ICAR-13. Uluslararası Araştırmalar Kongresi, 7 - 08 Mayıs 2024, cilt.1, sa.1, ss.283-294, (Tam Metin Bildiri)
İzmir kenti, tarihsel süreç içerisinde gerçekleşen nüfus artışı, göç, kaçak yapılaşmalar ve izlenen
yanlış kentsel politikalar temelinde afetler ve özellikle de deprem açısından önemli risklerle karşı
karşıya gelmiştir. 30 ekim 2020 Ege Denizi depremi ile kentin pek çok ilçesi ciddi biçimde hasar
alırken, bu durum kentin yerseçimi ve yapılaşma özelliklerinin sorunlu içeriğini ortaya koymuştur.
Veriler Ege denizi depreminden en çok etkilenen ilçenin Bayraklı ilçesi olduğunu göstermiştir.
Deprem sonrası yapılan hasar tespit çalışmalarında en yüksek hasarı Bayraklı İlçesi almıştır. Bayraklı
ilçesinin mekânsal gelişme sürecinde göç ve gecekondulaşma önemli bir yer tutmaktadır.
Bayraklı’nın gecekondu ile özdeşleşen dokusunun önüne geçebilmek amacı ile 1980 yılı sonrası
yapılan imar planları ile kooperatifleşme teşvik edilmiştir. Böylece süreç içerisinde ilçenin kuzey ve
güney çeperlerinde site ve blok yapılaşmalar yoğunluk kazanmıştır. Sonrasında yeni kent merkezinin
bu bölgeye taşınmazı ile yapılaşma düzeni ve yoğunluğu farklı bir boyut kazanmıştır. Hasar tespit
verileri incelendiğinde hasarın yoğunlaştığı bölgelerin Bayraklı’da planlı yapılaşma alanı olarak
nitelendirilebilecek ruhsatlı, çok katlı, site-blok yapılaşmasının olduğu bölgelerde yoğunlaşması
dikkat çekicidir. Bu noktadan hareketle çalışmanın amacı hasar verileri ile yerleşmenin mekânsal
gelişme süreci arasında ilişki kurarak, yapılaşma özelliklerinin deprem hasarlarındaki etkisini
tartışmaya açmaktır. Bu doğrultuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın
kayıtlarındaki hasar verileri ve mevcut yapısal veriler CBS ortamında mekansallaştırılarak ilişkisel
değerlendirmeler ve analizler gerçekleştirilecektir.