Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının Kuruluşunun 30. Yılına ARMAĞAN, Ahmet Nezih Kök,Mustafa Talip Şener, Editör, Atatürk Üniversitesi Yayınevi , Erzurum, ss.13-33, 2021
Şiddet, her toplumda ve
her dönemde insan yaşamının her alanında görülebilen, birey ve toplum yaşamında
olumsuz etkiler yaratan ve giderek artan önemli bir toplum sağlığı sorunudur.
Kadına yönelik şiddet, dünyada yaşanan en yaygın, en sessiz ve en çok gizlenen
şiddet türüdür. Bu çalışmanın amacı; önemli bir sağlık sorunu olan kadına
yönelik ev içi şiddetin nedenlerini, sağlık sonuçlarını, tıbbi ve adli tıbbi
mesleki uygulamalarda karşılaşılan sorunları ve çözüm önerilerini birlikte
irdelemek, ilgili disiplinlerle yapılacak ortak çalışmaların önemini
vurgulamaktır.
Kadına Yönelik Şiddet
Araştırması 2014 yılı verilerine göre; eş ya da partnerlerinden fiziksel
şiddete uğradığını ifade eden kadınların oranı % 36, duygusal şiddet oranı %
44, cinsel şiddet % 12’dir. Ev içi şiddetin kadın sağlığına verdiği
zararların ortaya konduğu çalışmalar sonucu bu şiddetin öncelikli çözülmesi
gereken bir sağlık sorunu olarak kabul edilmiştir. Hekimlerin ve sağlık
çalışanlarının adli olgu tanısı koyma ve adli olguları bildirme yükümlülükleri
vardır. Yapılan çalışmalar kadına yönelik şiddet olgularının bildiriminde
sağlık çalışanlarının tereddüt ettiklerini ve zorlandıklarını göstermektedir.
Adli tıp alanında kadına
yönelik şiddet konusunda yapılan araştırmalarda şiddete maruz bırakılan
kadınların yaş, eğitim durumu, medeni durum, çocuk sahibi olma durumu ve
sayısı, meslek vb. demografik verileri ile risk etkenleri ortaya konmaya
çalışılmıştır. Adli tıp lisans, uzmanlık eğitimi ve tez çalışmalarında kadına
yönelik ev içi şiddet konusunun yeterli düzeyde ele alınmadığı gözlenmiştir.
Kadına yönelik şiddet,
temeli ataerkil sisteme uzanan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan
bir sorundur. Bu sorunun çözümü de bir süreci gerektirir. Şiddeti önleme,
koruma ve uygulayanı etkin yargılama hedeflerine ulaşılsa bile, şiddetsiz
ortamın kalıcılığını sağlamak amacıyla geleceğe yönelik etkin politikalar
geliştirilmesi çok önemlidir. Kadının güçlendirilmesi, eşitlik sağlanana dek
eğitim, istihdam, çalışma yaşamı, sağlık, karar mekanizmaları gibi alanlarda
kadınlara öncelik ve daha fazla olanak verilmesi planlanmalıdır.
Adli tıp uzmanlık
alanında kadına yönelik ev içi şiddet konusu daha sistematik ve etkin biçimde
ele alınmalıdır. Bu sorunun çözümü için ileriye yönelik, büyük ölçekli, çok
merkezli ve disiplinler arası çalışmalara gereksinimimiz vardır. Adli tıp alanı
çalışanları olarak bu çalışmaları yapmak için gerekli ön bilgiye, materyale,
deneyime ve güce sahibiz. Bu makale bu tür çalışmalara katkı vermek isteyenlere
açık bir çağrıdır.
Anahtar Sözcükler: Kadına
yönelik şiddet, ev içi şiddet, aile içi şiddet, partner şiddeti, adli tıp,
İstanbul Sözleşmesi