Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, vol.14, no.29, pp.189-221, 2014 (Peer-Reviewed Journal)
Latin alfabesinin kabulü meselesi, Türk eğitim ve kültür hayatındaki etkileri
bakımından, uzun tartışmalara neden olmuştur. Bu tartışmalarda, Latin alfabesinin kabulüyle
ilgili olumlu ve olumsuz birtakım tezler ileri sürülmüştür. Başlangıçta, kullanılan harflerin
ıslah edilmesi yönünde birtakım talepler gündemdeyken; II. Meşrutiyet Dönemi’nden
itibaren Arap harflerinin yerine Latin alfabesinin kabul edilmesi gerektiği açık bir şekilde
ifade edilmeye başlanmıştır. Bu konuda II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e uzanan süreçte
gerek basında yer alan yazılarında gerekse de kaleme aldıkları eserlerinde ileri sürdükleri
tezlerle dikkat çekenler Garpçılar olmuştur. Bu dönemde Dr. Abdullah Cevdet, Celal Nuri
ve Kılıçzâde Hakkı gibi Garpçılar, ülkenin medeni icaplara göre ilerlemesinin önemli ölçüde
Latin harflerinin kabulüne bağlı olduğunu savunmuşlardır. Bu çalışmada, II. Meşrutiyet
Dönemi’nden Latin alfabesinin kabul edilişine kadarki süreçte kısaca harfleri ve imlayı ıslah
etme yolunda yapılan girişimlerin ve esasen adı geçen Garpçıların Latin alfabesinin kabulüne
ilişkin söylemlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.