3. Uluslararası ve 5. Ulusal Doğuma Hazırlık Eğitimi ve Eğiticiliği Kongresi , Muğla, Türkiye, 23 - 26 Ekim 2025, cilt.1, ss.1-2, (Özet Bildiri)
Amaç: Bu derleme anne dostu hastanelerin Dünya Sağlık Örgütü’nün hedeflediği vaginal ve sezaryen doğum oranlarına ulaşmada etkili olup olmadığını incelemek amacıyla planlanmıştır.
Yöntem: Pubmed ve Google Akademik arama motorlarında “Anne dostu hastane”, “vaginal”, “sezaryen” ve “doğum” anahtar kelimeleri kullanılarak tarama yapılarak derleme oluşturulmuştur.
Bulgular: Dünya Sağlık Örgütü, sezaryen oranlarının ideal seviyelerini %10–15 aralığında tutmayı önermektedir. Anne Dostu Hastane uygulamaları, doğum sürecine gereksiz müdahaleleri azaltmayı, normal doğum oranlarını artırmayı, primer sezaryen oranlarını düşürmeyi hedeflemektedir. Uygulama 2010’lu yıllarda pilot programlarla başlatılmış; ilk Anne Dostu hastane ünvanı 2015’te verilmeye başlanmıştır. Anne Dostu Hastane kavramı Türkiye’de benimsenmiş ve Sağlık Bakanlığı tarafından kriterler getirilmiştir. Bu kriterler; doğum, doğum sonrası bakım, gereksiz müdahalelerin azaltılması, anne‑bebek birlikteliği, mahremiyet, çok disiplinli yaklaşım gibi unsurları içerir. Türkiye’de “Anne Dostu Hastane” unvanı alan 109 hastane bulunmaktadır. Ancak Bilgin’nin (2022) yaptığı bir çalışmada “Anne Dostu Hastane” unvanına sahip olan ve olmayan hastaneler arasında doğum memnuniyeti açısından anlamlı fark bulunamamış olup bazı müdahaleler (indüksiyon, epizyotomi vs.) açısından beklenenden farklı sonuçlar elde edilmiştir. Türkiye’de sezaryen oranı 1993’te %14,3 iken 2013’te %51,9’a yükselmiştir. Güncel verilere göre, Sağlık Bakanlığı tarafından toplam sezaryen oranlarının %62,8’den %59,9’a gerilediğine dair açıklamalar yapılmıştır. Ulgu ve ark. (2023) makalesinde, Türkiye’de 2018–2023 dönemi arasında sezaryen oranlarının Robson sınıflandırmasına göre analiz edildiğinde ise sezaryen oranlarının yüksekliği vurgulanmıştır. Türkiye Sağlık İstatistikleri Raporu’nda 2019 yılı için primer sezaryen oranının %26,5, toplam sezaryen oranının %54,4 olduğu bildirilmiştir. Anne Dostu” kriterlerinin hastanelerde uygulanması ve unvan verilmesi yönünde adımlar atılmış olsa da, bu kriterlerin doğrudan sezaryenleri azalttığına dair kanıtlar sınırlı görünmektedir.
Sonuç: Sağlık sistemi, hekim kararları, hasta tercihleri, ekonomik teşvikler, tıbbi protokoller gibi çok sayıda dışsal etkenin bu oranları etkilediğinden, sadece “Anne Dostu Hastane” ünvanı almanın sezaryen doğum oranlarını azaltmada yeterli olmadığı; süreçler, eğitimler, izleme‑değerlendirme mekanizmaları, kurum kültürü gibi unsurların da önemli olduğu düşünülmektedir. Bu doğrultuda hibrit uygulamalar (Anne Dostu, politika ve teknoloji destekli izleme), geniş ölçekli uzun vadeli çalışmalar ve Robson sınıflaması kullanılarak kıyaslamalar yapılması önerilir.
Have Mother-Friendly Hospitals Impacted Vaginal/C-Section Birth Rates?
Purpose: This review was planned to examine whether mother-friendly hospitals are effective in achieving the vaginal and caesarean delivery rates targeted by the World Health Organisation.
Method: A review was compiled by searching the PubMed and Google Scholar search engines using the keywords ‘mother-friendly hospital’, “vaginal”, ‘caesarean section’ and ‘birth’.
Findings: The World Health Organisation recommends maintaining caesarean section rates within the ideal 10–15% range. Mother-Friendly Hospital practices aim to reduce unnecessary interventions in birth process, increase normal birth rates, and lower primary caesarean section rates. The programme was launched in the 2010s with pilot programmes; first Mother-Friendly Hospital designation was awarded in 2015. The concept of Mother-Friendly Hospitals has been adopted in Turkey, and Ministry of Health has established criteria. These criteria include delivery, postnatal care, reduction of unnecessary interventions, mother-baby bonding, privacy, and a multidisciplinary approach. One hundred nine hospitals in Turkey have been awarded the ‘Mother-Friendly Hospital’ title. However, a study by Bilgin (2022) found no significant difference in birth satisfaction between hospitals with and without the ‘Mother-Friendly Hospital’ title. However, some interventions (induction, episiotomy, etc.) yielded results that differed from expectations. The caesarean section rate in Turkey rose from 14.3% in 1993 to 51.9% in 2013. According to current data, the Ministry of Health has announced that the total caesarean section rate has decreased from 62.8% to 59.9%. Ulgu et al. (2023) analysed caesarean section rates in Turkey between 2018 and 2023 according to the Robson classification and emphasised the high caesarean section rates. The Turkish Health Statistics Report stated that primary caesarean section rate was 26.5% and the total caesarean section rate was 54.4% in 2019. Although steps have been taken towards implementing and awarding the ‘Mother-Friendly’ criteria in hospitals, evidence that these criteria directly reduce caesarean sections appears limited.
Conclusion: Numerous external factors, such as the healthcare system, physician decisions, patient preferences, economic incentives, and medical protocols, influence these rates. Thus, merely obtaining ‘Mother-Friendly Hospital’ title is considered insufficient to reduce caesarean section rates; elements such as processes, training, monitoring and evaluation mechanisms, and organisational culture are also important. In this regard, hybrid applications (Mother-Friendly, policy and technology-supported monitoring), large-scale long-term studies, and comparisons using the Robson classification are recommended.
Keywords: Mother-friendly hospital, vaginal delivery, caesarean section, nursing
Anne dostu hastane, vaginal, sezaryen, doğum, hemşirelik