BIR GRUP TÜRK KADINDA GAIL MODELINE GÖRE MEME KANSERI RISK DÜZEYI ILEERKEN TANI VE TARAMA PREVALANSINI ETKILEYEN FAKTÖRLER


Koca B., Açıkgöz A.

5. Uluslararası 23. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Ankara, Türkiye, 13 Aralık 2021, cilt.23

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 23
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş-Amaç: Dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen ve en fazla ölüme neden meme kanseri önemli

bir halk sağlığı sorunudur. Bu çalışmanın amacı bir grup Türk kadınında Gail modeline göre meme kanseri risk

düzeyini değerlendirmek, erken tanı ve tarama oranlarını etkileyen faktörleri belirlemektir.

Gereç-Yöntem: Bu araştırma kesitsel tipte yapılan bu araştırmadır. Araştırmanın evreni Dokuz Eylül Üniversitesi

Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinin 40-69 yaş grubu annesi ve yakınlarından oluşmaktadır.

Örneklem seçimi yapılmamış olup, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 1332 kadın araştırmaya

alındı. Araştırmanın verileri Ocak 2019 ve Mart 2020 tarihleri arasında toplandı. Sosyodemografik

özellikler, yaşam tarzı, meme kanseri erken tanı ve tarama yaptırma davranışlarını belirleyen soruları ile

meme kanseri risk düzeyini belirlemek için Gail Modeli sorularından oluşan bir anket kullanıldı. Veri toplamaya

gönüllü olan öğrencilere araştırmacılar tarafından anket uygulama konusunda, kanser hastalığı, meme

kanseri risk faktörleri, kanserden korunma, meme kanseri erken tanı ve tarama konusunda eğitim verildi.

Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim merkezi (KETEM)’nin meme kanseri erken tanı ve tarama broşürleri

anket yapıldıktan sonra kadınlara öğrenciler tarafından dağıtıldı. Bu çalışmanın yapılabilmesi için Dokuz

Eylül Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu’ndan yazılı izin alındı. Araştırmanın bağımlı

değişkenleri; Gail modeline göre beş yıllık ve yaşam boyu BC risk düzeyi, BSE yapma, CBE ve mamografi

yaptırma durumudur. Bağımsız değişkenleri ise katılımcıların yaşı, öğrenimi, evlilik ve çalışma durumu, kronik

hastalık ve ailede kanser öyküsü, body mass index (BMI), sigara, doğurganlık özellikleri, beş yıllık ve yaşam

boyu BC risk düzeyidir. Çalışmada Pearson ki-kare testi, eğimde ki-kare testi ve lojistik regresyon analizi kullanıldı.

İstatistiksel anlamlılık düzeyi p< 0.05 olarak kabul edildi.

Bulgular: Kadınların yaş ortalaması 50.7±7.3 (Min=40, Max=69) olarak bulundu. Yaş meme kanseri için önemli bir

risk faktörü olup, yaş artıkça kadınların meme kanseri risk düzeyleri de arttı. Kadınların %89.3’ünün beş yıllık meme

kanseri riski düşük, %10.7’sinin ise yüksek olup, yaşam boyu meme kanseri riski %90.6’sının düşük, %9.4’ünün

yüksekti. İlk doğumunu >=30 yaş yaşta yapan ve birinci derece akrabasında meme kanseri öyküsü olan kadınların

riski daha fazlaydı (p<0.05). Kadınların %63.3’ü düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yaptığını, %45.2’si

klinik meme muayenesi, %51.4’ü mamografi yaptırdığını belirtti. Kadınların kendi kendine meme muayenesi yapma

davranışı ile yaş, öğrenim durumu ve ailede kanser öyküsü arasında, klinik meme muayenesi yaptırma davranışı

ile yaş, öğrenim durumu, çalışma durumu ve kronik hastalık öyküsü arasında, mamografi yaptırma davranışı ile yaş,

öğrenim düzeyi ve kronik hastalık öyküsü arasında anlamlı ilişki bulundu (p<0.05)

Sonuç: Araştırmada kadınların çoğunluğunun beş yıllık ve yaşam boyu meme kanseri riski düşüktü. İlk doğumunu

30 yaş ve üzerinde yapan ve birinci derece akrabasında meme kanseri öyküsü olan kadınların hem

kısa dönem hem de yaşam boyu meme kanseri riskinin anlamlı olarak daha fazla olduğu belirlendi (p<0.05).

Kadınların kendi kendine meme muayenesi yapma davranışı ile yaş, öğrenim durumu ve ailede kanser öyküsü

arasında, klinik meme muayenesi yaptırma davranışı ile yaş, öğrenim durumu, çalışma durumu ve kronik

hastalık öyküsü arasında, mamografi yaptırma davranışı ile yaş, öğrenim düzeyi ve kronik hastalık öyküsü

arasında anlamlı ilişki vardır. Bu çalışma kapsamında geleceğin sağlık teknikerlerine kanserden korunma ve

erken tanı konusunda verilen eğitim ile farkındalık kazandırılmıştır. Ayrıca öğrencilerin almış oldukları bu

eğitimler yakınlarının davranış değişikliği kazanmasında etkin rol oynamıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’de

meme kanseri risk faktörlerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların arttırılması, riskli kadınların erken tanı

konusunda bilgilendirilerek tarama programları katılmalarının sağlanması gerekmektedir.