olası ayırıcı tanılar dışlandıktan sonra, bir ekartasyon tanısı olarak akılda tutulması gerektiğini vurguluyoruz.