MEZAR HEYKELLERİ VE TAŞLARINDAKİ YAS-MELANKOLİ İFADELERİ


Demir M. T.

ART&DESIGN-2021 NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI SANAT VE TASARIM KONGRESİ, Niğde, Türkiye, 21 - 22 Haziran 2021, ss.575-588

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Niğde
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.575-588
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet


 

MEZAR HEYKELLERİ VE TAŞLARINDAKİ YAS-MELANKOLİ İFADELERİ

 

 

EXPRESSİONS OF MOURNING-MELANCHOLY IN TOMB STATUES AND STONES

 

Mert Taşkın Demir

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü

 

m.taskindemir@gmail.com.tr

 

 

 

Özet: Ölüm, insanın kendi dışındakinin son bulan varlığıyla tecrübe ya da idrak ettiği bir kavramdır. Tüm canlılarda hayatta kalma dürtüsü mevcuttur fakat yalnızca insan öleceğinin farkındadır. Onu diğer canlılardan ayıran en büyük farklılıklarından bir diğeri de sahiplenme dürtüsüdür ve bu da ölüme karşı karmaşık tutumlar geliştirmesine neden olmuştur. Tanık olduğu gerçeklik karşısında melankolik bir ruh haliyle yas tutma sürecine girer. Kaybettiklerinin ardından hissettiği eksikliği tamamlamak adına yerine koyma veya kaybı meşru kılma amaçlı nesnel bir yaratım ile avunma tavrına ihtiyaç duymuştur. Anımsama nesneleri sayesinde kaybettiği varlığın yokluğunu, yerine koyduğu şeyler ile tamamlamayı amaçlar. Anı nesneleri üzerinden acılarını sağaltmayı ve kurduğu yeni bağ ile eski bütünlüğüne geri dönmeyi hedefler. Tüm toplumsal yapılarda anma, defin ve mezar/mezarlık gelenekleri her ne kadar farklılık gösterse de ölüme dair bir mekân yaratımı ve ölene ait bir anımsatıcı mevcuttur. Farklılıklar karşısındaki tek ortak nokta anımsatıcı nesnelerin estetik kaygılar ile yüceltilerek biçimlendirilmiş olmasıdır. İnsanoğlu tüm çağlarda kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden yapılar oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal bağı da hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile bertaraf etme tavrını benimsemiştir. Hareketsizliğin ve sessizliğin işaret ettiği ölümün gerçekliğinin temsili görevini yine aynı niteliklere sahip olan heykel sanatı üstlenmiştir. Heykelin/heykelsi formaların fiziksel olarak yok oluş karşısında üç boyutlu biçimine anma görevinin yüklenmesi, yine insan zekasının yarattığı pragmatik bir çözümdür. Bu çalışmada, kaybedilen karşısında bir tahammül geliştirmek adına ortaya konan uygulamaların açığa çıkma nedeni incelenmiş, heykel/plastik değerler içeren mezar yapılarında, şehitliklerde, anıtsal plastik unsurlarda ve mezar taşlarında yer alan yas/melankoli kavramı üzerine yoğunlaşılmıştır. Eser çözümleme yöntemi ile gerçekleştirilmiş olan çalışmada inanç sınırları ile ortaya konan plastik değerler üzerinden ölümün nasıl tarif edildiği geride kalanın/ların yitirileni/leri nasıl hafızalarda sonsuz kılmayı hedeflediği analiz edilmeye çalışılmıştır. İnanç/gelenek farklılıkları karşısında kullanılan plastik yas-melankoli ifadeleri, geçmiş ile günümüz kamusal örnekleri incelenerek irdelenmiştir ve eser çözümlemelerinden elde edilen bulgular sunulmuştur.

 

Anahtar Kelimeler: Heykel, anıt, anma nesnesi, yas, melankoli, mezar taşı.

 

Abstract: Death is a concept that a person experiences or realizes with the ending existence of the other than himself. All living beings have the urge to survive but only humans are aware of that they are going to die. One of the biggest differences that distinguishes him from other living beings is the sense of ownership and which has also cause him to develop complex attitudes towards death. He enters the process of mourning with a melancholic mood in the reality that he has witnessed. After his losses, he needed an objective creation and consolation attitude with the aim of replacing or

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

575


 

 

legitimizing the loss in order to complete the lack of feeling. He aims to complete the absence of the existence that he has lost through the objects of commemoration with the things he has replaced. He aims to return back the former integrity through the new relation he has established and he also aims to heal the pains through commemoration objects. Although the traditions of commemoration, burial and grave/cemetery differ in all social structures, there is a space creation for death and a reminder of the deceased. The only common point against the differences is that the commemoration objects are shaped by exalting with aesthetic concerns. Humankind has created structures that express the painful absence of the lost ones in all ages. He also adopted the attitude of eliminating the emotional bond between the grave structures and the lost ones with monuments, statues or tombstones for the sake of keeping them in memory. The art of sculpture, which has the same qualities, has assigned the task of representing the reality of death pointed out by inaction and silence. Undertaking the task of commemoration to the three-dimensional form of sculpture/ sculptural forms over against the physical destruction is also a pragmatic solution created by human intelligence. In this work, the reason of the emergence of the applications that has been presented in order to develop toleration against lost ones has been analyzed. Also in this work, it has been concentrated on the concept of the mourning/ melancholia that has been figured on the grave structures containing sculpture/plastic values, cemeteries, monumental plastic elements and tombstones. In this work, which was carried through with the work analysis method, it was worked to be analyzed how death was defined through the plastic values revealed by the boundaries of belief and how a person/people left behind aimed to make the lost one/ones eternal in their memories. Plastic mourning-melancholy expressions used in the face of belief/tradition differences were scrutinized by examining past and present public samples and findings acquired from work analyzes.

 

Key Words: Sculpture, monument, commemoration object, mourning, melancholy, tombstone.

 

 

 Giriş

 

Mezar ve mezar heykelleri/anıtları insanlığın yerleşik hayata geçişi ile ortaya çıkmış, sürekli gelişen ve dönüşen bir yapıya sahip olmuştur. İlk antik yerleşim alanlarında kentin merkezini oluşturan tapınak civarında nekropoller (mezarlıklar) oluşturulduğu görülmektedir. Mısırdan Yunan’a devredilen ve daha sonra Roma da gelişmeye devam eden kent yapısı içerisinde mezar/lık yapıları önemli bir yere sahiptir ve sürekli kent merkezinde yer almıştır.

 

Roma imparatorluğunun yıkılışının ardından batı coğrafyalarında küçülerek devam eden kent yapısındaki dönüşüm, Ortaçağ Avrupası’nda merkezi genişlemeyi artık takip etmeyen, derebeylikler himayesinde kurulmuş surlarla çevrili feodal yaşamın hâkim olduğu bir yerleşim alanına dönüşmüştür.(Wycherley, 1993) Artık defin işlemleri kilise bodrumunda ya da bahçelerinde gerçekleşmektedir.

 

Ticaretin yükselişi ile sınırlarına sığmayan feodal düzenli Ortaçağ kentleri surların dışına taşmak zorunda kaldığından, kendiliğinden bir kent planlaması kavramını da açığa çıkarmıştır. (Pirenne, 2003) Bu gelişimin yanında, yaşanan veba salgınları ile kent içerisinde ve kilise yapılarında defin işlemlerinin yasaklanması sonucunda mezarlık yapıları kent sınırlarından uzaklaştırılmıştır. Bu sayede mezarlık alanları müstakil bir kimliğe kavuşmuştur. Dini defin kuralları ve mezar biçiminin üzerindeki kilise baskısı da böylelikle ortadan kalmıştır. Yetkinin devredildiği belediye kuralları da mezar tasarımı hususunda

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

576


 

 

esnek bir tavır sergilemeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda mezarlıkları tasnif etmek heykeltıraşlar ve mimarlar için bir iş kolu haline gelmiştir.(Curtis, 1999) Artık gömü alanlarında Hristiyanlık sembollerinin varlığı gelenekselleştiği için devam etse de mezar siparişi verenlerin bireysel istekleri doğrultusunda mezarlıklarda farklı artistik temaların da betimlenmeye başladığı görülmektedir.

 

Mezar yapıları incelendiğinde, toplumsal hiyerarşiye göre biçimlendiği görülür. Yönetici sınıfa ait ya da Ortaçağ Katolik zengininin mezarı ile sıradan bir halk mezarı arasında büyük farklar mevcuttur. Artık mezarlık alanlarının kent merkezinden kopuşu neticesinde gömü alanlarında statü anlamında bir eşitlik söz konusu olsa da mezar yapılarında hala yüksek sınıfa ait gücün ve prestijin yüceltilmesi gerçeği değişmemiştir. Defin alanlarındaki temsil ile ekonomik imkânlar birbirine paralel olarak ilerlemektedir.

 

Zamanla orta sınıfın güçlenmesi ile birlikte de artık Avrupa mezar yapılarının tamamında plastik etkilerin alt tabaka mezarlarında da hâkim olmaya başladığı gözlenmektedir. Günümüz kent planlaması ve örgütlenmesi, mezarlık alanlarının tasnifi, ortaçağ Avrupa kent yapısının devamı niteliğindedir. İslam coğrafyalarında defin merkezlerinde Avrupa etkisi olsa da mezar yapılarında din kaynaklı büyük farklılıklar görülmektedir. Ölüme karşı hissedilen acıların ifadesi toplumların tamamında ortak olsa da dini kurallar veya kültürel farklılıklar aynı kodları değişik formlarla tarif etme gereksinimi açığa çıkarmıştır.

 

Kent planlaması, ister doğuda ister batıda olsun yeniden tarif ettikleri defin alanlarında, toplumlar kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden yapılar/inşalar oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal bağı da hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile bertaraf etme tavrını benimsemişlerdir.

 

Tarihin her döneminde, hareketsizliğin ve sessizliğin işaret ettiği ölüm gerçekliğinin temsili görevini de yine aynı niteliklere sahip olan heykel sanatı üstlenmiştir.(Breton, 2020:256-

 

Heykeltıraşlar tarihsel süreçte ister bir zanaatkâr olarak, ister isimleri ile anılan sanatçılar olarak bu beklentiye cevap vermek adına üretim yapmışlardır. Üretilen anımsatıcı nesnelerin kurgusunda sıklıkla ifade aktarımı için farklı semboller kullanılmıştır.

 

Bu çalışmanın konusunu, anmaya yönelik mezar heykellerinde ya da mezar taşlarında yer alan yas ve melankoli ifadelerini içeren metaforik yapıların heykel sanatında nasıl kullanıldığına dair plastik çözümlemeler oluşturmaktadır. Söz konusu ifadelerin, anmaya yönelik olarak değerlendirilebilecek mezar heykellerinin/anıtlarının ve mezar taşlarının tasarımına nasıl adapte edildiği, heykeltıraş tarafından talep edenin ölüm sayesinde karşı karşıya kaldığı keder hissini hangi metaforik kodlarla nasıl aktardığı, pozitif bir heyecan barındırmayan ölüm temasını alımlayana sübliminal olarak nasıl ilettiği araştırılmıştır.

 

Yayın araştırmalarında ve branş kütüphanelerinde yapılan yayın taramaları sırasında mezar ve mezar taşlarının biçimsel analizlerinin yapıldığı ve kategorize edildiği tespit edilmiştir. Fakat yas ve melankoli ifadelerini içeren plastik çözümleme yöntemine başvurulmadığı bu yöntem ile bir kategori yapılmadığı, yapılmış olsa da tebliğ edilmediği ya da yayına sunulmadığı anlaşılmıştır.

 

Bu çalışmanın örneklemini, kategorize edilmiş 7 adet yas ve melankoli ifadesi ve 18 adet heykel ve mezar taşı üzerinde yapılan eser çözümlemesi oluşturmaktadır.

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

577


 

 

Mezar yapıları incelenerek, heykeltıraştan talep edilen acıların tarifine dair iletilerin plastik bir dile dönüştürme yöntemi irdelenmiştir. Sonuç kısmında, çözümlemeler ile elde edilen bulgular belirtilmiş ve konuya dair çıkarımlar yapılmıştır.

 

2. Ölüm Kavramı Karşısında Toplumların Yarattığı Yas ve Melankoli Sembolleri

 

İnsan, bilimsel gerçekliklerin aydınlattığı günümüz ortamına ulaşana kadar geçen süreç boyunca dünyada varlık bulmasını tarif etmekte zorluk yaşadığı gibi ölüm kavramı karşısında da çaresiz kalmıştır. Kendi dışında tabiatta ortak yaşadığı diğer tüm canlılar gibi hayatta kalma dürtüsüne sahiptir. Fakat bir bitkinin ölüm stresine girmesi ya da bir hayvanın av olmaktan kendini koruması dürtüsel bir refleks olarak nitelendirilebilirken, insanın hayatta kalma arzusu düşünsel boyutta farkında olduğu bir gerçekliktir. (Bauman, 2000)

 

Düşünebilmesi sayesinde kendi haricindeki canlıların ölümü artık refleks olma durumundan öte rasyonel zekâsı ile kavradığı bir farkındalık haline gelmiştir.(Lévinas,2006:13) Öleceğinin farkında olarak yaşayan tek canlı da insandır.

 

Onu diğer canlılarla bir kılan kaygıya-korkuya kapılmasının haricinde, diğerlerinden ayıran başka bir özelliği de sahiplenme duygusudur. En büyük insan korkusu ise kaybetme korkusu olarak bilinmektedir ki ölüm karşısındaki çaresizliğini ya da karmaşık tutumlar geliştirmesini de bu şekilde açıklamak mümkündür. (Bowlby, 2015:19-162)

 

Ölüm aile içinde yaşanmış ve kaybedilen ebeveyn ise güven kaynağı olduklarından güven yitimi, kayıp çekirdek ailenin küçük bireylerinden ise geride kalanın neslin devamına dayanan kendi varlığına dair anlam yitimi, toplumsal bir kayıp söz konusu olduğunda da güç-itibar-değer yitimi içeren kaybetme tavrı açığa çıkmaktadır.

 

Kaybın arkasından gelişen ikincil bir kaygı da fiziksel olarak kendisi ile aynı ortamı artık paylaşamadığı yakınını belleğinde tutamamak ya da bellekte kalan hatıralardan kaynaklı yokluğun verdiği acıyla başa çıkamamaktır. Hayattan kopmanın karşısında bir tarif geliştiremediği için ölüm gerçekliğine dair kaygılarını meşru kılma adına farklı düşünceler geliştirmiştir. (Samsakçı, 2017:3) Öteki dünya anlayışı, şehitlik mertebesine ulaşmak, reankarne olmak/olmamak gibi inançsal savunmalar yaratmıştır. (Değirmencioğlu, 2014:42) Böylelikle dünyada sona eren birlikteliğin başka bir boyutta devam edeceği düşüncesi duygusal eksikliği bastırmaktadır. Ölümle gelen ve geriye kalan cansız/ruhsuz beden ile yeni bir sürece giren kayıp yakını, kaybettiklerinin ardından zihninde açığa çıkan dünyevi fiziksel eksikliği de bütüne kavuşturma adına (yerine koyma veya meşru kılma amaçlı) nesnel bir yaratım ile avunmaya ihtiyaç duymaktadır. Anı nesneleri olarak tarif edilebilecek bu yapılar ile kaybettiği varlığın yokluğunu, yerine koyduğu vekiller ile tamamlamayı amaçlar.

 

Mezar ya da mezar taşı, nesnel anlamda ortadan yok oluşun yerine vekil kılınmış bir çözümdür. Bireyin/toplumun kaybettiği yakınını bilmediği bir boyuta devretmesinin nişanesidir. Gömüt alanında yer alan belli bir kurgu ile oluşturulmuş alternatif nesneler sayesinde artık kaybedilen unutulmayacaktır. Kaybı yaşayan insanın/toplumun muhatap olabileceği üç boyutlu bir yapı mevcuttur.

 

Toplumlar, farklı inanç kuralları ve kültürel yapılarından kaynaklı, ölüm kavramı ile ilişkilendirilebilecek çok sayıda semboller üretmişlerdir. Çalışmanın konusunu oluşturan

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

578


 

 

yas ve melankoli kavramlarına, metaforik olarak mezar taşlarında veya mezar heykellerinde sıklıkla yer verilmesinin sebebi geride kalanın kederini ifade etmesidir. Bu sayede duygusal bir sağaltım ile acılarından kurtulma ve kurduğu yeni bağ ile eski bütünlüğüne tekrar kavuşma beklentisidir.

 

Bahsi geçen ölümü ve kederi vurgulamak için en sık kullanılan sembollerden bazıları, insan, melek, bitki, ateş, kırık sütun ve kumaştır(örtü-perde). Mezar heykellerinde ya da taşlarında sanatçı tarafından kurgulanarak betimlenmişlerdir. Tüm bu semboller kamusal açık alan olarak tarif edilebilen mezarlıkların haricinde kent meydanlarında yer alan ve ölen bir şahsa atfedilen anıtsal yapılarda da bilinçli olarak geri planda kullanılmaktadır. Bu tercih yas temasından ziyade yücelterek anma önceliğinin ön planda tutulmasından kaynaklıdır.

 

      Yas ve Melankoli İçeren Sembollerin Çözümlemeleri

 

Kumaş ve örtü, kendinden geçmiş/ağlayan figürler, melek figürleri, bitki betimleri, kırık sütunlar, ters dönmüş meşale betimi, yitirilen şahsa dair eşya betimleri neredeyse her coğrafyada tüm farklılıklara rağmen (inanç ve kültür) yası işaret eden semboller olarak kabul görmüş ve defin alanlarındaki yer alan nesneler üzerinde betimlenmiştir.

 

Mezar heykellerinde ve mezar taşlarında kullanılan yas-melankoli ifadeleri genellikle heykeltıraşın kompozisyon kurgusuna bağlı olarak tek başına vurgulandığı gibi çoğunlukla da plastik etkiyi güçlendirmek adına neredeyse tamamı bir arada kullanılabilmektedir.

 

3.1 Kumaş ve Örtü Betimler

 

Kumaş tüm dinlerde ve kültürlerde ölüm ile ilişkilendirilmiş bir malzemedir. Antik dönem tahnit işlemlerinde veya semavi dinlerde defin esnasında kullanılan kefenin kullanımı buna örnek olarak gösterilebilir. Kumaş, örtme, örtünme aracı olarak ölümle yan yana kullanıldığından, yasın başlıca simgelerinden biri haline gelmiştir. Cenaze merasimlerinde tüm vücudun ve başın kapatılması geride kalanın kendini dış dünyadan ya da dünyevi olandan örterek ayırması bilerek ve isteyerek bedenini gizlemesinin amacı yasını belirtmek ya da dünyadan kopan bireye dair kısa süreliğine de olsa onunla eşitlenmek arzusundan kaynaklanır.

 

Mezar heykellerinde ya da taşlarında kullanılan kumaş, örtü ve perde betimleri yası, ağır kederi simgelemektedir. Kumaşın genel kullanım şekli uzun ve drapeler halindedir. Kumaş perde olarak kullanıldığında bu dünya ile öte taraf arasındaki bir geçişi/kapıyı sembolize etmektedir.(Bkz. Şekil 1.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

579


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 1. Milano Anıtsal Mezarlığı’ndan Bir Mezar Heykeli, İtalya.

 

Eserde ölüm meleğinin küçük bir çocuğa uyurken ölüm haberini vermesi tasvir edilmiştir. Kız çocuğunun üzerinde kullanılan kumaş drapelerinin, melek tasvirindeki kumaştan farklı olduğu dikkat çekicidir. İki biçimlendirme tavrının birbirinden farklı oluşu tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. Heykel sanatında iç bükey formun abartılarak yoğun kullanımı alımlayan üzerinde, zayıflık, ölüm, güçsüzlük hissi yaratmaktadır. Buna karşın dış bükey formun yoğun kullanımı ise tam tersi içten dışa bir enerji algılattığı için gücü, dayanıklı oluşu direnci hissettirmektedir.

 

Ölecek olan kızın bedenini saran drapelerin hacimsiz ve sönük betimlenmesinin, melek figüründe kullanılan kumaşın daha hacimli oluşunun sebebi budur. Melek, tanrı katında ölümsüzdür.

 

Mezar yapılarında kumaş tek başına bir kod olarak kullanıldığında da genelde yarı örter pozisyonda kompoze edildiği görülmektedir.(Bkz Resim 2.) Uygulamalarda yine yas sembolize edilirken yarıda kalmış bir ömrü ifade etmektedir. Sağdaki uygulamada bir kılıçla birlikte kullanımı, yarıda kalmış askeri bir kişiliği işaret etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 2. Mezar taşında ve lahitte kullanılan örtü betimi.

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

580


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 3. Thanatos, Karl Bitter, Green Mount Cemetery, 1899

 

Bedeni saran kumaş, arkada kalan bireyin kederini ve matemini temsil etmektedir. (Bkz Resim 3.) Heykeldeki bedenin çıplak bölümü, eski hayatı belirtirken tam tersine ölüm sonrasında artık farklı bir sürecin başladığını, yaşanan ağır yas hissinin tüm kimliğini kapladığı ifade edilmiştir. (Erguvan,20017:30) Figürün kumaşı bedenine kendi elleri ile sararak betimlenmesi de ağır yasın kendi tercihi olduğunun göstergesidir.

 

3.2 Kendinden Geçmiş/Ağlayan Figürler

 

Mezar heykellerinde tüm figüratif kompozisyonlarda kullanılan figürler ağır keder neticesinde güçten düşmüş, bitkin, ağlar vaziyette betimlenmişlerdir. Ağlamaktan kendini kaybetmiş olarak tasvir edilenler bazen bir melek (tanrı katına ait bir varlığın bile bu acıya dayanamadığını göstermek amaçlı) bazen de geride kalan aile bireyini tanımlamaktadır.(Bkz. Şekil 4, 5, 6)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 4. Staglieno Mezarlığı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 5. Sant’anna Mezarlığından Mezar Örnekleri, Lucca, Toscana. İtalya

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

581


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 6. Verano Mezarlığı. Roma

 

Yukarıdaki uygulamada, yas tutan ve yaşadığı dünya ile tüm bağını kesmek için bütün vücudunu kalın bir kumaşla örtmüş olarak betimlenen figür, kuyruğunu yutan yılan tutarak ağlamaktadır. (Bkz. Şekil 6.) Şifa bulmayı temsil eden yılanın kendi kuyruğunu ısırması, kısır döngüyü, ölümü sembolize eder. Üzerindeki kumaşın kalın tasviri kederinin taşımakta güçlük çektiği kederin/yasın ağırlığını, ağlaması da ölüm karşısındaki çaresizliğini anlatmaktadır.

 

Figüratif unsurlar içeren tüm kompozisyonlarda melankolik etki, bakışların boşluğa odaklanması ile sağlanmıştır. Göz bebeklerinin hacim üzerinde bilinçli bir şekilde detaylandırılmamış olmasıyla ve göz kapaklarının yarıya kadar kısılması ile kendinden geçmiş bir ruh hali betimi yaratılmıştır. Figürlerin izleyiciye geçirdiği his ile kaybı yaşayanın ruh hali bu noktada aynılaşmaya başlamaktadır. İkisi de içinde bulunulan andan kopmuş melankoli tavrı içerisindedirler.

 

 

3.3 Melek Figürleri

 

Tanrı ile ölümlü arasındaki ilahi elçiyi temsil eden melek figürleri mezar yapılarında genellikle kadın olarak karşımıza çıkmaktadır.(Martin, 2010: 680-683) Fakat birçok örnekte masumiyet sembolü çocuk melekler ve az da olsa erkek melek betimlerine rastlanmaktadır. Figüratif anlatımda sıklıkla kullanılan bu figür betimi bünyesinde daha evvel bahsedildiği üzere yası temsil eden kumaş ve kederden bitkin düşmüş duruşlar izlenmektedir.(Bkz. Şekil 7.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

582


 

 

Şekil 7. Calcagno Mezarı - Staglıeno - Cenova Anıtsal Mezarlığı Adolfo Apolloni (1904)

 

Uygulamalarda kullanılan kumaş drapeleri metafor olarak akan su gibi kompoze edilmiştir ve geçip giden sonuçta ölüme kavuşan hayatı temsil etmektedir. Bakış yönü tanrı katına yani gökyüzüne doğru ya da toprağı ölümü işaret etmektedir. Kullanılan melek figürlerinde kodlanan bir diğer yas ifadesi de kanatların kapalı ya da ağır keder sebebiyle işlevini gerçekleştiremeyecek halde betimlenmesidir. (Bkz. Şekil 8.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 8. Yas Meleği, William Wetmore Story, Roma 1894

 

3.4 Bitki Betimleri

 

Bitki betimleri mezar heykellerinde ve taşlarında kompozisyonda muhakkak kullanılan bir yas unsurudur. Tüm kültürlerde bitkiler ile özdeşleştirilen duygular ya da mitler söz konusudur. Mesele ölüm olduğunda genellikle pozitif mesajlar içeren bitkililer ya yoğun negatif semboller ile kompoze edilerek ya da yapısal bozuklukları vurgulanarak ölüme veya yas iletisine adapte edilmektedirler. Örneğin zambak dirilişi temsil ederken sapı kırık ya da solmuş zambak betimlemesi erken ölümü, yarıda kalmış bir yaşamı çağrıştırmaktadır. (Bkz. Şekil 9.) Bitki betimleri, genelde kompozisyonda ikincil bir rol üstlenerek yanında kullanılan diğer kodları niteleme görevini üstlenirler. Tomurcuk çiçekler çocukluğu, yeni açmakta olanlar gençlik evresini, açılmış olan çiçeklerde hayatın baharında olduğu mesajlarını iletir. Fakat ölümü anlatan yoğun bir kod ile buluştuğunda bu evrelerden birinde yaşamın yitirildiğini anlaşılmaktadır. Buğday başağı bereketli bir ömrü sembolize ederken, biçilmiş demet haldeki sunumu böyle bir yaşamdan ölüm sayesinde mahrum kaldığını anlatır. Orakla biçilmiş gül ile kaybedilen şahsın öldürülerek hayatını kaybettiğini ifade edilmektedir.

 

Figüratif tasvir yasağının olduğu İslam coğrafyalarında mezar taşlarında çiçek, ağaç ve yaprak ile ölüme dair yas ifadelerine sıklıkla rastlanmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

583


(Şehit, Z. 2011)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 9. Mezar Taşlarında ve Anıtlarında Kullanılan Bitki Örnekleri

 

3.5 Kırık Sütunlar

 

Antik Mısır kökenli bir sembol olan dikilitaş uzun hatta sonsuz yaşamı sembolize ederken kırık sütun yarıda kalmış bir ömre dair yası ifade etmektedir. Bir yas ifadesi olarak sivil mezar yapılarında kullanıldığı gibi toplumsal yası belirten şehitliklerde ya da batı toplumlarında asker anıtlarında kullanılmaktadır. (Bkz. Şekil 10)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 10. Mezar Yapılarında Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.

 

Aşağıdaki uygulamalarda kırık sütun farklı yas sembolleri ile birlikte kombin edilerek iletinin güçlendirilmesi hedeflenmiştir.(Bkz Şekil 11.) Uygulamalarda kullanılan kırık sütun erken ölümü belirtirken, üzerinde kumaş ve sütuna bağlanmış kurdele (bekâret kuşağı) ile kompoze edilmesinden, erken yaşta henüz evlenmemiş bir geç kızın ölümüne dair olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı dönemi örneklerinden olan bir diğer uygulamada, kaybedilen şahsın bir denizci olduğu kırık sütun üzerinde toplanmış halde betimlenmiş yelken kumaşı ile erken ölümünden dolayı hissedilen keder ve yas iletisi vurgulanmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

584


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 11. Osmanlı Mezar Yapılarında Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.

 

3.6 Yitirilen Şahsa Dair Eşya Betimleri

 

Mezar heykellerinde, kaybedilenin tarifi bazen şahsa ait eşyaların kompozisyonda baskın olarak kullanılması ile gerçekleştirilmektedir.(Bkz. Şekil 12-13) Örnek olarak tercih edilmiş iki uygulamada da çok erken yaşta kaybedilen bebeklere ait mezarlar olduğu anlaşılmaktadır. Kompozisyonda kullanılan yataklar, normal şartlarda ölüme dair bir çağrışım yapmazken kullanılan kumaş örtü, perde, açmadan solmuş çiçekler, toprağa düşmüş yastık ve bebek masumiyetini gösteren kuzu sayesinde tüm algının ölüm ile açığa çıkan yas ifadesine yönlendirilmesi sağlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 12. John B.- Julia Olivia'nın Mezarları, Louis, Missouri Calvary Mezarlığı 1870-1876.

 

Şekil 13. Bebek Mezarı, Boston Mount Auburn Mezarlığı, ABD

 

3.7 Ters Dönmüş Meşale Betimi

 

Meşale sembolü aydınlığı ve sonsuz aşkı ifade ederken, ters döndürülmüş olarak betimlenen meşale metaforu, ölümü ifade etmektedir. Ters durması, ölümü ile çevresinde keder yarattığını vurgulamaktadır. Ters döndüğü halde yanmaya devam etmesi, ölümden sonraki sonsuz öteki dünya yaşamına dair aydınlık temennisini sembolize etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

585


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 14. Ters Duran Meşale İle Kompoze Edilmiş Mezar Taşı- Dikili Taş-Mezar Heykeli

 

 

4. Sonuç

 

Kendi varlığına kafa yorduğu kadar yokluğuna dair de düşünen insanoğlu ölümü tarif etmek zorunda hissetmiştir. Gerek kültürel yapısı ile gerekse yarattığı inanç sistemi ile ölüme karşı olan kaygılarını ve korkularını meşru kılma çabasını devam ettirmiştir. Bu sayede her kültür her inanç ölüme dair kendi sembollerini yaratmıştır. Tüm farklılıklara rağmen yas ifadesine dair kabul gören sembollerin evrensel bir benzerlik taşıdığı ve insanların temel korkusu olan ölüm üzerine geliştirdikleri reflekslerin ortak bir tavırda buluştuğu anlaşılmaktadır.

 

Örneklem olarak tercih edilmiş tüm uygulamalarda yer alan, ölüm neticesi ile vuku bulan ağır keder ve yas hissini ileten sembollerin tamamı pozitif anlam taşırken bir sanatçının kurgu sürecinden sonra negatif bir sübliminal mesaj niteliği kazandırıldığı saptanmıştır.

 

Bahsi geçen negatif durum zaten bilinmezliği ve tahammül edilemezliği ile insanda sarsıntı yaratan ölümün kaçınılmaz hissidir. Fakat heykel sanatçısı tarafından negatif bir temanın ifadesinde, biçimden feragat etmeden hatta biçimi mümkün olduğunca ileri seviyeye taşıyarak, talep edenin ve temanın negatifliğine ortak olmadan, sembollerin alegorik bir tavırla yeniden tarif edilmesinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.

 

Heykeltıraşın artistik tavrı neticesinde yas duygusu kaybeden tarafında kalırken mezarlık alanlarında ifadelerle yaratılan melankolik atmosfer alımlayan üzerinde hâkimiyet kurmaktadır. Bu sayede kaybı yaşayanlar dışında mezarlık alanlarında varlık gösteren ziyaretçiler kent içerisinde acılardan türemiş alanlar olsalar da mezarlık atmosferini değil artistik nesnelerle dolu bir açık hava müzesini yaşamaktadırlar.

 

Toplum olarak semboller yaratmanın ardından bu sembolleri kullanan sanatçılardan duygusal sağaltım amaçlı talepte bulunmak ile ölüm karşısında yaşanılan derin acıların alanlardaki plastik temsili sayesinde toplumsal ya da bireysel bir katarsizmin yaşandığı söylenebilir.

 

5. Kaynaklar

 

Bauman, Z. (2000). Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri. Ayrıntı Yayınları. İstanbul, 17.

 

Bowlby, J. (2015). Kaybetme. Pinhan Yayıncılık. İstanbul,19-162.

 

Breton, L. D. (2020). Sessizlik Üzerine.Sel Yayıncılık: İstanbul, 256-257.

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

586


 

 

Curtis, P. (1999). Sculpture 1900-1945. Oxford University Press. New York.

 

Değirmencioğlu,  S.M.  (2014).”Öl  Dediler  Öldüm”  Türkiye’de  Şehitlik  Mitleri.  İletişim  Yayıncılık.

İstanbul, 42.

 

Erguvan, T.Ö.K. (2017). Yürekte Kırk Mum Bireysel ve Toplumsal Yas. Pinhan Yayıncılık. İstanbul, 30.

 

Lévinas, E. (2006). Ölüm ve Zaman. Ayrıntı Yayınları. İstanbul.

 

Martin, K. (2010). The Book Of Symbols Reflection On Archetypal Images. Taschen. Köln, 680-683.

 

Pirenne, H. (2003). Ortaçağ Kentleri. İletişim Yayınları. İstanbul.

 

Samsakçı, M. (2017). Ölüme Açılan Estetik Kapı Türk Mezar Taşı Edebiyatı. Kitabevi. İstanbul, 3.

 

Wycherley, R.E. (1993). Antik Çağda Kentler Nasıl Kuruldu? Arkeoloji ve Sanat Yayınları. İstanbul.

 

Çevrimiçi Kaynak

 

Şehit, Z. (2011). Tarih ve Toplum. Osmanlı Mezar Taşlarında Semboller. https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/, Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

Şekiller Kaynak

 

Şekil1. https://www.laglobetrotter.it/cimitero-monumentale-milano-museo-uomini-illustri/ Erişim tarihi:02 Haziran 2021

 

Şekil2.https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021.

 

Şekil 3. https://michaelkleen.com/2019/10/31/the-embrace-of-thanatos Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

https://gravelyspeaking.com/2017/07/13/black-agnes-isnt/ Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

Şekil 4. https://www.joydiv.org/images/stal2b.jpg Erişim Tarihi: 14 Mayıs 2021

 

Şekil 5. https://karhu53.livejournal.com/10198431.html Erişim Tarihi: 25 mayıs 2021

 

Şekil 6. http://www.roma2oggi.it/wp-content/uploads/2014/04/verano-2.jpg Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

Şekil 7. https://ebarax.tumblr.com/post/118551680805/tomba-calcagno-adolfo-apolloni-cimitero Erişim Tarihi: 03 Haziran 2021

 

Şekil 8. https://www.specialelastminute.it/italia/lazio/itinerari-cimiteriali-e-visite-guidate-nei-cimiteri-

monumentali-di-roma/ Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021

https://twitter.com/sanattcadisi/status/770748642953134081 Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021

 

Şekil 9. https://headstonesymbols.co.uk/headstone-meanings-and-symbols/flowers/ Erişim Tarihi:

11Mayıs 2021

 

https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/ Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021

 

Şekil 10. http://www.colorado-cemeteries.com/symbols. Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021

 

https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean/ Erişim Tarihi: 4 Haziran 2021

 

http://www.turkiyenintarihieserleri.com/?oku=2853 Erişim Tarihi: 04 Haziran 2021

 

Şekil 11. https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/ Erişim Tarihi: 6 Haziran 2021

 

Şekil 12. https://americanghoststories.com/mid-west-ghost-stories/missouri/gravestones-john-julia-olivia-sarpy-morrison Erişim Tarihi: 06 Haziran 2021

 

Şekil 13. https://imgur.com/gallery/NPjfn Erişim Tarihi: 07 Haziran 2021

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

587


 

 

Şekil 14. https://gravelyspeaking.com/2011/08/16/torches-flame-up-or-flame-down/ Erişim Tarihi: 03 Haziran 2021

 

https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021

 

https://gravelyspeaking.com/2012/08/08/the-inverted-torch Erişim Tarihi: 10 Haziran 2021

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 574


 

 

MEZAR HEYKELLERİ VE TAŞLARINDAKİ YAS-MELANKOLİ İFADELERİ

 

 

EXPRESSİONS OF MOURNING-MELANCHOLY IN TOMB STATUES AND STONES

 

Mert Taşkın Demir

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü

 

m.taskindemir@gmail.com.tr

 

 

 

Özet: Ölüm, insanın kendi dışındakinin son bulan varlığıyla tecrübe ya da idrak ettiği bir kavramdır. Tüm canlılarda hayatta kalma dürtüsü mevcuttur fakat yalnızca insan öleceğinin farkındadır. Onu diğer canlılardan ayıran en büyük farklılıklarından bir diğeri de sahiplenme dürtüsüdür ve bu da ölüme karşı karmaşık tutumlar geliştirmesine neden olmuştur. Tanık olduğu gerçeklik karşısında melankolik bir ruh haliyle yas tutma sürecine girer. Kaybettiklerinin ardından hissettiği eksikliği tamamlamak adına yerine koyma veya kaybı meşru kılma amaçlı nesnel bir yaratım ile avunma tavrına ihtiyaç duymuştur. Anımsama nesneleri sayesinde kaybettiği varlığın yokluğunu, yerine koyduğu şeyler ile tamamlamayı amaçlar. Anı nesneleri üzerinden acılarını sağaltmayı ve kurduğu yeni bağ ile eski bütünlüğüne geri dönmeyi hedefler. Tüm toplumsal yapılarda anma, defin ve mezar/mezarlık gelenekleri her ne kadar farklılık gösterse de ölüme dair bir mekân yaratımı ve ölene ait bir anımsatıcı mevcuttur. Farklılıklar karşısındaki tek ortak nokta anımsatıcı nesnelerin estetik kaygılar ile yüceltilerek biçimlendirilmiş olmasıdır. İnsanoğlu tüm çağlarda kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden yapılar oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal bağı da hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile bertaraf etme tavrını benimsemiştir. Hareketsizliğin ve sessizliğin işaret ettiği ölümün gerçekliğinin temsili görevini yine aynı niteliklere sahip olan heykel sanatı üstlenmiştir. Heykelin/heykelsi formaların fiziksel olarak yok oluş karşısında üç boyutlu biçimine anma görevinin yüklenmesi, yine insan zekasının yarattığı pragmatik bir çözümdür. Bu çalışmada, kaybedilen karşısında bir tahammül geliştirmek adına ortaya konan uygulamaların açığa çıkma nedeni incelenmiş, heykel/plastik değerler içeren mezar yapılarında, şehitliklerde, anıtsal plastik unsurlarda ve mezar taşlarında yer alan yas/melankoli kavramı üzerine yoğunlaşılmıştır. Eser çözümleme yöntemi ile gerçekleştirilmiş olan çalışmada inanç sınırları ile ortaya konan plastik değerler üzerinden ölümün nasıl tarif edildiği geride kalanın/ların yitirileni/leri nasıl hafızalarda sonsuz kılmayı hedeflediği analiz edilmeye çalışılmıştır. İnanç/gelenek farklılıkları karşısında kullanılan plastik yas-melankoli ifadeleri, geçmiş ile günümüz kamusal örnekleri incelenerek irdelenmiştir ve eser çözümlemelerinden elde edilen bulgular sunulmuştur.

 

Anahtar Kelimeler: Heykel, anıt, anma nesnesi, yas, melankoli, mezar taşı.

 

Abstract: Death is a concept that a person experiences or realizes with the ending existence of the other than himself. All living beings have the urge to survive but only humans are aware of that they are going to die. One of the biggest differences that distinguishes him from other living beings is the sense of ownership and which has also cause him to develop complex attitudes towards death. He enters the process of mourning with a melancholic mood in the reality that he has witnessed. After his losses, he needed an objective creation and consolation attitude with the aim of replacing or

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

575


 

 

legitimizing the loss in order to complete the lack of feeling. He aims to complete the absence of the existence that he has lost through the objects of commemoration with the things he has replaced. He aims to return back the former integrity through the new relation he has established and he also aims to heal the pains through commemoration objects. Although the traditions of commemoration, burial and grave/cemetery differ in all social structures, there is a space creation for death and a reminder of the deceased. The only common point against the differences is that the commemoration objects are shaped by exalting with aesthetic concerns. Humankind has created structures that express the painful absence of the lost ones in all ages. He also adopted the attitude of eliminating the emotional bond between the grave structures and the lost ones with monuments, statues or tombstones for the sake of keeping them in memory. The art of sculpture, which has the same qualities, has assigned the task of representing the reality of death pointed out by inaction and silence. Undertaking the task of commemoration to the three-dimensional form of sculpture/ sculptural forms over against the physical destruction is also a pragmatic solution created by human intelligence. In this work, the reason of the emergence of the applications that has been presented in order to develop toleration against lost ones has been analyzed. Also in this work, it has been concentrated on the concept of the mourning/ melancholia that has been figured on the grave structures containing sculpture/plastic values, cemeteries, monumental plastic elements and tombstones. In this work, which was carried through with the work analysis method, it was worked to be analyzed how death was defined through the plastic values revealed by the boundaries of belief and how a person/people left behind aimed to make the lost one/ones eternal in their memories. Plastic mourning-melancholy expressions used in the face of belief/tradition differences were scrutinized by examining past and present public samples and findings acquired from work analyzes.

 

Key Words: Sculpture, monument, commemoration object, mourning, melancholy, tombstone.

 

 

 Giriş

 

Mezar ve mezar heykelleri/anıtları insanlığın yerleşik hayata geçişi ile ortaya çıkmış, sürekli gelişen ve dönüşen bir yapıya sahip olmuştur. İlk antik yerleşim alanlarında kentin merkezini oluşturan tapınak civarında nekropoller (mezarlıklar) oluşturulduğu görülmektedir. Mısırdan Yunan’a devredilen ve daha sonra Roma da gelişmeye devam eden kent yapısı içerisinde mezar/lık yapıları önemli bir yere sahiptir ve sürekli kent merkezinde yer almıştır.

 

Roma imparatorluğunun yıkılışının ardından batı coğrafyalarında küçülerek devam eden kent yapısındaki dönüşüm, Ortaçağ Avrupası’nda merkezi genişlemeyi artık takip etmeyen, derebeylikler himayesinde kurulmuş surlarla çevrili feodal yaşamın hâkim olduğu bir yerleşim alanına dönüşmüştür.(Wycherley, 1993) Artık defin işlemleri kilise bodrumunda ya da bahçelerinde gerçekleşmektedir.

 

Ticaretin yükselişi ile sınırlarına sığmayan feodal düzenli Ortaçağ kentleri surların dışına taşmak zorunda kaldığından, kendiliğinden bir kent planlaması kavramını da açığa çıkarmıştır. (Pirenne, 2003) Bu gelişimin yanında, yaşanan veba salgınları ile kent içerisinde ve kilise yapılarında defin işlemlerinin yasaklanması sonucunda mezarlık yapıları kent sınırlarından uzaklaştırılmıştır. Bu sayede mezarlık alanları müstakil bir kimliğe kavuşmuştur. Dini defin kuralları ve mezar biçiminin üzerindeki kilise baskısı da böylelikle ortadan kalmıştır. Yetkinin devredildiği belediye kuralları da mezar tasarımı hususunda

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

576


 

 

esnek bir tavır sergilemeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda mezarlıkları tasnif etmek heykeltıraşlar ve mimarlar için bir iş kolu haline gelmiştir.(Curtis, 1999) Artık gömü alanlarında Hristiyanlık sembollerinin varlığı gelenekselleştiği için devam etse de mezar siparişi verenlerin bireysel istekleri doğrultusunda mezarlıklarda farklı artistik temaların da betimlenmeye başladığı görülmektedir.

 

Mezar yapıları incelendiğinde, toplumsal hiyerarşiye göre biçimlendiği görülür. Yönetici sınıfa ait ya da Ortaçağ Katolik zengininin mezarı ile sıradan bir halk mezarı arasında büyük farklar mevcuttur. Artık mezarlık alanlarının kent merkezinden kopuşu neticesinde gömü alanlarında statü anlamında bir eşitlik söz konusu olsa da mezar yapılarında hala yüksek sınıfa ait gücün ve prestijin yüceltilmesi gerçeği değişmemiştir. Defin alanlarındaki temsil ile ekonomik imkânlar birbirine paralel olarak ilerlemektedir.

 

Zamanla orta sınıfın güçlenmesi ile birlikte de artık Avrupa mezar yapılarının tamamında plastik etkilerin alt tabaka mezarlarında da hâkim olmaya başladığı gözlenmektedir. Günümüz kent planlaması ve örgütlenmesi, mezarlık alanlarının tasnifi, ortaçağ Avrupa kent yapısının devamı niteliğindedir. İslam coğrafyalarında defin merkezlerinde Avrupa etkisi olsa da mezar yapılarında din kaynaklı büyük farklılıklar görülmektedir. Ölüme karşı hissedilen acıların ifadesi toplumların tamamında ortak olsa da dini kurallar veya kültürel farklılıklar aynı kodları değişik formlarla tarif etme gereksinimi açığa çıkarmıştır.

 

Kent planlaması, ister doğuda ister batıda olsun yeniden tarif ettikleri defin alanlarında, toplumlar kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden yapılar/inşalar oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal bağı da hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile bertaraf etme tavrını benimsemişlerdir.

 

Tarihin her döneminde, hareketsizliğin ve sessizliğin işaret ettiği ölüm gerçekliğinin temsili görevini de yine aynı niteliklere sahip olan heykel sanatı üstlenmiştir.(Breton, 2020:256-

 

Heykeltıraşlar tarihsel süreçte ister bir zanaatkâr olarak, ister isimleri ile anılan sanatçılar olarak bu beklentiye cevap vermek adına üretim yapmışlardır. Üretilen anımsatıcı nesnelerin kurgusunda sıklıkla ifade aktarımı için farklı semboller kullanılmıştır.

 

Bu çalışmanın konusunu, anmaya yönelik mezar heykellerinde ya da mezar taşlarında yer alan yas ve melankoli ifadelerini içeren metaforik yapıların heykel sanatında nasıl kullanıldığına dair plastik çözümlemeler oluşturmaktadır. Söz konusu ifadelerin, anmaya yönelik olarak değerlendirilebilecek mezar heykellerinin/anıtlarının ve mezar taşlarının tasarımına nasıl adapte edildiği, heykeltıraş tarafından talep edenin ölüm sayesinde karşı karşıya kaldığı keder hissini hangi metaforik kodlarla nasıl aktardığı, pozitif bir heyecan barındırmayan ölüm temasını alımlayana sübliminal olarak nasıl ilettiği araştırılmıştır.

 

Yayın araştırmalarında ve branş kütüphanelerinde yapılan yayın taramaları sırasında mezar ve mezar taşlarının biçimsel analizlerinin yapıldığı ve kategorize edildiği tespit edilmiştir. Fakat yas ve melankoli ifadelerini içeren plastik çözümleme yöntemine başvurulmadığı bu yöntem ile bir kategori yapılmadığı, yapılmış olsa da tebliğ edilmediği ya da yayına sunulmadığı anlaşılmıştır.

 

Bu çalışmanın örneklemini, kategorize edilmiş 7 adet yas ve melankoli ifadesi ve 18 adet heykel ve mezar taşı üzerinde yapılan eser çözümlemesi oluşturmaktadır.

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

577


 

 

Mezar yapıları incelenerek, heykeltıraştan talep edilen acıların tarifine dair iletilerin plastik bir dile dönüştürme yöntemi irdelenmiştir. Sonuç kısmında, çözümlemeler ile elde edilen bulgular belirtilmiş ve konuya dair çıkarımlar yapılmıştır.

 

2. Ölüm Kavramı Karşısında Toplumların Yarattığı Yas ve Melankoli Sembolleri

 

İnsan, bilimsel gerçekliklerin aydınlattığı günümüz ortamına ulaşana kadar geçen süreç boyunca dünyada varlık bulmasını tarif etmekte zorluk yaşadığı gibi ölüm kavramı karşısında da çaresiz kalmıştır. Kendi dışında tabiatta ortak yaşadığı diğer tüm canlılar gibi hayatta kalma dürtüsüne sahiptir. Fakat bir bitkinin ölüm stresine girmesi ya da bir hayvanın av olmaktan kendini koruması dürtüsel bir refleks olarak nitelendirilebilirken, insanın hayatta kalma arzusu düşünsel boyutta farkında olduğu bir gerçekliktir. (Bauman, 2000)

 

Düşünebilmesi sayesinde kendi haricindeki canlıların ölümü artık refleks olma durumundan öte rasyonel zekâsı ile kavradığı bir farkındalık haline gelmiştir.(Lévinas,2006:13) Öleceğinin farkında olarak yaşayan tek canlı da insandır.

 

Onu diğer canlılarla bir kılan kaygıya-korkuya kapılmasının haricinde, diğerlerinden ayıran başka bir özelliği de sahiplenme duygusudur. En büyük insan korkusu ise kaybetme korkusu olarak bilinmektedir ki ölüm karşısındaki çaresizliğini ya da karmaşık tutumlar geliştirmesini de bu şekilde açıklamak mümkündür. (Bowlby, 2015:19-162)

 

Ölüm aile içinde yaşanmış ve kaybedilen ebeveyn ise güven kaynağı olduklarından güven yitimi, kayıp çekirdek ailenin küçük bireylerinden ise geride kalanın neslin devamına dayanan kendi varlığına dair anlam yitimi, toplumsal bir kayıp söz konusu olduğunda da güç-itibar-değer yitimi içeren kaybetme tavrı açığa çıkmaktadır.

 

Kaybın arkasından gelişen ikincil bir kaygı da fiziksel olarak kendisi ile aynı ortamı artık paylaşamadığı yakınını belleğinde tutamamak ya da bellekte kalan hatıralardan kaynaklı yokluğun verdiği acıyla başa çıkamamaktır. Hayattan kopmanın karşısında bir tarif geliştiremediği için ölüm gerçekliğine dair kaygılarını meşru kılma adına farklı düşünceler geliştirmiştir. (Samsakçı, 2017:3) Öteki dünya anlayışı, şehitlik mertebesine ulaşmak, reankarne olmak/olmamak gibi inançsal savunmalar yaratmıştır. (Değirmencioğlu, 2014:42) Böylelikle dünyada sona eren birlikteliğin başka bir boyutta devam edeceği düşüncesi duygusal eksikliği bastırmaktadır. Ölümle gelen ve geriye kalan cansız/ruhsuz beden ile yeni bir sürece giren kayıp yakını, kaybettiklerinin ardından zihninde açığa çıkan dünyevi fiziksel eksikliği de bütüne kavuşturma adına (yerine koyma veya meşru kılma amaçlı) nesnel bir yaratım ile avunmaya ihtiyaç duymaktadır. Anı nesneleri olarak tarif edilebilecek bu yapılar ile kaybettiği varlığın yokluğunu, yerine koyduğu vekiller ile tamamlamayı amaçlar.

 

Mezar ya da mezar taşı, nesnel anlamda ortadan yok oluşun yerine vekil kılınmış bir çözümdür. Bireyin/toplumun kaybettiği yakınını bilmediği bir boyuta devretmesinin nişanesidir. Gömüt alanında yer alan belli bir kurgu ile oluşturulmuş alternatif nesneler sayesinde artık kaybedilen unutulmayacaktır. Kaybı yaşayan insanın/toplumun muhatap olabileceği üç boyutlu bir yapı mevcuttur.

 

Toplumlar, farklı inanç kuralları ve kültürel yapılarından kaynaklı, ölüm kavramı ile ilişkilendirilebilecek çok sayıda semboller üretmişlerdir. Çalışmanın konusunu oluşturan

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

578


 

 

yas ve melankoli kavramlarına, metaforik olarak mezar taşlarında veya mezar heykellerinde sıklıkla yer verilmesinin sebebi geride kalanın kederini ifade etmesidir. Bu sayede duygusal bir sağaltım ile acılarından kurtulma ve kurduğu yeni bağ ile eski bütünlüğüne tekrar kavuşma beklentisidir.

 

Bahsi geçen ölümü ve kederi vurgulamak için en sık kullanılan sembollerden bazıları, insan, melek, bitki, ateş, kırık sütun ve kumaştır(örtü-perde). Mezar heykellerinde ya da taşlarında sanatçı tarafından kurgulanarak betimlenmişlerdir. Tüm bu semboller kamusal açık alan olarak tarif edilebilen mezarlıkların haricinde kent meydanlarında yer alan ve ölen bir şahsa atfedilen anıtsal yapılarda da bilinçli olarak geri planda kullanılmaktadır. Bu tercih yas temasından ziyade yücelterek anma önceliğinin ön planda tutulmasından kaynaklıdır.

 

      Yas ve Melankoli İçeren Sembollerin Çözümlemeleri

 

Kumaş ve örtü, kendinden geçmiş/ağlayan figürler, melek figürleri, bitki betimleri, kırık sütunlar, ters dönmüş meşale betimi, yitirilen şahsa dair eşya betimleri neredeyse her coğrafyada tüm farklılıklara rağmen (inanç ve kültür) yası işaret eden semboller olarak kabul görmüş ve defin alanlarındaki yer alan nesneler üzerinde betimlenmiştir.

 

Mezar heykellerinde ve mezar taşlarında kullanılan yas-melankoli ifadeleri genellikle heykeltıraşın kompozisyon kurgusuna bağlı olarak tek başına vurgulandığı gibi çoğunlukla da plastik etkiyi güçlendirmek adına neredeyse tamamı bir arada kullanılabilmektedir.

 

3.1 Kumaş ve Örtü Betimler

 

Kumaş tüm dinlerde ve kültürlerde ölüm ile ilişkilendirilmiş bir malzemedir. Antik dönem tahnit işlemlerinde veya semavi dinlerde defin esnasında kullanılan kefenin kullanımı buna örnek olarak gösterilebilir. Kumaş, örtme, örtünme aracı olarak ölümle yan yana kullanıldığından, yasın başlıca simgelerinden biri haline gelmiştir. Cenaze merasimlerinde tüm vücudun ve başın kapatılması geride kalanın kendini dış dünyadan ya da dünyevi olandan örterek ayırması bilerek ve isteyerek bedenini gizlemesinin amacı yasını belirtmek ya da dünyadan kopan bireye dair kısa süreliğine de olsa onunla eşitlenmek arzusundan kaynaklanır.

 

Mezar heykellerinde ya da taşlarında kullanılan kumaş, örtü ve perde betimleri yası, ağır kederi simgelemektedir. Kumaşın genel kullanım şekli uzun ve drapeler halindedir. Kumaş perde olarak kullanıldığında bu dünya ile öte taraf arasındaki bir geçişi/kapıyı sembolize etmektedir.(Bkz. Şekil 1.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

579


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 1. Milano Anıtsal Mezarlığı’ndan Bir Mezar Heykeli, İtalya.

 

Eserde ölüm meleğinin küçük bir çocuğa uyurken ölüm haberini vermesi tasvir edilmiştir. Kız çocuğunun üzerinde kullanılan kumaş drapelerinin, melek tasvirindeki kumaştan farklı olduğu dikkat çekicidir. İki biçimlendirme tavrının birbirinden farklı oluşu tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. Heykel sanatında iç bükey formun abartılarak yoğun kullanımı alımlayan üzerinde, zayıflık, ölüm, güçsüzlük hissi yaratmaktadır. Buna karşın dış bükey formun yoğun kullanımı ise tam tersi içten dışa bir enerji algılattığı için gücü, dayanıklı oluşu direnci hissettirmektedir.

 

Ölecek olan kızın bedenini saran drapelerin hacimsiz ve sönük betimlenmesinin, melek figüründe kullanılan kumaşın daha hacimli oluşunun sebebi budur. Melek, tanrı katında ölümsüzdür.

 

Mezar yapılarında kumaş tek başına bir kod olarak kullanıldığında da genelde yarı örter pozisyonda kompoze edildiği görülmektedir.(Bkz Resim 2.) Uygulamalarda yine yas sembolize edilirken yarıda kalmış bir ömrü ifade etmektedir. Sağdaki uygulamada bir kılıçla birlikte kullanımı, yarıda kalmış askeri bir kişiliği işaret etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 2. Mezar taşında ve lahitte kullanılan örtü betimi.

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

580


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 3. Thanatos, Karl Bitter, Green Mount Cemetery, 1899

 

Bedeni saran kumaş, arkada kalan bireyin kederini ve matemini temsil etmektedir. (Bkz Resim 3.) Heykeldeki bedenin çıplak bölümü, eski hayatı belirtirken tam tersine ölüm sonrasında artık farklı bir sürecin başladığını, yaşanan ağır yas hissinin tüm kimliğini kapladığı ifade edilmiştir. (Erguvan,20017:30) Figürün kumaşı bedenine kendi elleri ile sararak betimlenmesi de ağır yasın kendi tercihi olduğunun göstergesidir.

 

3.2 Kendinden Geçmiş/Ağlayan Figürler

 

Mezar heykellerinde tüm figüratif kompozisyonlarda kullanılan figürler ağır keder neticesinde güçten düşmüş, bitkin, ağlar vaziyette betimlenmişlerdir. Ağlamaktan kendini kaybetmiş olarak tasvir edilenler bazen bir melek (tanrı katına ait bir varlığın bile bu acıya dayanamadığını göstermek amaçlı) bazen de geride kalan aile bireyini tanımlamaktadır.(Bkz. Şekil 4, 5, 6)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 4. Staglieno Mezarlığı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 5. Sant’anna Mezarlığından Mezar Örnekleri, Lucca, Toscana. İtalya

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

581


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 6. Verano Mezarlığı. Roma

 

Yukarıdaki uygulamada, yas tutan ve yaşadığı dünya ile tüm bağını kesmek için bütün vücudunu kalın bir kumaşla örtmüş olarak betimlenen figür, kuyruğunu yutan yılan tutarak ağlamaktadır. (Bkz. Şekil 6.) Şifa bulmayı temsil eden yılanın kendi kuyruğunu ısırması, kısır döngüyü, ölümü sembolize eder. Üzerindeki kumaşın kalın tasviri kederinin taşımakta güçlük çektiği kederin/yasın ağırlığını, ağlaması da ölüm karşısındaki çaresizliğini anlatmaktadır.

 

Figüratif unsurlar içeren tüm kompozisyonlarda melankolik etki, bakışların boşluğa odaklanması ile sağlanmıştır. Göz bebeklerinin hacim üzerinde bilinçli bir şekilde detaylandırılmamış olmasıyla ve göz kapaklarının yarıya kadar kısılması ile kendinden geçmiş bir ruh hali betimi yaratılmıştır. Figürlerin izleyiciye geçirdiği his ile kaybı yaşayanın ruh hali bu noktada aynılaşmaya başlamaktadır. İkisi de içinde bulunulan andan kopmuş melankoli tavrı içerisindedirler.

 

 

3.3 Melek Figürleri

 

Tanrı ile ölümlü arasındaki ilahi elçiyi temsil eden melek figürleri mezar yapılarında genellikle kadın olarak karşımıza çıkmaktadır.(Martin, 2010: 680-683) Fakat birçok örnekte masumiyet sembolü çocuk melekler ve az da olsa erkek melek betimlerine rastlanmaktadır. Figüratif anlatımda sıklıkla kullanılan bu figür betimi bünyesinde daha evvel bahsedildiği üzere yası temsil eden kumaş ve kederden bitkin düşmüş duruşlar izlenmektedir.(Bkz. Şekil 7.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

582


 

 

Şekil 7. Calcagno Mezarı - Staglıeno - Cenova Anıtsal Mezarlığı Adolfo Apolloni (1904)

 

Uygulamalarda kullanılan kumaş drapeleri metafor olarak akan su gibi kompoze edilmiştir ve geçip giden sonuçta ölüme kavuşan hayatı temsil etmektedir. Bakış yönü tanrı katına yani gökyüzüne doğru ya da toprağı ölümü işaret etmektedir. Kullanılan melek figürlerinde kodlanan bir diğer yas ifadesi de kanatların kapalı ya da ağır keder sebebiyle işlevini gerçekleştiremeyecek halde betimlenmesidir. (Bkz. Şekil 8.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 8. Yas Meleği, William Wetmore Story, Roma 1894

 

3.4 Bitki Betimleri

 

Bitki betimleri mezar heykellerinde ve taşlarında kompozisyonda muhakkak kullanılan bir yas unsurudur. Tüm kültürlerde bitkiler ile özdeşleştirilen duygular ya da mitler söz konusudur. Mesele ölüm olduğunda genellikle pozitif mesajlar içeren bitkililer ya yoğun negatif semboller ile kompoze edilerek ya da yapısal bozuklukları vurgulanarak ölüme veya yas iletisine adapte edilmektedirler. Örneğin zambak dirilişi temsil ederken sapı kırık ya da solmuş zambak betimlemesi erken ölümü, yarıda kalmış bir yaşamı çağrıştırmaktadır. (Bkz. Şekil 9.) Bitki betimleri, genelde kompozisyonda ikincil bir rol üstlenerek yanında kullanılan diğer kodları niteleme görevini üstlenirler. Tomurcuk çiçekler çocukluğu, yeni açmakta olanlar gençlik evresini, açılmış olan çiçeklerde hayatın baharında olduğu mesajlarını iletir. Fakat ölümü anlatan yoğun bir kod ile buluştuğunda bu evrelerden birinde yaşamın yitirildiğini anlaşılmaktadır. Buğday başağı bereketli bir ömrü sembolize ederken, biçilmiş demet haldeki sunumu böyle bir yaşamdan ölüm sayesinde mahrum kaldığını anlatır. Orakla biçilmiş gül ile kaybedilen şahsın öldürülerek hayatını kaybettiğini ifade edilmektedir.

 

Figüratif tasvir yasağının olduğu İslam coğrafyalarında mezar taşlarında çiçek, ağaç ve yaprak ile ölüme dair yas ifadelerine sıklıkla rastlanmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

583


(Şehit, Z. 2011)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 9. Mezar Taşlarında ve Anıtlarında Kullanılan Bitki Örnekleri

 

3.5 Kırık Sütunlar

 

Antik Mısır kökenli bir sembol olan dikilitaş uzun hatta sonsuz yaşamı sembolize ederken kırık sütun yarıda kalmış bir ömre dair yası ifade etmektedir. Bir yas ifadesi olarak sivil mezar yapılarında kullanıldığı gibi toplumsal yası belirten şehitliklerde ya da batı toplumlarında asker anıtlarında kullanılmaktadır. (Bkz. Şekil 10)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 10. Mezar Yapılarında Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.

 

Aşağıdaki uygulamalarda kırık sütun farklı yas sembolleri ile birlikte kombin edilerek iletinin güçlendirilmesi hedeflenmiştir.(Bkz Şekil 11.) Uygulamalarda kullanılan kırık sütun erken ölümü belirtirken, üzerinde kumaş ve sütuna bağlanmış kurdele (bekâret kuşağı) ile kompoze edilmesinden, erken yaşta henüz evlenmemiş bir geç kızın ölümüne dair olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı dönemi örneklerinden olan bir diğer uygulamada, kaybedilen şahsın bir denizci olduğu kırık sütun üzerinde toplanmış halde betimlenmiş yelken kumaşı ile erken ölümünden dolayı hissedilen keder ve yas iletisi vurgulanmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

584


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 11. Osmanlı Mezar Yapılarında Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.

 

3.6 Yitirilen Şahsa Dair Eşya Betimleri

 

Mezar heykellerinde, kaybedilenin tarifi bazen şahsa ait eşyaların kompozisyonda baskın olarak kullanılması ile gerçekleştirilmektedir.(Bkz. Şekil 12-13) Örnek olarak tercih edilmiş iki uygulamada da çok erken yaşta kaybedilen bebeklere ait mezarlar olduğu anlaşılmaktadır. Kompozisyonda kullanılan yataklar, normal şartlarda ölüme dair bir çağrışım yapmazken kullanılan kumaş örtü, perde, açmadan solmuş çiçekler, toprağa düşmüş yastık ve bebek masumiyetini gösteren kuzu sayesinde tüm algının ölüm ile açığa çıkan yas ifadesine yönlendirilmesi sağlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 12. John B.- Julia Olivia'nın Mezarları, Louis, Missouri Calvary Mezarlığı 1870-1876.

 

Şekil 13. Bebek Mezarı, Boston Mount Auburn Mezarlığı, ABD

 

3.7 Ters Dönmüş Meşale Betimi

 

Meşale sembolü aydınlığı ve sonsuz aşkı ifade ederken, ters döndürülmüş olarak betimlenen meşale metaforu, ölümü ifade etmektedir. Ters durması, ölümü ile çevresinde keder yarattığını vurgulamaktadır. Ters döndüğü halde yanmaya devam etmesi, ölümden sonraki sonsuz öteki dünya yaşamına dair aydınlık temennisini sembolize etmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

585


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 14. Ters Duran Meşale İle Kompoze Edilmiş Mezar Taşı- Dikili Taş-Mezar Heykeli

 

 

4. Sonuç

 

Kendi varlığına kafa yorduğu kadar yokluğuna dair de düşünen insanoğlu ölümü tarif etmek zorunda hissetmiştir. Gerek kültürel yapısı ile gerekse yarattığı inanç sistemi ile ölüme karşı olan kaygılarını ve korkularını meşru kılma çabasını devam ettirmiştir. Bu sayede her kültür her inanç ölüme dair kendi sembollerini yaratmıştır. Tüm farklılıklara rağmen yas ifadesine dair kabul gören sembollerin evrensel bir benzerlik taşıdığı ve insanların temel korkusu olan ölüm üzerine geliştirdikleri reflekslerin ortak bir tavırda buluştuğu anlaşılmaktadır.

 

Örneklem olarak tercih edilmiş tüm uygulamalarda yer alan, ölüm neticesi ile vuku bulan ağır keder ve yas hissini ileten sembollerin tamamı pozitif anlam taşırken bir sanatçının kurgu sürecinden sonra negatif bir sübliminal mesaj niteliği kazandırıldığı saptanmıştır.

 

Bahsi geçen negatif durum zaten bilinmezliği ve tahammül edilemezliği ile insanda sarsıntı yaratan ölümün kaçınılmaz hissidir. Fakat heykel sanatçısı tarafından negatif bir temanın ifadesinde, biçimden feragat etmeden hatta biçimi mümkün olduğunca ileri seviyeye taşıyarak, talep edenin ve temanın negatifliğine ortak olmadan, sembollerin alegorik bir tavırla yeniden tarif edilmesinin mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.

 

Heykeltıraşın artistik tavrı neticesinde yas duygusu kaybeden tarafında kalırken mezarlık alanlarında ifadelerle yaratılan melankolik atmosfer alımlayan üzerinde hâkimiyet kurmaktadır. Bu sayede kaybı yaşayanlar dışında mezarlık alanlarında varlık gösteren ziyaretçiler kent içerisinde acılardan türemiş alanlar olsalar da mezarlık atmosferini değil artistik nesnelerle dolu bir açık hava müzesini yaşamaktadırlar.

 

Toplum olarak semboller yaratmanın ardından bu sembolleri kullanan sanatçılardan duygusal sağaltım amaçlı talepte bulunmak ile ölüm karşısında yaşanılan derin acıların alanlardaki plastik temsili sayesinde toplumsal ya da bireysel bir katarsizmin yaşandığı söylenebilir.

 

5. Kaynaklar

 

Bauman, Z. (2000). Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri. Ayrıntı Yayınları. İstanbul, 17.

 

Bowlby, J. (2015). Kaybetme. Pinhan Yayıncılık. İstanbul,19-162.

 

Breton, L. D. (2020). Sessizlik Üzerine.Sel Yayıncılık: İstanbul, 256-257.

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

586


 

 

Curtis, P. (1999). Sculpture 1900-1945. Oxford University Press. New York.

 

Değirmencioğlu,  S.M.  (2014).”Öl  Dediler  Öldüm”  Türkiye’de  Şehitlik  Mitleri.  İletişim  Yayıncılık.

İstanbul, 42.

 

Erguvan, T.Ö.K. (2017). Yürekte Kırk Mum Bireysel ve Toplumsal Yas. Pinhan Yayıncılık. İstanbul, 30.

 

Lévinas, E. (2006). Ölüm ve Zaman. Ayrıntı Yayınları. İstanbul.

 

Martin, K. (2010). The Book Of Symbols Reflection On Archetypal Images. Taschen. Köln, 680-683.

 

Pirenne, H. (2003). Ortaçağ Kentleri. İletişim Yayınları. İstanbul.

 

Samsakçı, M. (2017). Ölüme Açılan Estetik Kapı Türk Mezar Taşı Edebiyatı. Kitabevi. İstanbul, 3.

 

Wycherley, R.E. (1993). Antik Çağda Kentler Nasıl Kuruldu? Arkeoloji ve Sanat Yayınları. İstanbul.

 

Çevrimiçi Kaynak

 

Şehit, Z. (2011). Tarih ve Toplum. Osmanlı Mezar Taşlarında Semboller. https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/, Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

Şekiller Kaynak

 

Şekil1. https://www.laglobetrotter.it/cimitero-monumentale-milano-museo-uomini-illustri/ Erişim tarihi:02 Haziran 2021

 

Şekil2.https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021.

 

Şekil 3. https://michaelkleen.com/2019/10/31/the-embrace-of-thanatos Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

https://gravelyspeaking.com/2017/07/13/black-agnes-isnt/ Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

Şekil 4. https://www.joydiv.org/images/stal2b.jpg Erişim Tarihi: 14 Mayıs 2021

 

Şekil 5. https://karhu53.livejournal.com/10198431.html Erişim Tarihi: 25 mayıs 2021

 

Şekil 6. http://www.roma2oggi.it/wp-content/uploads/2014/04/verano-2.jpg Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021

 

Şekil 7. https://ebarax.tumblr.com/post/118551680805/tomba-calcagno-adolfo-apolloni-cimitero Erişim Tarihi: 03 Haziran 2021

 

Şekil 8. https://www.specialelastminute.it/italia/lazio/itinerari-cimiteriali-e-visite-guidate-nei-cimiteri-

monumentali-di-roma/ Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021

https://twitter.com/sanattcadisi/status/770748642953134081 Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021

 

Şekil 9. https://headstonesymbols.co.uk/headstone-meanings-and-symbols/flowers/ Erişim Tarihi:

11Mayıs 2021

 

https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/ Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021

 

Şekil 10. http://www.colorado-cemeteries.com/symbols. Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021

 

https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean/ Erişim Tarihi: 4 Haziran 2021

 

http://www.turkiyenintarihieserleri.com/?oku=2853 Erişim Tarihi: 04 Haziran 2021

 

Şekil 11. https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/ Erişim Tarihi: 6 Haziran 2021

 

Şekil 12. https://americanghoststories.com/mid-west-ghost-stories/missouri/gravestones-john-julia-olivia-sarpy-morrison Erişim Tarihi: 06 Haziran 2021

 

Şekil 13. https://imgur.com/gallery/NPjfn Erişim Tarihi: 07 Haziran 2021

 

 

ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS

 

 

587


 

 

Şekil 14. https://gravelyspeaking.com/2011/08/16/torches-flame-up-or-flame-down/ Erişim Tarihi: 03 Haziran 2021

 

https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021

 

https://gravelyspeaking.com/2012/08/08/the-inverted-torch Erişim Tarihi: 10 Haziran 2021