ART&DESIGN-2021 NİĞDE ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI SANAT VE TASARIM KONGRESİ, Niğde, Türkiye, 21 - 22 Haziran 2021, ss.575-588, (Tam Metin Bildiri)
MEZAR HEYKELLERİ VE TAŞLARINDAKİ YAS-MELANKOLİ
İFADELERİ
EXPRESSİONS OF MOURNING-MELANCHOLY
IN TOMB STATUES AND STONES
Mert Taşkın Demir
Dokuz
Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü
m.taskindemir@gmail.com.tr
Özet: Ölüm, insanın kendi dışındakinin son bulan
varlığıyla tecrübe ya da idrak ettiği bir kavramdır. Tüm canlılarda hayatta
kalma dürtüsü mevcuttur fakat yalnızca insan öleceğinin farkındadır. Onu diğer
canlılardan ayıran en büyük farklılıklarından bir diğeri de sahiplenme
dürtüsüdür ve bu da ölüme karşı karmaşık tutumlar geliştirmesine neden
olmuştur. Tanık olduğu gerçeklik karşısında melankolik bir ruh haliyle yas
tutma sürecine girer. Kaybettiklerinin ardından hissettiği eksikliği tamamlamak
adına yerine koyma veya kaybı meşru kılma amaçlı nesnel bir yaratım ile avunma
tavrına ihtiyaç duymuştur. Anımsama nesneleri sayesinde kaybettiği varlığın
yokluğunu, yerine koyduğu şeyler ile tamamlamayı amaçlar. Anı nesneleri
üzerinden acılarını sağaltmayı ve kurduğu yeni bağ ile eski bütünlüğüne geri
dönmeyi hedefler. Tüm toplumsal yapılarda anma, defin ve mezar/mezarlık
gelenekleri her ne kadar farklılık gösterse de ölüme dair bir mekân yaratımı ve
ölene ait bir anımsatıcı mevcuttur. Farklılıklar karşısındaki tek ortak nokta
anımsatıcı nesnelerin estetik kaygılar ile yüceltilerek biçimlendirilmiş
olmasıdır. İnsanoğlu tüm çağlarda kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden
yapılar oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal
bağı da hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile
bertaraf etme tavrını benimsemiştir. Hareketsizliğin ve sessizliğin işaret
ettiği ölümün gerçekliğinin temsili görevini yine aynı niteliklere sahip olan
heykel sanatı üstlenmiştir. Heykelin/heykelsi formaların fiziksel olarak yok
oluş karşısında üç boyutlu biçimine anma görevinin yüklenmesi, yine insan
zekasının yarattığı pragmatik bir çözümdür. Bu çalışmada, kaybedilen karşısında
bir tahammül geliştirmek adına ortaya konan uygulamaların açığa çıkma nedeni
incelenmiş, heykel/plastik değerler içeren mezar yapılarında, şehitliklerde,
anıtsal plastik unsurlarda ve mezar taşlarında yer alan yas/melankoli kavramı
üzerine yoğunlaşılmıştır. Eser çözümleme yöntemi ile gerçekleştirilmiş olan çalışmada
inanç sınırları ile ortaya konan plastik değerler üzerinden ölümün nasıl tarif
edildiği geride kalanın/ların yitirileni/leri nasıl hafızalarda sonsuz kılmayı
hedeflediği analiz edilmeye çalışılmıştır. İnanç/gelenek farklılıkları
karşısında kullanılan plastik yas-melankoli ifadeleri, geçmiş ile günümüz
kamusal örnekleri incelenerek irdelenmiştir ve eser çözümlemelerinden elde
edilen bulgular sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Heykel,
anıt, anma nesnesi, yas, melankoli, mezar taşı.
Abstract: Death is a concept that a person experiences or
realizes with the ending existence of the other than himself. All living beings
have the urge to survive but only humans are aware of that they are going to
die. One of the biggest differences that distinguishes him from other living
beings is the sense of ownership and which has also cause him to develop
complex attitudes towards death. He enters the process of mourning with a
melancholic mood in the reality that he has witnessed. After his losses, he
needed an objective creation and consolation attitude with the aim of replacing
or
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
575
legitimizing the
loss in order to complete the lack of feeling. He aims to complete the absence
of the existence that he has lost through the objects of commemoration with the
things he has replaced. He aims to return back the former integrity through the
new relation he has established and he also aims to heal the pains through
commemoration objects. Although the traditions of commemoration, burial and
grave/cemetery differ in all social structures, there is a space creation for
death and a reminder of the deceased. The only common point against the
differences is that the commemoration objects are shaped by exalting with
aesthetic concerns. Humankind has created structures that express the painful
absence of the lost ones in all ages. He also adopted the attitude of
eliminating the emotional bond between the grave structures and the lost ones
with monuments, statues or tombstones for the sake of keeping them in memory.
The art of sculpture, which has the same qualities, has assigned the task of
representing the reality of death pointed out by inaction and silence.
Undertaking the task of commemoration to the three-dimensional form of
sculpture/ sculptural forms over against the physical destruction is also a
pragmatic solution created by human intelligence. In this work, the reason of
the emergence of the applications that has been presented in order to develop
toleration against lost ones has been analyzed. Also in this work, it has been
concentrated on the concept of the mourning/ melancholia that has been figured
on the grave structures containing sculpture/plastic values, cemeteries,
monumental plastic elements and tombstones. In this work, which was carried
through with the work analysis method, it was worked to be analyzed how death
was defined through the plastic values revealed by the boundaries of belief and
how a person/people left behind aimed to make the lost one/ones eternal in
their memories. Plastic mourning-melancholy expressions used in the face of
belief/tradition differences were scrutinized by examining past and present
public samples and findings acquired from work analyzes.
Key Words: Sculpture, monument,
commemoration object, mourning, melancholy, tombstone.
Giriş
Mezar ve mezar
heykelleri/anıtları insanlığın yerleşik hayata geçişi ile ortaya çıkmış,
sürekli gelişen ve dönüşen bir yapıya sahip olmuştur. İlk antik yerleşim
alanlarında kentin merkezini oluşturan tapınak civarında nekropoller
(mezarlıklar) oluşturulduğu görülmektedir. Mısırdan Yunan’a devredilen ve daha
sonra Roma da gelişmeye devam eden kent yapısı içerisinde mezar/lık yapıları
önemli bir yere sahiptir ve sürekli kent merkezinde yer almıştır.
Roma imparatorluğunun
yıkılışının ardından batı coğrafyalarında küçülerek devam eden kent yapısındaki
dönüşüm, Ortaçağ Avrupası’nda merkezi genişlemeyi artık takip etmeyen,
derebeylikler himayesinde kurulmuş surlarla çevrili feodal yaşamın hâkim olduğu
bir yerleşim alanına dönüşmüştür.(Wycherley, 1993) Artık defin işlemleri kilise
bodrumunda ya da bahçelerinde gerçekleşmektedir.
Ticaretin yükselişi ile
sınırlarına sığmayan feodal düzenli Ortaçağ kentleri surların dışına taşmak
zorunda kaldığından, kendiliğinden bir kent planlaması kavramını da açığa
çıkarmıştır. (Pirenne, 2003) Bu gelişimin yanında, yaşanan veba salgınları ile
kent içerisinde ve kilise yapılarında defin işlemlerinin yasaklanması sonucunda
mezarlık yapıları kent sınırlarından uzaklaştırılmıştır. Bu sayede mezarlık
alanları müstakil bir kimliğe kavuşmuştur. Dini defin kuralları ve mezar
biçiminin üzerindeki kilise baskısı da böylelikle ortadan kalmıştır. Yetkinin
devredildiği belediye kuralları da mezar tasarımı hususunda
ART&DESIGN-2021| BOOK OF
PROCEEDINGS
576
esnek bir tavır
sergilemeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda mezarlıkları tasnif
etmek heykeltıraşlar ve mimarlar için bir iş kolu haline gelmiştir.(Curtis,
1999) Artık gömü alanlarında Hristiyanlık sembollerinin varlığı gelenekselleştiği
için devam etse de mezar siparişi verenlerin bireysel istekleri doğrultusunda
mezarlıklarda farklı artistik temaların da betimlenmeye başladığı
görülmektedir.
Mezar yapıları
incelendiğinde, toplumsal hiyerarşiye göre biçimlendiği görülür. Yönetici sınıfa
ait ya da Ortaçağ Katolik zengininin mezarı ile sıradan bir halk mezarı
arasında büyük farklar mevcuttur. Artık mezarlık alanlarının kent merkezinden
kopuşu neticesinde gömü alanlarında statü anlamında bir eşitlik söz konusu olsa
da mezar yapılarında hala yüksek sınıfa ait gücün ve prestijin yüceltilmesi
gerçeği değişmemiştir. Defin alanlarındaki temsil ile ekonomik imkânlar
birbirine paralel olarak ilerlemektedir.
Zamanla orta
sınıfın güçlenmesi ile birlikte de artık Avrupa mezar yapılarının tamamında
plastik etkilerin alt tabaka mezarlarında da hâkim olmaya başladığı
gözlenmektedir. Günümüz kent planlaması ve örgütlenmesi, mezarlık alanlarının
tasnifi, ortaçağ Avrupa kent yapısının devamı niteliğindedir. İslam
coğrafyalarında defin merkezlerinde Avrupa etkisi olsa da mezar yapılarında din
kaynaklı büyük farklılıklar görülmektedir. Ölüme karşı hissedilen acıların
ifadesi toplumların tamamında ortak olsa da dini kurallar veya kültürel
farklılıklar aynı kodları değişik formlarla tarif etme gereksinimi açığa
çıkarmıştır.
Kent planlaması,
ister doğuda ister batıda olsun yeniden tarif ettikleri defin alanlarında,
toplumlar kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden yapılar/inşalar
oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal bağı da
hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile bertaraf
etme tavrını benimsemişlerdir.
Tarihin her
döneminde, hareketsizliğin ve sessizliğin işaret ettiği ölüm gerçekliğinin
temsili görevini de yine aynı niteliklere sahip olan heykel sanatı
üstlenmiştir.(Breton, 2020:256-
Heykeltıraşlar tarihsel
süreçte ister bir zanaatkâr olarak, ister isimleri ile anılan sanatçılar olarak
bu beklentiye cevap vermek adına üretim yapmışlardır. Üretilen anımsatıcı
nesnelerin kurgusunda sıklıkla ifade aktarımı için farklı semboller
kullanılmıştır.
Bu çalışmanın konusunu,
anmaya yönelik mezar heykellerinde ya da mezar taşlarında yer alan yas ve
melankoli ifadelerini içeren metaforik yapıların heykel sanatında nasıl
kullanıldığına dair plastik çözümlemeler oluşturmaktadır. Söz konusu
ifadelerin, anmaya yönelik olarak değerlendirilebilecek mezar
heykellerinin/anıtlarının ve mezar taşlarının tasarımına nasıl adapte edildiği,
heykeltıraş tarafından talep edenin ölüm sayesinde karşı karşıya kaldığı keder
hissini hangi metaforik kodlarla nasıl aktardığı, pozitif bir heyecan
barındırmayan ölüm temasını alımlayana sübliminal olarak nasıl ilettiği
araştırılmıştır.
Yayın araştırmalarında ve
branş kütüphanelerinde yapılan yayın taramaları sırasında mezar ve mezar
taşlarının biçimsel analizlerinin yapıldığı ve kategorize edildiği tespit
edilmiştir. Fakat yas ve melankoli ifadelerini içeren plastik çözümleme
yöntemine başvurulmadığı bu yöntem ile bir kategori yapılmadığı, yapılmış olsa
da tebliğ edilmediği ya da yayına sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bu çalışmanın örneklemini,
kategorize edilmiş 7 adet yas ve melankoli ifadesi ve 18 adet heykel ve mezar
taşı üzerinde yapılan eser çözümlemesi oluşturmaktadır.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF
PROCEEDINGS
577
Mezar yapıları
incelenerek, heykeltıraştan talep edilen acıların tarifine dair iletilerin
plastik bir dile dönüştürme yöntemi irdelenmiştir. Sonuç kısmında, çözümlemeler
ile elde edilen bulgular belirtilmiş ve konuya dair çıkarımlar yapılmıştır.
2. Ölüm Kavramı Karşısında
Toplumların Yarattığı Yas ve Melankoli Sembolleri
İnsan, bilimsel
gerçekliklerin aydınlattığı günümüz ortamına ulaşana kadar geçen süreç boyunca
dünyada varlık bulmasını tarif etmekte zorluk yaşadığı gibi ölüm kavramı
karşısında da çaresiz kalmıştır. Kendi dışında tabiatta ortak yaşadığı diğer
tüm canlılar gibi hayatta kalma dürtüsüne sahiptir. Fakat bir bitkinin ölüm
stresine girmesi ya da bir hayvanın av olmaktan kendini koruması dürtüsel bir
refleks olarak nitelendirilebilirken, insanın hayatta kalma arzusu düşünsel
boyutta farkında olduğu bir gerçekliktir. (Bauman, 2000)
Düşünebilmesi sayesinde kendi
haricindeki canlıların ölümü artık refleks olma durumundan öte rasyonel zekâsı
ile kavradığı bir farkındalık haline gelmiştir.(Lévinas,2006:13) Öleceğinin
farkında olarak yaşayan tek canlı da insandır.
Onu diğer canlılarla bir
kılan kaygıya-korkuya kapılmasının haricinde, diğerlerinden ayıran başka bir
özelliği de sahiplenme duygusudur. En büyük insan korkusu ise kaybetme korkusu
olarak bilinmektedir ki ölüm karşısındaki çaresizliğini ya da karmaşık tutumlar
geliştirmesini de bu şekilde açıklamak mümkündür. (Bowlby, 2015:19-162)
Ölüm aile içinde yaşanmış ve
kaybedilen ebeveyn ise güven kaynağı olduklarından güven yitimi, kayıp çekirdek
ailenin küçük bireylerinden ise geride kalanın neslin devamına dayanan kendi
varlığına dair anlam yitimi, toplumsal bir kayıp söz konusu olduğunda da güç-itibar-değer
yitimi içeren kaybetme tavrı açığa çıkmaktadır.
Kaybın arkasından
gelişen ikincil bir kaygı da fiziksel olarak kendisi ile aynı ortamı artık
paylaşamadığı yakınını belleğinde tutamamak ya da bellekte kalan hatıralardan
kaynaklı yokluğun verdiği acıyla başa çıkamamaktır. Hayattan kopmanın
karşısında bir tarif geliştiremediği için ölüm gerçekliğine dair kaygılarını
meşru kılma adına farklı düşünceler geliştirmiştir. (Samsakçı, 2017:3) Öteki
dünya anlayışı, şehitlik mertebesine ulaşmak, reankarne olmak/olmamak gibi
inançsal savunmalar yaratmıştır. (Değirmencioğlu, 2014:42) Böylelikle dünyada
sona eren birlikteliğin başka bir boyutta devam edeceği düşüncesi duygusal
eksikliği bastırmaktadır. Ölümle gelen ve geriye kalan cansız/ruhsuz beden ile yeni
bir sürece giren kayıp yakını, kaybettiklerinin ardından zihninde açığa çıkan dünyevi
fiziksel eksikliği de bütüne kavuşturma adına (yerine koyma veya meşru kılma
amaçlı) nesnel bir yaratım ile avunmaya ihtiyaç duymaktadır. Anı nesneleri
olarak tarif edilebilecek bu yapılar ile kaybettiği varlığın yokluğunu, yerine
koyduğu vekiller ile tamamlamayı amaçlar.
Mezar ya da mezar taşı,
nesnel anlamda ortadan yok oluşun yerine vekil kılınmış bir çözümdür.
Bireyin/toplumun kaybettiği yakınını bilmediği bir boyuta devretmesinin
nişanesidir. Gömüt alanında yer alan belli bir kurgu ile oluşturulmuş
alternatif nesneler sayesinde artık kaybedilen unutulmayacaktır. Kaybı yaşayan
insanın/toplumun muhatap olabileceği üç boyutlu bir yapı mevcuttur.
Toplumlar, farklı
inanç kuralları ve kültürel yapılarından kaynaklı, ölüm kavramı ile
ilişkilendirilebilecek çok sayıda semboller üretmişlerdir. Çalışmanın konusunu
oluşturan
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
578
yas ve melankoli
kavramlarına, metaforik olarak mezar taşlarında veya mezar heykellerinde
sıklıkla yer verilmesinin sebebi geride kalanın kederini ifade etmesidir. Bu sayede
duygusal bir sağaltım ile acılarından kurtulma ve kurduğu yeni bağ ile eski
bütünlüğüne tekrar kavuşma beklentisidir.
Bahsi geçen ölümü
ve kederi vurgulamak için en sık kullanılan sembollerden bazıları, insan,
melek, bitki, ateş, kırık sütun ve kumaştır(örtü-perde). Mezar heykellerinde ya
da taşlarında sanatçı tarafından kurgulanarak betimlenmişlerdir. Tüm bu
semboller kamusal açık alan olarak tarif edilebilen mezarlıkların haricinde
kent meydanlarında yer alan ve ölen bir şahsa atfedilen anıtsal yapılarda da
bilinçli olarak geri planda kullanılmaktadır. Bu tercih yas temasından ziyade
yücelterek anma önceliğinin ön planda tutulmasından kaynaklıdır.
Yas ve Melankoli İçeren Sembollerin
Çözümlemeleri
Kumaş ve örtü,
kendinden geçmiş/ağlayan figürler, melek figürleri, bitki betimleri, kırık
sütunlar, ters dönmüş meşale betimi, yitirilen şahsa dair eşya betimleri
neredeyse her coğrafyada tüm farklılıklara rağmen (inanç ve kültür) yası işaret
eden semboller olarak kabul görmüş ve defin alanlarındaki yer alan nesneler
üzerinde betimlenmiştir.
Mezar
heykellerinde ve mezar taşlarında kullanılan yas-melankoli ifadeleri genellikle
heykeltıraşın kompozisyon kurgusuna bağlı olarak tek başına vurgulandığı gibi
çoğunlukla da plastik etkiyi güçlendirmek adına neredeyse tamamı bir arada
kullanılabilmektedir.
3.1 Kumaş ve
Örtü Betimler
Kumaş tüm dinlerde ve
kültürlerde ölüm ile ilişkilendirilmiş bir malzemedir. Antik dönem tahnit
işlemlerinde veya semavi dinlerde defin esnasında kullanılan kefenin kullanımı
buna örnek olarak gösterilebilir. Kumaş, örtme, örtünme aracı olarak ölümle yan
yana kullanıldığından, yasın başlıca simgelerinden biri haline gelmiştir.
Cenaze merasimlerinde tüm vücudun ve başın kapatılması geride kalanın kendini
dış dünyadan ya da dünyevi olandan örterek ayırması bilerek ve isteyerek
bedenini gizlemesinin amacı yasını belirtmek ya da dünyadan kopan bireye dair
kısa süreliğine de olsa onunla eşitlenmek arzusundan kaynaklanır.
Mezar
heykellerinde ya da taşlarında kullanılan kumaş, örtü ve perde betimleri yası,
ağır kederi simgelemektedir. Kumaşın genel kullanım şekli uzun ve drapeler
halindedir. Kumaş perde olarak kullanıldığında bu dünya ile öte taraf
arasındaki bir geçişi/kapıyı sembolize etmektedir.(Bkz. Şekil 1.)
ART&DESIGN-2021| BOOK OF
PROCEEDINGS
579
Şekil 1. Milano
Anıtsal Mezarlığı’ndan Bir Mezar Heykeli, İtalya.
Eserde ölüm meleğinin küçük
bir çocuğa uyurken ölüm haberini vermesi tasvir edilmiştir. Kız çocuğunun
üzerinde kullanılan kumaş drapelerinin, melek tasvirindeki kumaştan farklı
olduğu dikkat çekicidir. İki biçimlendirme tavrının birbirinden farklı oluşu
tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. Heykel sanatında iç bükey formun
abartılarak yoğun kullanımı alımlayan üzerinde, zayıflık, ölüm, güçsüzlük hissi
yaratmaktadır. Buna karşın dış bükey formun yoğun kullanımı ise tam tersi içten
dışa bir enerji algılattığı için gücü, dayanıklı oluşu direnci hissettirmektedir.
Ölecek olan kızın
bedenini saran drapelerin hacimsiz ve sönük betimlenmesinin, melek figüründe
kullanılan kumaşın daha hacimli oluşunun sebebi budur. Melek, tanrı katında
ölümsüzdür.
Mezar yapılarında
kumaş tek başına bir kod olarak kullanıldığında da genelde yarı örter
pozisyonda kompoze edildiği görülmektedir.(Bkz Resim 2.) Uygulamalarda yine yas
sembolize edilirken yarıda kalmış bir ömrü ifade etmektedir. Sağdaki uygulamada
bir kılıçla birlikte kullanımı, yarıda kalmış askeri bir kişiliği işaret
etmektedir.
Şekil 2. Mezar
taşında ve lahitte kullanılan örtü betimi.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
580
Şekil 3. Thanatos,
Karl Bitter, Green Mount Cemetery, 1899
Bedeni saran kumaş, arkada
kalan bireyin kederini ve matemini temsil etmektedir. (Bkz Resim 3.) Heykeldeki
bedenin çıplak bölümü, eski hayatı belirtirken tam tersine ölüm sonrasında
artık farklı bir sürecin başladığını, yaşanan ağır yas hissinin tüm kimliğini
kapladığı ifade edilmiştir. (Erguvan,20017:30) Figürün kumaşı bedenine kendi elleri ile sararak betimlenmesi de ağır
yasın kendi tercihi olduğunun göstergesidir.
3.2 Kendinden Geçmiş/Ağlayan
Figürler
Mezar
heykellerinde tüm figüratif kompozisyonlarda kullanılan figürler ağır keder
neticesinde güçten düşmüş, bitkin, ağlar vaziyette betimlenmişlerdir.
Ağlamaktan kendini kaybetmiş olarak tasvir edilenler bazen bir melek (tanrı
katına ait bir varlığın bile bu acıya dayanamadığını göstermek amaçlı) bazen de
geride kalan aile bireyini tanımlamaktadır.(Bkz. Şekil 4, 5, 6)
Şekil 4. Staglieno
Mezarlığı.
Şekil 5. Sant’anna
Mezarlığından Mezar Örnekleri, Lucca, Toscana. İtalya
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
581
Şekil 6. Verano
Mezarlığı. Roma
Yukarıdaki
uygulamada, yas tutan ve yaşadığı dünya ile tüm bağını kesmek için bütün vücudunu
kalın bir kumaşla örtmüş olarak betimlenen figür, kuyruğunu yutan yılan tutarak
ağlamaktadır. (Bkz. Şekil 6.) Şifa bulmayı temsil eden yılanın kendi kuyruğunu
ısırması, kısır döngüyü, ölümü sembolize eder. Üzerindeki kumaşın kalın tasviri
kederinin taşımakta güçlük çektiği kederin/yasın ağırlığını, ağlaması da ölüm
karşısındaki çaresizliğini anlatmaktadır.
Figüratif unsurlar içeren tüm
kompozisyonlarda melankolik etki, bakışların boşluğa odaklanması ile
sağlanmıştır. Göz bebeklerinin hacim üzerinde bilinçli bir şekilde
detaylandırılmamış olmasıyla ve göz kapaklarının yarıya kadar kısılması ile
kendinden geçmiş bir ruh hali betimi yaratılmıştır. Figürlerin izleyiciye
geçirdiği his ile kaybı yaşayanın ruh hali bu noktada aynılaşmaya
başlamaktadır. İkisi de içinde bulunulan andan kopmuş melankoli tavrı
içerisindedirler.
3.3 Melek Figürleri
Tanrı ile ölümlü arasındaki
ilahi elçiyi temsil eden melek figürleri mezar yapılarında genellikle kadın
olarak karşımıza çıkmaktadır.(Martin, 2010: 680-683) Fakat birçok örnekte masumiyet
sembolü çocuk melekler ve az da olsa erkek melek betimlerine rastlanmaktadır. Figüratif
anlatımda sıklıkla kullanılan bu figür betimi bünyesinde daha evvel
bahsedildiği üzere yası temsil eden kumaş ve kederden bitkin düşmüş duruşlar
izlenmektedir.(Bkz. Şekil 7.)
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
582
Şekil 7. Calcagno
Mezarı - Staglıeno - Cenova Anıtsal Mezarlığı Adolfo Apolloni (1904)
Uygulamalarda kullanılan
kumaş drapeleri metafor olarak akan su gibi kompoze edilmiştir ve geçip giden
sonuçta ölüme kavuşan hayatı temsil etmektedir. Bakış yönü tanrı katına yani
gökyüzüne doğru ya da toprağı ölümü işaret etmektedir. Kullanılan melek
figürlerinde kodlanan bir diğer yas ifadesi de kanatların kapalı ya da ağır
keder sebebiyle işlevini gerçekleştiremeyecek halde betimlenmesidir. (Bkz.
Şekil 8.)
Şekil 8. Yas
Meleği, William Wetmore Story, Roma 1894
3.4 Bitki Betimleri
Bitki betimleri mezar
heykellerinde ve taşlarında kompozisyonda muhakkak kullanılan bir yas
unsurudur. Tüm kültürlerde bitkiler ile özdeşleştirilen duygular ya da mitler
söz konusudur. Mesele ölüm olduğunda genellikle pozitif mesajlar içeren
bitkililer ya yoğun negatif semboller ile kompoze edilerek ya da yapısal
bozuklukları vurgulanarak ölüme veya yas iletisine adapte edilmektedirler.
Örneğin zambak dirilişi temsil ederken sapı kırık ya da solmuş zambak
betimlemesi erken ölümü, yarıda kalmış bir yaşamı çağrıştırmaktadır. (Bkz.
Şekil 9.) Bitki betimleri, genelde kompozisyonda ikincil bir rol üstlenerek
yanında kullanılan diğer kodları niteleme görevini üstlenirler. Tomurcuk
çiçekler çocukluğu, yeni açmakta olanlar gençlik evresini, açılmış olan
çiçeklerde hayatın baharında olduğu mesajlarını iletir. Fakat ölümü anlatan
yoğun bir kod ile buluştuğunda bu evrelerden birinde yaşamın yitirildiğini
anlaşılmaktadır. Buğday başağı bereketli bir ömrü sembolize ederken, biçilmiş
demet haldeki sunumu böyle bir yaşamdan ölüm sayesinde mahrum kaldığını
anlatır. Orakla biçilmiş gül ile kaybedilen şahsın öldürülerek hayatını
kaybettiğini ifade edilmektedir.
Figüratif tasvir
yasağının olduğu İslam coğrafyalarında mezar taşlarında çiçek, ağaç ve yaprak
ile ölüme dair yas ifadelerine sıklıkla rastlanmaktadır.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
583
Şekil 9. Mezar Taşlarında ve
Anıtlarında Kullanılan Bitki Örnekleri
3.5 Kırık Sütunlar
Antik Mısır
kökenli bir sembol olan dikilitaş uzun hatta sonsuz yaşamı sembolize ederken
kırık sütun yarıda kalmış bir ömre dair yası ifade etmektedir. Bir yas ifadesi
olarak sivil mezar yapılarında kullanıldığı gibi toplumsal yası belirten
şehitliklerde ya da batı toplumlarında asker anıtlarında kullanılmaktadır.
(Bkz. Şekil 10)
Şekil 10. Mezar Yapılarında
Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.
Aşağıdaki uygulamalarda kırık
sütun farklı yas sembolleri ile birlikte kombin edilerek iletinin
güçlendirilmesi hedeflenmiştir.(Bkz Şekil 11.) Uygulamalarda kullanılan kırık
sütun erken ölümü belirtirken, üzerinde kumaş ve sütuna bağlanmış kurdele
(bekâret kuşağı) ile kompoze edilmesinden, erken yaşta henüz evlenmemiş bir geç
kızın ölümüne dair olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı dönemi örneklerinden olan
bir diğer uygulamada, kaybedilen şahsın bir denizci olduğu kırık sütun üzerinde
toplanmış halde betimlenmiş yelken kumaşı ile erken ölümünden dolayı hissedilen
keder ve yas iletisi vurgulanmaktadır.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
584
Şekil 11. Osmanlı Mezar Yapılarında
Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.
3.6 Yitirilen Şahsa Dair Eşya
Betimleri
Mezar heykellerinde,
kaybedilenin tarifi bazen şahsa ait eşyaların kompozisyonda baskın olarak
kullanılması ile gerçekleştirilmektedir.(Bkz. Şekil 12-13) Örnek olarak tercih
edilmiş iki uygulamada da çok erken yaşta kaybedilen bebeklere ait mezarlar
olduğu anlaşılmaktadır. Kompozisyonda kullanılan yataklar, normal şartlarda
ölüme dair bir çağrışım yapmazken kullanılan kumaş örtü, perde, açmadan solmuş
çiçekler, toprağa düşmüş yastık ve bebek masumiyetini gösteren kuzu sayesinde
tüm algının ölüm ile açığa çıkan yas ifadesine yönlendirilmesi sağlanmıştır.
Şekil 12. John B.- Julia
Olivia'nın Mezarları, Louis, Missouri Calvary Mezarlığı 1870-1876.
Şekil 13. Bebek Mezarı,
Boston Mount Auburn Mezarlığı, ABD
3.7 Ters Dönmüş Meşale Betimi
Meşale sembolü
aydınlığı ve sonsuz aşkı ifade ederken, ters döndürülmüş olarak betimlenen
meşale metaforu, ölümü ifade etmektedir. Ters durması, ölümü ile çevresinde
keder yarattığını vurgulamaktadır. Ters döndüğü halde yanmaya devam etmesi,
ölümden sonraki sonsuz öteki dünya yaşamına dair aydınlık temennisini sembolize
etmektedir.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
585
Şekil 14. Ters Duran Meşale İle
Kompoze Edilmiş Mezar Taşı- Dikili Taş-Mezar Heykeli
4. Sonuç
Kendi varlığına kafa yorduğu
kadar yokluğuna dair de düşünen insanoğlu ölümü tarif etmek zorunda
hissetmiştir. Gerek kültürel yapısı ile gerekse yarattığı inanç sistemi ile
ölüme karşı olan kaygılarını ve korkularını meşru kılma çabasını devam
ettirmiştir. Bu sayede her kültür her inanç ölüme dair kendi sembollerini
yaratmıştır. Tüm farklılıklara rağmen yas ifadesine dair kabul gören
sembollerin evrensel bir benzerlik taşıdığı ve insanların temel korkusu olan
ölüm üzerine geliştirdikleri reflekslerin ortak bir tavırda buluştuğu
anlaşılmaktadır.
Örneklem olarak
tercih edilmiş tüm uygulamalarda yer alan, ölüm neticesi ile vuku bulan ağır
keder ve yas hissini ileten sembollerin tamamı pozitif anlam taşırken bir sanatçının
kurgu sürecinden sonra negatif bir sübliminal mesaj niteliği kazandırıldığı
saptanmıştır.
Bahsi geçen
negatif durum zaten bilinmezliği ve tahammül edilemezliği ile insanda sarsıntı
yaratan ölümün kaçınılmaz hissidir. Fakat heykel sanatçısı tarafından negatif
bir temanın ifadesinde, biçimden feragat etmeden hatta biçimi mümkün olduğunca
ileri seviyeye taşıyarak, talep edenin ve temanın negatifliğine ortak olmadan,
sembollerin alegorik bir tavırla yeniden tarif edilmesinin mümkün olduğu
sonucuna varılmıştır.
Heykeltıraşın
artistik tavrı neticesinde yas duygusu kaybeden tarafında kalırken mezarlık alanlarında
ifadelerle yaratılan melankolik atmosfer alımlayan üzerinde hâkimiyet kurmaktadır.
Bu sayede kaybı yaşayanlar dışında mezarlık alanlarında varlık gösteren
ziyaretçiler kent içerisinde acılardan türemiş alanlar olsalar da mezarlık
atmosferini değil artistik nesnelerle dolu bir açık hava müzesini
yaşamaktadırlar.
Toplum olarak
semboller yaratmanın ardından bu sembolleri kullanan sanatçılardan duygusal
sağaltım amaçlı talepte bulunmak ile ölüm karşısında yaşanılan derin acıların alanlardaki
plastik temsili sayesinde toplumsal ya da bireysel bir katarsizmin yaşandığı söylenebilir.
5. Kaynaklar
Bauman, Z. (2000). Ölümlülük, Ölümsüzlük ve
Diğer Hayat Stratejileri. Ayrıntı Yayınları. İstanbul, 17.
Bowlby, J.
(2015). Kaybetme. Pinhan Yayıncılık. İstanbul,19-162.
Breton, L.
D. (2020). Sessizlik Üzerine.Sel Yayıncılık: İstanbul, 256-257.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
586
Curtis, P.
(1999). Sculpture 1900-1945. Oxford University Press. New York.
Değirmencioğlu, S.M.
(2014).”Öl Dediler Öldüm”
Türkiye’de Şehitlik Mitleri.
İletişim Yayıncılık.
İstanbul,
42.
Erguvan,
T.Ö.K. (2017). Yürekte Kırk Mum Bireysel ve Toplumsal Yas. Pinhan Yayıncılık.
İstanbul, 30.
Lévinas,
E. (2006). Ölüm ve Zaman. Ayrıntı Yayınları. İstanbul.
Martin, K. (2010). The Book Of Symbols
Reflection On Archetypal Images. Taschen. Köln, 680-683.
Pirenne,
H. (2003). Ortaçağ Kentleri. İletişim Yayınları. İstanbul.
Samsakçı,
M. (2017). Ölüme Açılan Estetik Kapı Türk Mezar Taşı Edebiyatı. Kitabevi.
İstanbul, 3.
Wycherley,
R.E. (1993). Antik Çağda Kentler Nasıl Kuruldu? Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
İstanbul.
Çevrimiçi
Kaynak
Şehit, Z.
(2011). Tarih ve Toplum. Osmanlı Mezar
Taşlarında Semboller. https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/,
Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021
Şekiller
Kaynak
Şekil1. https://www.laglobetrotter.it/cimitero-monumentale-milano-museo-uomini-illustri/
Erişim tarihi:02 Haziran 2021
Şekil2.https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean
Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021.
Şekil 3.
https://michaelkleen.com/2019/10/31/the-embrace-of-thanatos Erişim Tarihi: 01
Haziran 2021
https://gravelyspeaking.com/2017/07/13/black-agnes-isnt/
Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021
Şekil 4.
https://www.joydiv.org/images/stal2b.jpg Erişim Tarihi: 14 Mayıs 2021
Şekil 5.
https://karhu53.livejournal.com/10198431.html Erişim Tarihi: 25 mayıs 2021
Şekil 6.
http://www.roma2oggi.it/wp-content/uploads/2014/04/verano-2.jpg Erişim Tarihi:
01 Haziran 2021
Şekil 7.
https://ebarax.tumblr.com/post/118551680805/tomba-calcagno-adolfo-apolloni-cimitero
Erişim Tarihi: 03 Haziran 2021
Şekil 8.
https://www.specialelastminute.it/italia/lazio/itinerari-cimiteriali-e-visite-guidate-nei-cimiteri-
monumentali-di-roma/
Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021
https://twitter.com/sanattcadisi/status/770748642953134081
Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021
Şekil 9.
https://headstonesymbols.co.uk/headstone-meanings-and-symbols/flowers/ Erişim
Tarihi:
11Mayıs
2021
https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/
Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021
Şekil 10.
http://www.colorado-cemeteries.com/symbols. Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021
https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean/
Erişim Tarihi: 4 Haziran 2021
http://www.turkiyenintarihieserleri.com/?oku=2853
Erişim Tarihi: 04 Haziran 2021
Şekil 11.
https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/ Erişim Tarihi: 6 Haziran
2021
Şekil 12. https://americanghoststories.com/mid-west-ghost-stories/missouri/gravestones-john-julia-olivia-sarpy-morrison
Erişim Tarihi: 06 Haziran 2021
Şekil 13.
https://imgur.com/gallery/NPjfn Erişim Tarihi: 07 Haziran 2021
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
587
Şekil 14.
https://gravelyspeaking.com/2011/08/16/torches-flame-up-or-flame-down/ Erişim
Tarihi: 03 Haziran 2021
https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean
Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021
https://gravelyspeaking.com/2012/08/08/the-inverted-torch
Erişim Tarihi: 10 Haziran 2021
574
MEZAR HEYKELLERİ VE TAŞLARINDAKİ YAS-MELANKOLİ
İFADELERİ
EXPRESSİONS OF MOURNING-MELANCHOLY
IN TOMB STATUES AND STONES
Mert Taşkın Demir
Dokuz
Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü
m.taskindemir@gmail.com.tr
Özet: Ölüm, insanın kendi dışındakinin son bulan
varlığıyla tecrübe ya da idrak ettiği bir kavramdır. Tüm canlılarda hayatta
kalma dürtüsü mevcuttur fakat yalnızca insan öleceğinin farkındadır. Onu diğer
canlılardan ayıran en büyük farklılıklarından bir diğeri de sahiplenme
dürtüsüdür ve bu da ölüme karşı karmaşık tutumlar geliştirmesine neden
olmuştur. Tanık olduğu gerçeklik karşısında melankolik bir ruh haliyle yas
tutma sürecine girer. Kaybettiklerinin ardından hissettiği eksikliği tamamlamak
adına yerine koyma veya kaybı meşru kılma amaçlı nesnel bir yaratım ile avunma
tavrına ihtiyaç duymuştur. Anımsama nesneleri sayesinde kaybettiği varlığın
yokluğunu, yerine koyduğu şeyler ile tamamlamayı amaçlar. Anı nesneleri
üzerinden acılarını sağaltmayı ve kurduğu yeni bağ ile eski bütünlüğüne geri
dönmeyi hedefler. Tüm toplumsal yapılarda anma, defin ve mezar/mezarlık
gelenekleri her ne kadar farklılık gösterse de ölüme dair bir mekân yaratımı ve
ölene ait bir anımsatıcı mevcuttur. Farklılıklar karşısındaki tek ortak nokta
anımsatıcı nesnelerin estetik kaygılar ile yüceltilerek biçimlendirilmiş
olmasıdır. İnsanoğlu tüm çağlarda kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden
yapılar oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal
bağı da hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile
bertaraf etme tavrını benimsemiştir. Hareketsizliğin ve sessizliğin işaret
ettiği ölümün gerçekliğinin temsili görevini yine aynı niteliklere sahip olan
heykel sanatı üstlenmiştir. Heykelin/heykelsi formaların fiziksel olarak yok
oluş karşısında üç boyutlu biçimine anma görevinin yüklenmesi, yine insan
zekasının yarattığı pragmatik bir çözümdür. Bu çalışmada, kaybedilen karşısında
bir tahammül geliştirmek adına ortaya konan uygulamaların açığa çıkma nedeni
incelenmiş, heykel/plastik değerler içeren mezar yapılarında, şehitliklerde,
anıtsal plastik unsurlarda ve mezar taşlarında yer alan yas/melankoli kavramı
üzerine yoğunlaşılmıştır. Eser çözümleme yöntemi ile gerçekleştirilmiş olan çalışmada
inanç sınırları ile ortaya konan plastik değerler üzerinden ölümün nasıl tarif
edildiği geride kalanın/ların yitirileni/leri nasıl hafızalarda sonsuz kılmayı
hedeflediği analiz edilmeye çalışılmıştır. İnanç/gelenek farklılıkları
karşısında kullanılan plastik yas-melankoli ifadeleri, geçmiş ile günümüz
kamusal örnekleri incelenerek irdelenmiştir ve eser çözümlemelerinden elde
edilen bulgular sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Heykel,
anıt, anma nesnesi, yas, melankoli, mezar taşı.
Abstract: Death is a concept that a person experiences or
realizes with the ending existence of the other than himself. All living beings
have the urge to survive but only humans are aware of that they are going to
die. One of the biggest differences that distinguishes him from other living
beings is the sense of ownership and which has also cause him to develop
complex attitudes towards death. He enters the process of mourning with a
melancholic mood in the reality that he has witnessed. After his losses, he
needed an objective creation and consolation attitude with the aim of replacing
or
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
575
legitimizing the
loss in order to complete the lack of feeling. He aims to complete the absence
of the existence that he has lost through the objects of commemoration with the
things he has replaced. He aims to return back the former integrity through the
new relation he has established and he also aims to heal the pains through
commemoration objects. Although the traditions of commemoration, burial and
grave/cemetery differ in all social structures, there is a space creation for
death and a reminder of the deceased. The only common point against the
differences is that the commemoration objects are shaped by exalting with
aesthetic concerns. Humankind has created structures that express the painful
absence of the lost ones in all ages. He also adopted the attitude of
eliminating the emotional bond between the grave structures and the lost ones
with monuments, statues or tombstones for the sake of keeping them in memory.
The art of sculpture, which has the same qualities, has assigned the task of
representing the reality of death pointed out by inaction and silence.
Undertaking the task of commemoration to the three-dimensional form of
sculpture/ sculptural forms over against the physical destruction is also a
pragmatic solution created by human intelligence. In this work, the reason of
the emergence of the applications that has been presented in order to develop
toleration against lost ones has been analyzed. Also in this work, it has been
concentrated on the concept of the mourning/ melancholia that has been figured
on the grave structures containing sculpture/plastic values, cemeteries,
monumental plastic elements and tombstones. In this work, which was carried
through with the work analysis method, it was worked to be analyzed how death
was defined through the plastic values revealed by the boundaries of belief and
how a person/people left behind aimed to make the lost one/ones eternal in
their memories. Plastic mourning-melancholy expressions used in the face of
belief/tradition differences were scrutinized by examining past and present
public samples and findings acquired from work analyzes.
Key Words: Sculpture, monument,
commemoration object, mourning, melancholy, tombstone.
Giriş
Mezar ve mezar
heykelleri/anıtları insanlığın yerleşik hayata geçişi ile ortaya çıkmış,
sürekli gelişen ve dönüşen bir yapıya sahip olmuştur. İlk antik yerleşim
alanlarında kentin merkezini oluşturan tapınak civarında nekropoller
(mezarlıklar) oluşturulduğu görülmektedir. Mısırdan Yunan’a devredilen ve daha
sonra Roma da gelişmeye devam eden kent yapısı içerisinde mezar/lık yapıları
önemli bir yere sahiptir ve sürekli kent merkezinde yer almıştır.
Roma imparatorluğunun
yıkılışının ardından batı coğrafyalarında küçülerek devam eden kent yapısındaki
dönüşüm, Ortaçağ Avrupası’nda merkezi genişlemeyi artık takip etmeyen,
derebeylikler himayesinde kurulmuş surlarla çevrili feodal yaşamın hâkim olduğu
bir yerleşim alanına dönüşmüştür.(Wycherley, 1993) Artık defin işlemleri kilise
bodrumunda ya da bahçelerinde gerçekleşmektedir.
Ticaretin yükselişi ile
sınırlarına sığmayan feodal düzenli Ortaçağ kentleri surların dışına taşmak
zorunda kaldığından, kendiliğinden bir kent planlaması kavramını da açığa
çıkarmıştır. (Pirenne, 2003) Bu gelişimin yanında, yaşanan veba salgınları ile
kent içerisinde ve kilise yapılarında defin işlemlerinin yasaklanması sonucunda
mezarlık yapıları kent sınırlarından uzaklaştırılmıştır. Bu sayede mezarlık
alanları müstakil bir kimliğe kavuşmuştur. Dini defin kuralları ve mezar
biçiminin üzerindeki kilise baskısı da böylelikle ortadan kalmıştır. Yetkinin
devredildiği belediye kuralları da mezar tasarımı hususunda
ART&DESIGN-2021| BOOK OF
PROCEEDINGS
576
esnek bir tavır
sergilemeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda mezarlıkları tasnif
etmek heykeltıraşlar ve mimarlar için bir iş kolu haline gelmiştir.(Curtis,
1999) Artık gömü alanlarında Hristiyanlık sembollerinin varlığı gelenekselleştiği
için devam etse de mezar siparişi verenlerin bireysel istekleri doğrultusunda
mezarlıklarda farklı artistik temaların da betimlenmeye başladığı
görülmektedir.
Mezar yapıları
incelendiğinde, toplumsal hiyerarşiye göre biçimlendiği görülür. Yönetici sınıfa
ait ya da Ortaçağ Katolik zengininin mezarı ile sıradan bir halk mezarı
arasında büyük farklar mevcuttur. Artık mezarlık alanlarının kent merkezinden
kopuşu neticesinde gömü alanlarında statü anlamında bir eşitlik söz konusu olsa
da mezar yapılarında hala yüksek sınıfa ait gücün ve prestijin yüceltilmesi
gerçeği değişmemiştir. Defin alanlarındaki temsil ile ekonomik imkânlar
birbirine paralel olarak ilerlemektedir.
Zamanla orta
sınıfın güçlenmesi ile birlikte de artık Avrupa mezar yapılarının tamamında
plastik etkilerin alt tabaka mezarlarında da hâkim olmaya başladığı
gözlenmektedir. Günümüz kent planlaması ve örgütlenmesi, mezarlık alanlarının
tasnifi, ortaçağ Avrupa kent yapısının devamı niteliğindedir. İslam
coğrafyalarında defin merkezlerinde Avrupa etkisi olsa da mezar yapılarında din
kaynaklı büyük farklılıklar görülmektedir. Ölüme karşı hissedilen acıların
ifadesi toplumların tamamında ortak olsa da dini kurallar veya kültürel
farklılıklar aynı kodları değişik formlarla tarif etme gereksinimi açığa
çıkarmıştır.
Kent planlaması,
ister doğuda ister batıda olsun yeniden tarif ettikleri defin alanlarında,
toplumlar kaybedilenin acı veren yokluğunu ifade eden yapılar/inşalar
oluşturmuştur. Mezar yapılarıyla ve kaybedilen ile arasındaki duygusal bağı da
hafızada kalması adına anıtlarla, heykellerle veya mezar taşları ile bertaraf
etme tavrını benimsemişlerdir.
Tarihin her
döneminde, hareketsizliğin ve sessizliğin işaret ettiği ölüm gerçekliğinin
temsili görevini de yine aynı niteliklere sahip olan heykel sanatı
üstlenmiştir.(Breton, 2020:256-
Heykeltıraşlar tarihsel
süreçte ister bir zanaatkâr olarak, ister isimleri ile anılan sanatçılar olarak
bu beklentiye cevap vermek adına üretim yapmışlardır. Üretilen anımsatıcı
nesnelerin kurgusunda sıklıkla ifade aktarımı için farklı semboller
kullanılmıştır.
Bu çalışmanın konusunu,
anmaya yönelik mezar heykellerinde ya da mezar taşlarında yer alan yas ve
melankoli ifadelerini içeren metaforik yapıların heykel sanatında nasıl
kullanıldığına dair plastik çözümlemeler oluşturmaktadır. Söz konusu
ifadelerin, anmaya yönelik olarak değerlendirilebilecek mezar
heykellerinin/anıtlarının ve mezar taşlarının tasarımına nasıl adapte edildiği,
heykeltıraş tarafından talep edenin ölüm sayesinde karşı karşıya kaldığı keder
hissini hangi metaforik kodlarla nasıl aktardığı, pozitif bir heyecan
barındırmayan ölüm temasını alımlayana sübliminal olarak nasıl ilettiği
araştırılmıştır.
Yayın araştırmalarında ve
branş kütüphanelerinde yapılan yayın taramaları sırasında mezar ve mezar
taşlarının biçimsel analizlerinin yapıldığı ve kategorize edildiği tespit
edilmiştir. Fakat yas ve melankoli ifadelerini içeren plastik çözümleme
yöntemine başvurulmadığı bu yöntem ile bir kategori yapılmadığı, yapılmış olsa
da tebliğ edilmediği ya da yayına sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bu çalışmanın örneklemini,
kategorize edilmiş 7 adet yas ve melankoli ifadesi ve 18 adet heykel ve mezar
taşı üzerinde yapılan eser çözümlemesi oluşturmaktadır.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF
PROCEEDINGS
577
Mezar yapıları
incelenerek, heykeltıraştan talep edilen acıların tarifine dair iletilerin
plastik bir dile dönüştürme yöntemi irdelenmiştir. Sonuç kısmında, çözümlemeler
ile elde edilen bulgular belirtilmiş ve konuya dair çıkarımlar yapılmıştır.
2. Ölüm Kavramı Karşısında
Toplumların Yarattığı Yas ve Melankoli Sembolleri
İnsan, bilimsel
gerçekliklerin aydınlattığı günümüz ortamına ulaşana kadar geçen süreç boyunca
dünyada varlık bulmasını tarif etmekte zorluk yaşadığı gibi ölüm kavramı
karşısında da çaresiz kalmıştır. Kendi dışında tabiatta ortak yaşadığı diğer
tüm canlılar gibi hayatta kalma dürtüsüne sahiptir. Fakat bir bitkinin ölüm
stresine girmesi ya da bir hayvanın av olmaktan kendini koruması dürtüsel bir
refleks olarak nitelendirilebilirken, insanın hayatta kalma arzusu düşünsel
boyutta farkında olduğu bir gerçekliktir. (Bauman, 2000)
Düşünebilmesi sayesinde kendi
haricindeki canlıların ölümü artık refleks olma durumundan öte rasyonel zekâsı
ile kavradığı bir farkındalık haline gelmiştir.(Lévinas,2006:13) Öleceğinin
farkında olarak yaşayan tek canlı da insandır.
Onu diğer canlılarla bir
kılan kaygıya-korkuya kapılmasının haricinde, diğerlerinden ayıran başka bir
özelliği de sahiplenme duygusudur. En büyük insan korkusu ise kaybetme korkusu
olarak bilinmektedir ki ölüm karşısındaki çaresizliğini ya da karmaşık tutumlar
geliştirmesini de bu şekilde açıklamak mümkündür. (Bowlby, 2015:19-162)
Ölüm aile içinde yaşanmış ve
kaybedilen ebeveyn ise güven kaynağı olduklarından güven yitimi, kayıp çekirdek
ailenin küçük bireylerinden ise geride kalanın neslin devamına dayanan kendi
varlığına dair anlam yitimi, toplumsal bir kayıp söz konusu olduğunda da güç-itibar-değer
yitimi içeren kaybetme tavrı açığa çıkmaktadır.
Kaybın arkasından
gelişen ikincil bir kaygı da fiziksel olarak kendisi ile aynı ortamı artık
paylaşamadığı yakınını belleğinde tutamamak ya da bellekte kalan hatıralardan
kaynaklı yokluğun verdiği acıyla başa çıkamamaktır. Hayattan kopmanın
karşısında bir tarif geliştiremediği için ölüm gerçekliğine dair kaygılarını
meşru kılma adına farklı düşünceler geliştirmiştir. (Samsakçı, 2017:3) Öteki
dünya anlayışı, şehitlik mertebesine ulaşmak, reankarne olmak/olmamak gibi
inançsal savunmalar yaratmıştır. (Değirmencioğlu, 2014:42) Böylelikle dünyada
sona eren birlikteliğin başka bir boyutta devam edeceği düşüncesi duygusal
eksikliği bastırmaktadır. Ölümle gelen ve geriye kalan cansız/ruhsuz beden ile yeni
bir sürece giren kayıp yakını, kaybettiklerinin ardından zihninde açığa çıkan dünyevi
fiziksel eksikliği de bütüne kavuşturma adına (yerine koyma veya meşru kılma
amaçlı) nesnel bir yaratım ile avunmaya ihtiyaç duymaktadır. Anı nesneleri
olarak tarif edilebilecek bu yapılar ile kaybettiği varlığın yokluğunu, yerine
koyduğu vekiller ile tamamlamayı amaçlar.
Mezar ya da mezar taşı,
nesnel anlamda ortadan yok oluşun yerine vekil kılınmış bir çözümdür.
Bireyin/toplumun kaybettiği yakınını bilmediği bir boyuta devretmesinin
nişanesidir. Gömüt alanında yer alan belli bir kurgu ile oluşturulmuş
alternatif nesneler sayesinde artık kaybedilen unutulmayacaktır. Kaybı yaşayan
insanın/toplumun muhatap olabileceği üç boyutlu bir yapı mevcuttur.
Toplumlar, farklı
inanç kuralları ve kültürel yapılarından kaynaklı, ölüm kavramı ile
ilişkilendirilebilecek çok sayıda semboller üretmişlerdir. Çalışmanın konusunu
oluşturan
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
578
yas ve melankoli
kavramlarına, metaforik olarak mezar taşlarında veya mezar heykellerinde
sıklıkla yer verilmesinin sebebi geride kalanın kederini ifade etmesidir. Bu sayede
duygusal bir sağaltım ile acılarından kurtulma ve kurduğu yeni bağ ile eski
bütünlüğüne tekrar kavuşma beklentisidir.
Bahsi geçen ölümü
ve kederi vurgulamak için en sık kullanılan sembollerden bazıları, insan,
melek, bitki, ateş, kırık sütun ve kumaştır(örtü-perde). Mezar heykellerinde ya
da taşlarında sanatçı tarafından kurgulanarak betimlenmişlerdir. Tüm bu
semboller kamusal açık alan olarak tarif edilebilen mezarlıkların haricinde
kent meydanlarında yer alan ve ölen bir şahsa atfedilen anıtsal yapılarda da
bilinçli olarak geri planda kullanılmaktadır. Bu tercih yas temasından ziyade
yücelterek anma önceliğinin ön planda tutulmasından kaynaklıdır.
Yas ve Melankoli İçeren Sembollerin
Çözümlemeleri
Kumaş ve örtü,
kendinden geçmiş/ağlayan figürler, melek figürleri, bitki betimleri, kırık
sütunlar, ters dönmüş meşale betimi, yitirilen şahsa dair eşya betimleri
neredeyse her coğrafyada tüm farklılıklara rağmen (inanç ve kültür) yası işaret
eden semboller olarak kabul görmüş ve defin alanlarındaki yer alan nesneler
üzerinde betimlenmiştir.
Mezar
heykellerinde ve mezar taşlarında kullanılan yas-melankoli ifadeleri genellikle
heykeltıraşın kompozisyon kurgusuna bağlı olarak tek başına vurgulandığı gibi
çoğunlukla da plastik etkiyi güçlendirmek adına neredeyse tamamı bir arada
kullanılabilmektedir.
3.1 Kumaş ve
Örtü Betimler
Kumaş tüm dinlerde ve
kültürlerde ölüm ile ilişkilendirilmiş bir malzemedir. Antik dönem tahnit
işlemlerinde veya semavi dinlerde defin esnasında kullanılan kefenin kullanımı
buna örnek olarak gösterilebilir. Kumaş, örtme, örtünme aracı olarak ölümle yan
yana kullanıldığından, yasın başlıca simgelerinden biri haline gelmiştir.
Cenaze merasimlerinde tüm vücudun ve başın kapatılması geride kalanın kendini
dış dünyadan ya da dünyevi olandan örterek ayırması bilerek ve isteyerek
bedenini gizlemesinin amacı yasını belirtmek ya da dünyadan kopan bireye dair
kısa süreliğine de olsa onunla eşitlenmek arzusundan kaynaklanır.
Mezar
heykellerinde ya da taşlarında kullanılan kumaş, örtü ve perde betimleri yası,
ağır kederi simgelemektedir. Kumaşın genel kullanım şekli uzun ve drapeler
halindedir. Kumaş perde olarak kullanıldığında bu dünya ile öte taraf
arasındaki bir geçişi/kapıyı sembolize etmektedir.(Bkz. Şekil 1.)
ART&DESIGN-2021| BOOK OF
PROCEEDINGS
579
Şekil 1. Milano
Anıtsal Mezarlığı’ndan Bir Mezar Heykeli, İtalya.
Eserde ölüm meleğinin küçük
bir çocuğa uyurken ölüm haberini vermesi tasvir edilmiştir. Kız çocuğunun
üzerinde kullanılan kumaş drapelerinin, melek tasvirindeki kumaştan farklı
olduğu dikkat çekicidir. İki biçimlendirme tavrının birbirinden farklı oluşu
tesadüfi değil, bilinçli bir tercihtir. Heykel sanatında iç bükey formun
abartılarak yoğun kullanımı alımlayan üzerinde, zayıflık, ölüm, güçsüzlük hissi
yaratmaktadır. Buna karşın dış bükey formun yoğun kullanımı ise tam tersi içten
dışa bir enerji algılattığı için gücü, dayanıklı oluşu direnci hissettirmektedir.
Ölecek olan kızın
bedenini saran drapelerin hacimsiz ve sönük betimlenmesinin, melek figüründe
kullanılan kumaşın daha hacimli oluşunun sebebi budur. Melek, tanrı katında
ölümsüzdür.
Mezar yapılarında
kumaş tek başına bir kod olarak kullanıldığında da genelde yarı örter
pozisyonda kompoze edildiği görülmektedir.(Bkz Resim 2.) Uygulamalarda yine yas
sembolize edilirken yarıda kalmış bir ömrü ifade etmektedir. Sağdaki uygulamada
bir kılıçla birlikte kullanımı, yarıda kalmış askeri bir kişiliği işaret
etmektedir.
Şekil 2. Mezar
taşında ve lahitte kullanılan örtü betimi.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
580
Şekil 3. Thanatos,
Karl Bitter, Green Mount Cemetery, 1899
Bedeni saran kumaş, arkada
kalan bireyin kederini ve matemini temsil etmektedir. (Bkz Resim 3.) Heykeldeki
bedenin çıplak bölümü, eski hayatı belirtirken tam tersine ölüm sonrasında
artık farklı bir sürecin başladığını, yaşanan ağır yas hissinin tüm kimliğini
kapladığı ifade edilmiştir. (Erguvan,20017:30) Figürün kumaşı bedenine kendi elleri ile sararak betimlenmesi de ağır
yasın kendi tercihi olduğunun göstergesidir.
3.2 Kendinden Geçmiş/Ağlayan
Figürler
Mezar
heykellerinde tüm figüratif kompozisyonlarda kullanılan figürler ağır keder
neticesinde güçten düşmüş, bitkin, ağlar vaziyette betimlenmişlerdir.
Ağlamaktan kendini kaybetmiş olarak tasvir edilenler bazen bir melek (tanrı
katına ait bir varlığın bile bu acıya dayanamadığını göstermek amaçlı) bazen de
geride kalan aile bireyini tanımlamaktadır.(Bkz. Şekil 4, 5, 6)
Şekil 4. Staglieno
Mezarlığı.
Şekil 5. Sant’anna
Mezarlığından Mezar Örnekleri, Lucca, Toscana. İtalya
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
581
Şekil 6. Verano
Mezarlığı. Roma
Yukarıdaki
uygulamada, yas tutan ve yaşadığı dünya ile tüm bağını kesmek için bütün vücudunu
kalın bir kumaşla örtmüş olarak betimlenen figür, kuyruğunu yutan yılan tutarak
ağlamaktadır. (Bkz. Şekil 6.) Şifa bulmayı temsil eden yılanın kendi kuyruğunu
ısırması, kısır döngüyü, ölümü sembolize eder. Üzerindeki kumaşın kalın tasviri
kederinin taşımakta güçlük çektiği kederin/yasın ağırlığını, ağlaması da ölüm
karşısındaki çaresizliğini anlatmaktadır.
Figüratif unsurlar içeren tüm
kompozisyonlarda melankolik etki, bakışların boşluğa odaklanması ile
sağlanmıştır. Göz bebeklerinin hacim üzerinde bilinçli bir şekilde
detaylandırılmamış olmasıyla ve göz kapaklarının yarıya kadar kısılması ile
kendinden geçmiş bir ruh hali betimi yaratılmıştır. Figürlerin izleyiciye
geçirdiği his ile kaybı yaşayanın ruh hali bu noktada aynılaşmaya
başlamaktadır. İkisi de içinde bulunulan andan kopmuş melankoli tavrı
içerisindedirler.
3.3 Melek Figürleri
Tanrı ile ölümlü arasındaki
ilahi elçiyi temsil eden melek figürleri mezar yapılarında genellikle kadın
olarak karşımıza çıkmaktadır.(Martin, 2010: 680-683) Fakat birçok örnekte masumiyet
sembolü çocuk melekler ve az da olsa erkek melek betimlerine rastlanmaktadır. Figüratif
anlatımda sıklıkla kullanılan bu figür betimi bünyesinde daha evvel
bahsedildiği üzere yası temsil eden kumaş ve kederden bitkin düşmüş duruşlar
izlenmektedir.(Bkz. Şekil 7.)
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
582
Şekil 7. Calcagno
Mezarı - Staglıeno - Cenova Anıtsal Mezarlığı Adolfo Apolloni (1904)
Uygulamalarda kullanılan
kumaş drapeleri metafor olarak akan su gibi kompoze edilmiştir ve geçip giden
sonuçta ölüme kavuşan hayatı temsil etmektedir. Bakış yönü tanrı katına yani
gökyüzüne doğru ya da toprağı ölümü işaret etmektedir. Kullanılan melek
figürlerinde kodlanan bir diğer yas ifadesi de kanatların kapalı ya da ağır
keder sebebiyle işlevini gerçekleştiremeyecek halde betimlenmesidir. (Bkz.
Şekil 8.)
Şekil 8. Yas
Meleği, William Wetmore Story, Roma 1894
3.4 Bitki Betimleri
Bitki betimleri mezar
heykellerinde ve taşlarında kompozisyonda muhakkak kullanılan bir yas
unsurudur. Tüm kültürlerde bitkiler ile özdeşleştirilen duygular ya da mitler
söz konusudur. Mesele ölüm olduğunda genellikle pozitif mesajlar içeren
bitkililer ya yoğun negatif semboller ile kompoze edilerek ya da yapısal
bozuklukları vurgulanarak ölüme veya yas iletisine adapte edilmektedirler.
Örneğin zambak dirilişi temsil ederken sapı kırık ya da solmuş zambak
betimlemesi erken ölümü, yarıda kalmış bir yaşamı çağrıştırmaktadır. (Bkz.
Şekil 9.) Bitki betimleri, genelde kompozisyonda ikincil bir rol üstlenerek
yanında kullanılan diğer kodları niteleme görevini üstlenirler. Tomurcuk
çiçekler çocukluğu, yeni açmakta olanlar gençlik evresini, açılmış olan
çiçeklerde hayatın baharında olduğu mesajlarını iletir. Fakat ölümü anlatan
yoğun bir kod ile buluştuğunda bu evrelerden birinde yaşamın yitirildiğini
anlaşılmaktadır. Buğday başağı bereketli bir ömrü sembolize ederken, biçilmiş
demet haldeki sunumu böyle bir yaşamdan ölüm sayesinde mahrum kaldığını
anlatır. Orakla biçilmiş gül ile kaybedilen şahsın öldürülerek hayatını
kaybettiğini ifade edilmektedir.
Figüratif tasvir
yasağının olduğu İslam coğrafyalarında mezar taşlarında çiçek, ağaç ve yaprak
ile ölüme dair yas ifadelerine sıklıkla rastlanmaktadır.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
583
Şekil 9. Mezar Taşlarında ve
Anıtlarında Kullanılan Bitki Örnekleri
3.5 Kırık Sütunlar
Antik Mısır
kökenli bir sembol olan dikilitaş uzun hatta sonsuz yaşamı sembolize ederken
kırık sütun yarıda kalmış bir ömre dair yası ifade etmektedir. Bir yas ifadesi
olarak sivil mezar yapılarında kullanıldığı gibi toplumsal yası belirten
şehitliklerde ya da batı toplumlarında asker anıtlarında kullanılmaktadır.
(Bkz. Şekil 10)
Şekil 10. Mezar Yapılarında
Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.
Aşağıdaki uygulamalarda kırık
sütun farklı yas sembolleri ile birlikte kombin edilerek iletinin
güçlendirilmesi hedeflenmiştir.(Bkz Şekil 11.) Uygulamalarda kullanılan kırık
sütun erken ölümü belirtirken, üzerinde kumaş ve sütuna bağlanmış kurdele
(bekâret kuşağı) ile kompoze edilmesinden, erken yaşta henüz evlenmemiş bir geç
kızın ölümüne dair olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı dönemi örneklerinden olan
bir diğer uygulamada, kaybedilen şahsın bir denizci olduğu kırık sütun üzerinde
toplanmış halde betimlenmiş yelken kumaşı ile erken ölümünden dolayı hissedilen
keder ve yas iletisi vurgulanmaktadır.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
584
Şekil 11. Osmanlı Mezar Yapılarında
Kullanılan Kırık Sütun Örnekleri.
3.6 Yitirilen Şahsa Dair Eşya
Betimleri
Mezar heykellerinde,
kaybedilenin tarifi bazen şahsa ait eşyaların kompozisyonda baskın olarak
kullanılması ile gerçekleştirilmektedir.(Bkz. Şekil 12-13) Örnek olarak tercih
edilmiş iki uygulamada da çok erken yaşta kaybedilen bebeklere ait mezarlar
olduğu anlaşılmaktadır. Kompozisyonda kullanılan yataklar, normal şartlarda
ölüme dair bir çağrışım yapmazken kullanılan kumaş örtü, perde, açmadan solmuş
çiçekler, toprağa düşmüş yastık ve bebek masumiyetini gösteren kuzu sayesinde
tüm algının ölüm ile açığa çıkan yas ifadesine yönlendirilmesi sağlanmıştır.
Şekil 12. John B.- Julia
Olivia'nın Mezarları, Louis, Missouri Calvary Mezarlığı 1870-1876.
Şekil 13. Bebek Mezarı,
Boston Mount Auburn Mezarlığı, ABD
3.7 Ters Dönmüş Meşale Betimi
Meşale sembolü
aydınlığı ve sonsuz aşkı ifade ederken, ters döndürülmüş olarak betimlenen
meşale metaforu, ölümü ifade etmektedir. Ters durması, ölümü ile çevresinde
keder yarattığını vurgulamaktadır. Ters döndüğü halde yanmaya devam etmesi,
ölümden sonraki sonsuz öteki dünya yaşamına dair aydınlık temennisini sembolize
etmektedir.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
585
Şekil 14. Ters Duran Meşale İle
Kompoze Edilmiş Mezar Taşı- Dikili Taş-Mezar Heykeli
4. Sonuç
Kendi varlığına kafa yorduğu
kadar yokluğuna dair de düşünen insanoğlu ölümü tarif etmek zorunda
hissetmiştir. Gerek kültürel yapısı ile gerekse yarattığı inanç sistemi ile
ölüme karşı olan kaygılarını ve korkularını meşru kılma çabasını devam
ettirmiştir. Bu sayede her kültür her inanç ölüme dair kendi sembollerini
yaratmıştır. Tüm farklılıklara rağmen yas ifadesine dair kabul gören
sembollerin evrensel bir benzerlik taşıdığı ve insanların temel korkusu olan
ölüm üzerine geliştirdikleri reflekslerin ortak bir tavırda buluştuğu
anlaşılmaktadır.
Örneklem olarak
tercih edilmiş tüm uygulamalarda yer alan, ölüm neticesi ile vuku bulan ağır
keder ve yas hissini ileten sembollerin tamamı pozitif anlam taşırken bir sanatçının
kurgu sürecinden sonra negatif bir sübliminal mesaj niteliği kazandırıldığı
saptanmıştır.
Bahsi geçen
negatif durum zaten bilinmezliği ve tahammül edilemezliği ile insanda sarsıntı
yaratan ölümün kaçınılmaz hissidir. Fakat heykel sanatçısı tarafından negatif
bir temanın ifadesinde, biçimden feragat etmeden hatta biçimi mümkün olduğunca
ileri seviyeye taşıyarak, talep edenin ve temanın negatifliğine ortak olmadan,
sembollerin alegorik bir tavırla yeniden tarif edilmesinin mümkün olduğu
sonucuna varılmıştır.
Heykeltıraşın
artistik tavrı neticesinde yas duygusu kaybeden tarafında kalırken mezarlık alanlarında
ifadelerle yaratılan melankolik atmosfer alımlayan üzerinde hâkimiyet kurmaktadır.
Bu sayede kaybı yaşayanlar dışında mezarlık alanlarında varlık gösteren
ziyaretçiler kent içerisinde acılardan türemiş alanlar olsalar da mezarlık
atmosferini değil artistik nesnelerle dolu bir açık hava müzesini
yaşamaktadırlar.
Toplum olarak
semboller yaratmanın ardından bu sembolleri kullanan sanatçılardan duygusal
sağaltım amaçlı talepte bulunmak ile ölüm karşısında yaşanılan derin acıların alanlardaki
plastik temsili sayesinde toplumsal ya da bireysel bir katarsizmin yaşandığı söylenebilir.
5. Kaynaklar
Bauman, Z. (2000). Ölümlülük, Ölümsüzlük ve
Diğer Hayat Stratejileri. Ayrıntı Yayınları. İstanbul, 17.
Bowlby, J.
(2015). Kaybetme. Pinhan Yayıncılık. İstanbul,19-162.
Breton, L.
D. (2020). Sessizlik Üzerine.Sel Yayıncılık: İstanbul, 256-257.
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
586
Curtis, P.
(1999). Sculpture 1900-1945. Oxford University Press. New York.
Değirmencioğlu, S.M.
(2014).”Öl Dediler Öldüm”
Türkiye’de Şehitlik Mitleri.
İletişim Yayıncılık.
İstanbul,
42.
Erguvan,
T.Ö.K. (2017). Yürekte Kırk Mum Bireysel ve Toplumsal Yas. Pinhan Yayıncılık.
İstanbul, 30.
Lévinas,
E. (2006). Ölüm ve Zaman. Ayrıntı Yayınları. İstanbul.
Martin, K. (2010). The Book Of Symbols
Reflection On Archetypal Images. Taschen. Köln, 680-683.
Pirenne,
H. (2003). Ortaçağ Kentleri. İletişim Yayınları. İstanbul.
Samsakçı,
M. (2017). Ölüme Açılan Estetik Kapı Türk Mezar Taşı Edebiyatı. Kitabevi.
İstanbul, 3.
Wycherley,
R.E. (1993). Antik Çağda Kentler Nasıl Kuruldu? Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
İstanbul.
Çevrimiçi
Kaynak
Şehit, Z.
(2011). Tarih ve Toplum. Osmanlı Mezar
Taşlarında Semboller. https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/,
Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021
Şekiller
Kaynak
Şekil1. https://www.laglobetrotter.it/cimitero-monumentale-milano-museo-uomini-illustri/
Erişim tarihi:02 Haziran 2021
Şekil2.https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean
Erişim tarihi: 25 Mayıs 2021.
Şekil 3.
https://michaelkleen.com/2019/10/31/the-embrace-of-thanatos Erişim Tarihi: 01
Haziran 2021
https://gravelyspeaking.com/2017/07/13/black-agnes-isnt/
Erişim Tarihi: 01 Haziran 2021
Şekil 4.
https://www.joydiv.org/images/stal2b.jpg Erişim Tarihi: 14 Mayıs 2021
Şekil 5.
https://karhu53.livejournal.com/10198431.html Erişim Tarihi: 25 mayıs 2021
Şekil 6.
http://www.roma2oggi.it/wp-content/uploads/2014/04/verano-2.jpg Erişim Tarihi:
01 Haziran 2021
Şekil 7.
https://ebarax.tumblr.com/post/118551680805/tomba-calcagno-adolfo-apolloni-cimitero
Erişim Tarihi: 03 Haziran 2021
Şekil 8.
https://www.specialelastminute.it/italia/lazio/itinerari-cimiteriali-e-visite-guidate-nei-cimiteri-
monumentali-di-roma/
Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021
https://twitter.com/sanattcadisi/status/770748642953134081
Erişim Tarihi: 7 Haziran 2021
Şekil 9.
https://headstonesymbols.co.uk/headstone-meanings-and-symbols/flowers/ Erişim
Tarihi:
11Mayıs
2021
https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/
Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2021
Şekil 10.
http://www.colorado-cemeteries.com/symbols. Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021
https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean/
Erişim Tarihi: 4 Haziran 2021
http://www.turkiyenintarihieserleri.com/?oku=2853
Erişim Tarihi: 04 Haziran 2021
Şekil 11.
https://tarihvetoplum.wordpress.com/2011/01/17/57/amp/ Erişim Tarihi: 6 Haziran
2021
Şekil 12. https://americanghoststories.com/mid-west-ghost-stories/missouri/gravestones-john-julia-olivia-sarpy-morrison
Erişim Tarihi: 06 Haziran 2021
Şekil 13.
https://imgur.com/gallery/NPjfn Erişim Tarihi: 07 Haziran 2021
ART&DESIGN-2021| BOOK OF PROCEEDINGS
587
Şekil 14.
https://gravelyspeaking.com/2011/08/16/torches-flame-up-or-flame-down/ Erişim
Tarihi: 03 Haziran 2021
https://laurelhillcemetery.blog/2018/06/28/cemetery-symbolism-what-do-those-mysterious-momuments-mean
Erişim Tarihi: 02 Haziran 2021
https://gravelyspeaking.com/2012/08/08/the-inverted-torch
Erişim Tarihi: 10 Haziran 2021