Eğitim Bilimine Giriş


Şahin İ.

Dinozor, İzmir, 2016

  • Yayın Türü: Kitap / Ders Kitabı
  • Basım Tarihi: 2016
  • Yayınevi: Dinozor
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

ÖNSÖZ

Yetiştirilecek insanın özellikleri, yaşanılan dönemin özelliklerinden, kişinin yaşadığı toplumun kültüründen, üretim ve yaşam tarzından ayrı düşünülemez. O halde her toplumsal düzen ve bu düzende egemen olan üretim ilişkileri ve yaşam biçiminin gerektirdiği nitelikleri taşıyan insanı

yetiştirmek esastır. Böyle ele alındığında, yeryüzünde farklı dönemlerde, farklı toplumsal gelişim aşamasında, toplumların insan yetiştirme yaklaşımlarında farklılaşmaların oluştuğu gözlenir. Bu farklılaşmalara karşın, tarihsel gelişim seyri içinde eğitim genel olarak sanayileşme, kentleşme,

ulus devlet ve modern toplumla birlikte giderek dini kurumlardan ve aileden alınarak devletin kontrolüne geçmiş, böylece yaygınlaşarak zorunlu

hale gelmiş ve çok daha fazla işlev yüklenerek boyutlanmıştır. Bu süreçte eğitim gerek birey gerekse toplum için vazgeçilmez bir olguya dönüşerek gittikçe yaşam üzerinde çok daha fazla etkili bir hal almıştır.

Günümüzde eğitim sürecindeki yaşantılarda insanın edindikleri hem doğal ve toplumsal çevre hem de birey açısında belirleyici olmaktadır. Bu süreçte insanın doğaya, insana, topluma ve çevreye karşı duyarlı bireylere dönüşmesinde eğitime önemli görevler yüklenmektedir. İnsanın gerek bedensel yetilerini gerekse sosyal ve psikolojik yönünü geliştirebilmesi ve toplumsal bir varlık olarak yaşamını sürdürebilmesi için diğer insanlara gereksinim duyması da bu görevi boyutlandırmaktadır. Ne var ki insanın kendi yetersizlik algısından kaynaklanan veya ona öyle algılatılan ve insanı bir güç odağı ya da iktidarla özdeşleşmeye götüren bu durum, eşduyumun gelişmemesine ya da yitimine de yol açmaktadır. Böylece kendi sorumluluğunu, bir güç odağına ya da egemen yapılara/sistemlere devreden bir insan oluş ortaya çıkmaktadır. Böyle bir insan oluş, özüne yabancılaşmış bir insan oluştur. Yabancılaşmış insan, insani olan asıl kaynaklardan kopmuş, boşlukta, değersiz deneyimlere tuksak düşmüş, duyarlılığı körelmiş insandır. Oysa kişinin kendi iç bütünlüğünü sağlamış, özgüvenli ve iradi bir varlık olarak toplumsal yaşamda yer alması, yani özgür bireye dönüşmesi, eğitimin temel rolü olmalıdır. Bu rolün yerine getirilmesinde, kuşkusuz eğitim ortamının özellikleri ile öğretmenlerin belirleyici bir etkiye sahip oldukları düşünülmektedir. Başka bir söyleyişle eğitim, kullanılış amacına göre şekillenen bir araca dönüşmektedir.

Bu bağlamda bu kitapta, eğitim bilim alanı bir bütün olarak ele alınmaya, eğitimle ilişkili temel kavramlar bütünsel bir bakış açısıyla irdelenmeye çalışılmaktadır. Bazen birlikte, bazen de birbirinin yerine kullanılan eğitim, öğretim ve öğrenme gibi kavramların taşıdıkları ya da bu kavramlara yüklenmesi gerektiği düşünülen anlamlar tartışılmaktadır. Bu bağlamda unutulmaması gereken şey, sosyal bilim alanlarında kavramları tam olarak tanımlamanın ya da herkesin üzerinde uzlaştığı tanımlar ortaya koymanın güçlüğüdür. Zaten bu kitapta amaçlanan ya da üzerinde durulmaya çalışılan nokta, eksiksiz tanımlar yapmaktan daha çok kavramların içerdiği anlamları açıklığa kavuşturma çabası olmaktadır. Kitabın içeriğini eğitim bilim ilişkisi, eğitimle ilgili temel kavramlar, eğitimin hedefleri ve işlevleri ile tarihsel, felsefi, toplumsal, ekonomik, psikolojik ve hukuksal dayanakları, öğretmenlik mesleği ve öğretmen nitelikleri oluşturmaktadır. Böylece bu kitabın, temel hedef kitlesi olan, öğretmen adayı öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunacağı gibi, aynı zamanda öğretmenler ve eğitimle ilgilenen kişiler için de yararlı olacağı düşünülmektedir.

İdris Şahin

Buca-Ekim 2016