XI.ULUSAL AKCİĞER KANSERİ KONGRESİ,28 KASIM- 1 ARALIK 2024,ANTALYA, Antalya, Türkiye, 28 Kasım - 01 Aralık 2024, ss.10, (Özet Bildiri)
Nadir Bir Akciğer Kanseri: Pulmoner Pleomorfik Karsinom Klinik Deneyimimiz
Pulmoner pleomorfik karsinom(PPK), WHO tarafından en az %10 dev hücreli ve/veya iğsi hücreli elemanlara ilave olarak adenokarsinom, skuamöz hücreli karsinom ve büyük hücreli karsinom bileşenlerini içeren bir akciğer tümörü olarak sınıflandırılır. Klinik özellikleri spesifik değildir. Akciğer kanserlerinin %1'den azını oluşturur. Nadir görüldüğü için, PPK ile ilgili az sayıda çalışma mevcuttur ve bunların çoğu cerrahi tedavi raporlarıdır. Prognoz ile ilgili veriler de bu nedenle sınırlıdır. Yapılan bazı çalışmalarda cerrahi rezeksiyon sonrası prognozun diğer KHDAK hastalarından daha kötü olduğunu tespit edilmiştir. Farklı hasta popülasyonlarına göre 5 yıllık sağ kalım %12,3-%25,1 arasında değişmektedir. Tanı anında tümör boyutu büyük ve daha çok periferik yerleşimlidir. FDG PET BT taramalarında güçlü tutulum gösterir. Uzak metastazlar sıktır ve genellikle atipik visseral yerleşimleri içerir. Lokalize hastalık varlığında cerrahi en etkili tedavi yöntemidir. Önceki çalışmalarda, postop adjuvan kemo-radyoterapinin prognozu iyileştirmeye katkısının az olduğu bildirilmiştir.
Kliniğimizde 2015-2024 yılları arasında pleomorfik karsinom tanısı alan 13 erkek hasta retrospektif olarak incelendi. Ortalama yaş 63 (min 48-max 73) yıldı. 2 hastaya sol pnömonektomi, 1 hastaya kama rezeksiyon, 1 hastaya üst bilobektomi, 6 hastaya lobektomi, 3 hastaya ise tanısal ve palyatif amaçlı rijid bronkoskopi yapıldı. Rijid bronkoskopi yapılan hastaların 2’sinde sol üst lob bronşunda, 1'inde ise sol ana bronşta EBL saptandı.
Hastaların 6’sında adenokarsinom komponenti izlenirken, 3’ünde dev hücreli karsinom, 5’inde skuamöz hücreli karsinom, 3’ünde iğsi hücreli karsinom, 5’inde sarkomatoid karsinom komponenti saptandı.
Ortalama tümör boyutu 3,8 cm’di. En büyük tümör boyutu 7,2 x5,5 cm iken, en küçük tümör boyutu ise 1 x 0,8 cm’di. Cerrahi rezeksiyon yaptığımız hastaların 2’sinde N1, 1’inde N2 lenf nodu istasyonlarında metastaz saptandı. Ancak lenf nodu metastazı saptanmayan farklı 3 hastada lenfovasküler aralık invazyonu vardı. 5 hastada visseral plevra invazyonu vardı.
Rijid bronkoskopi yapılan hastaların hepsi evre 4B’di. Cerrahi rezeksiyon yapılan hastaların ise; 1’i evre 1A2, 1’i evre 1A3, 1’i evre 1B, 2 ‘si evre 2A, 2 ‘si evre 2B, 2 ‘si evre 3A, 1’i evre 4B saptandı.
2 hasta neoadjuvan KT, 10 hasta adjuvan KT almıştı. 7 hasta postoperatif RT almıştı.
Hastaların postoperatif 1 yıllık sağkalım oranı %77 olarak saptandı. Ortalama sağkalım 13 ay (min 2 ay- max 108 ay) olarak bulundu. Değerlendirme sırasında 8 hasta hayattaydı. 1 hastada karşı akciğerde postoperatif 14. ayda skuamöz komponent ile nüks gelişti. Diğer olgularda nüks izlenmedi.
Sonuç olarak PPK nadir görülen bir akciğer kanseri olup hızlı progresyon ve agresif bir seyre sahiptir. Mortalitesi yüksek olup kemo-radyoterapiye dirençli olması sebebiyle en etkili tedavi yöntemi cerrahidir.