Augmentasyon Mammoplastide Komplikasyonlar


Creative Commons License

Terzi M., Yılmaz M., Menderes A., Ulukaya H. E., Özger M., Ateşşahin F. B.

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 43. Ulusal Kurultayı , Antalya, Türkiye, 10 - 14 Kasım 2021, ss.105-106

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.105-106
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Augmentasyon Mammoplastide Komplikasyonlar Merve Terzi, Hüseyin Emre Ulukaya, Merve Özger, Fatih Berk Ateşşahin, Adnan Menderes, Mustafa Yılmaz Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı, İzmir Giriş: Augmentasyon mammoplasti günümüzde en sık yapılan estetik cerrahi girişimlerden biri olup pandemi nedenli 2020 yılında operasyon sayılarında azalma görülse de Amerikan Plastik Cerrahi Derneği verilerine göre vaka sayıları hızla artış göstermektedir. Silikon implantlar ilk olarak 1960 yılında Thomas Dillon Cronin and Frank Judson Gerow tarafından piyasaya çıkarılmış olup zamanla özellikleri değişerek günümüzdeki halini almıştır. Silikon implantlar sadece estetik meme büyütme amaçlı olmayıp implantların subkutan mastektomi sonrası rekonstrüksiyon gibi çok çeşitli kullanım alanları mevcuttur. Bu çalışmada augmentasyon mammoplasti yapılan hastalarımızda ortaya çıkan komplikasyonlar incelenmektedir. Gereç ve Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde opere edilen 2018-2020 yılları arasında toplamda 101 hasta değerlendirildi. Çalışmaya periareolar augmentasyon mastopeksi ve augmentasyon mammoplasti yapılan hastaların yaşı, protez tipi, planı ve yapılan insizyon dahil edildi. Operasyon sonrası dönemde görülen komplikasyonlar yara yeri dehissansı, sütür hatlarından akıntı, hematom, kapsül kontraktürü, meme asimetrisi ve kötü görümlü skar formasyonu idi. Bazı komplikasyonlar konservatif izlenirken bazıları için ek cerrahi girişim gerekli oldu. Bulgular: Hastaların en küçük yaşı 16, en büyük yaşı 53 olacak şekilde yaş ortalaması 34,93 idi. Hastaların 10 tanesinde var olan meme asimetrisini gidermeye yönelik her iki memeye aynı planda farklı boyutlarda protez yerleştirildi. Protez yerleştirilmesi için 77 hastada inframammarian fold, 6 hastada areola inferiorundan kresenterik insizyon, 18 hastada periareolar insziyon yapıldı. Protez 11 hastada subglandular plana, 20 hastada subfasyal plana, 21 hastada dual plana, 49 hastada prepektoral plana yerleştirildi. Tüberöz meme yapısı nedenli 1 hastada tek taraflı 3 hastada bilateral skoring yapılarak toplam 4 hastanın fibröz bağlantılar serbestlendi. Perop 52 hastaya hemovac dren yerleştirildi. Eşlik eden şikayetler nedenli 4 hastaya aynı seansta rinoplasti, 1 hastaya skar revizyonu, 5 hastaya liposuction-lipofilling, 6 hastaya abdominoplasti, 2 hastaya blefaroplasti yapıldı. Dual planda protez yerleştirilen ve drensiz takip edilen 1 hastada postoperatif ilk 24 saatte tek taraflı hematom saptanması üzerine tekrar operasyona alınarak hematom drene edildi. Takibinde sorun izlenmedi. Subfasyal planda protez yerleştirilen 1 hastada postoperatif 1. ayda egzersiz sırasında tek memede hematom gelişmesi üzerine tekrar opere edildi ve takiplerinde sorun izlenmedi. Dual planda protez yerleştirilen 1 hasta 7. ayda, subfasyal planda protez yerleştirilen 1 hasta 10.ayda ve subglandular planda protez yerleştirilen 1 hasta 6. yılda tek taraflı baker evre 3-4 kapsül kontraktürü nedeniyle tekrar opere edildi, takiplerinde sorun izlenmedi. Kalan hasta grubunda belirgin kapsül kontraktürü saptanmadı. Submuskuler planda protez yerleştirilen 1 hastada tek memede postoperatif 3. ayda kist saptanması üzerine kist meme ultrasonu ile konfirme edildi ve genel cerrahiye de yönlendirilme sonrası takip önerildi. Dual planda inframammarian folddan protez yerleştirilen 1 hasta postoperatif 7. Ayda fold asimetrisi nedenli, periareolar subglandular planda protez yerleştirilen 1 hasta areola asimetri giderilmesi-skar revizyonu nedenli opere edildi. İnsizyon hattında akıntı, yara yeri dehissansı nedenli 4 hasta takip edildi ve pansumanla konservatif izlendi. Dual planda inframammarian fold düzeyinden protez yerleştirilen 1 hastada tek taraflı kolda abduksiyon kısıtlılığı ile takip edildi ve fizik tedavi sonrası şikayeti geriledi. Subglandular planda protez yerleştirilen 2 hastanın memelerde asimetri şikayeti mevcutken; tekrar operasyon gerekliliği görülmedi. Tartışma: Augmentasyon mammoplasti postoperatif dönemde hastaların memnuniyet oranı yüksek olan cerrahi girişimlerden birisidir. Hastalar erken dönem takiplerinde en sık meme asimetrisinden şikayetçi iken geç dönemde bu şikayetlerinde azalma saptandı. Özellikle periareolar insizyon yapılan hastalarda areola asimetrisi, eşit çerçevede oluşturulmamış poş takiplerde meme asimetrisine yol açmakta olup operasyon sırasında protez için oluşturulacak cep ve areola sütürasyonuna dikkat edilmelidir. Kapsül kontraktürü gelişme süresi değişkenlik göstermekle birlikte sekonder operasyona gerek duyulabilmesi nedenli hastalar uzun dönemde yıllık olarak kontrol edilmelidir. Hematom, kapsül kontraktürüne kıyasla tedavi edilmediği takdirde daha ciddi komplikasyonlar yol açsa da postoperatif dönemde sık kontroller, geç dönemde ani gelişen asimetri, ağrı şikayeti ile hastaların kısa sürede hastaneye başvurması sayesinde erken dönemde yakalanıp tedavi edilebilmektedir. Anahtar Kelimeler: Augmentasyon, Mammoplasti, Komplikasyon, Protez