Bir Üniversitesi Hastanesinde 2012 Öncesi Ve Sonrası Dönemde Tüberküloz Bildirimlerinin Karşılaştırılması


Düzel H., Durusoy Onmuş İ. R., Ergin I.

16. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Antalya, Türkiye, 28 - 31 Ekim 2013, ss.487

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.487
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

Giriş ve Amaç: Tüberküloz çok eski çağlardan beri halk sağlığını tehdit eden bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre ülkemizde tüberküloz vaka bulma oranı %77 iken olguların %23’ünün Verem Savaş Dispanser (VSD) kaydı bulunmamaktadır. VSD’lere kayıtlılık oranının arttırılması için Sağlık Bakanlığı(SB) Mart 2012’de 1 Ocak’tan itibaren hastanelerdeki tüm klinik, poliklinik ve laboratuvarlarda tüberküloz, patolojide granülomatoz iltihap tanısı alan ve eczanelerden tüberküloz ilacı verilen hastaların tespitini ve bildirimlerinin kontrol edilmesini planlamıştır. Amacımız üniversitemizde bu yeni uygulamanın tüberküloz bildirimlerine katkısını, önceki uygulamayla karşılaştırarak incelemektir. Gereç ve Yöntem: Üniversitemizde 2009 -2012 yılları arasında mikobakteriyoloji laboratuvar sonuçları aylık taranarak aktif sürveyans çalışması yapılmakta ve bildirimi hekimce yapılmamış olguların bildirilmesi sağlanmaktaydı. 2012’de SB talebi üzerine tüberküloz şüphelilerin mikobakteriyoloji birimine ek olarak eczane, patoloji ve birimleri tarafından da hastane istatistik birimine günlük bildirimi başlamıştır. İstatistik birimi bu hastaların klinikleriyle temasa geçerek şüpheli hastaların bildirim kararının verilmesi için yapılan yazışma ve görüşmeleri kayıt altına almıştır. Bu retrospektif tanımlayıcı çalışma kapsamında, 2012 öncesi ve sonrası karşılaştırılıp kayıtlara ek olarak epikrizler incelenmiş; eczane ve patoloji birimlerince bildirilen olguların tüberküloz sürveyansına katkısı incelenmiştir. Veriler SPSS programında analiz edilmiştir. Bulgular: Üniversitemizde 2009-2011 yılları arasında 36 ayda 264 (2009’da 84, 2010’da 94, 2011’de 86) ve 2012 sonrasında 16 ayda 134 (2012’de 98, 2013’de 36) olmak üzere toplam 398 hastanın tüberküloz bildirimi yapılmıştır. Tüberküloz tanılarının %92,2’si dahili branşlarca, toplamda %59,9’u ise göğüs hastalıkları birimince konulmuştur. Bildirimlerin 202’si (%50,8) klinik doktorları tarafından tanı konulduğunda yapılırken, 196’sı (%49,2) istatistik biriminin taramaları sonucu fark edilip görüşmelerle yapılmıştır. Klinikten yapılan bildirimlerin %74,0’ü ilk 30 gün içinde bildirilmiştir. Ancak istatistik biriminden tespit edilerek yazışmalar sonucu yapılan bildirimlerin %65,8’i 30 günden sonra yapılmıştır. Ocak 2012 sonrasında eczane, patoloji ve mikobakteriyoloji birimleri hastane istatistik birimine 459 tüberküloz şüpheli olgu verisi aktarmıştır. Bunların %29,4’ünün (n=134) kesin tüberküloz olguları olduğu saptanmıştır. Bu 459 verinin % 19,0 (n=87)’u tekrarlardan oluşmaktadır. Tekrarlar çıkarıldığında kalan 372 kişinin 244’ü (%65,6) patoloji, 69’u (%18,5) mikobakteriyoloji, 34’ü (%9,1) eczaneden iletilmiştir. Bu üç kaynaktan iletilen 459 olgudan; eczanenin ilettiği 43 olgudan biri (%2,3), patoloji biriminin ilettiği 261 olgudan 14’ü (%5,4) bildirime katkı sağlamıştır. Belirlenen olguların %74,5’inde tanıyı kesinleştirmek için istatistik birimince görüşme yapılabilmiştir. Bu görüşmelerin %45,0’i klinik sekreterliğiyle, %21,1’i doktorla, %25,8’i ise faks, e-posta veya yazışma ile yapılmıştır. Olguların %6,4’ünde bilgi alınabilecek kişiye ulaşılamamıştır. Ayrıca patoloji olgularının 124’ünde (%47,5) görüşmelerden yanıt alınamayarak bildirim konusu sonuçsuz kalmıştır. Sonuç ve Öneriler: Üniversitemizde istatistik birimiyle kullanmakta olduğumuz mikobakteriyoloji sorgulamaları, tüberküloz olgularının bildiriminde tamlığın sağlanmasında oldukça kullanışlıdır. SB’nın yeni uygulamasıyla eklenen eczane ve patoloji birimlerinin bildirimlere katkısı oldukça azdır. Patoloji ve eczanede belirlenen olguların çoğunda bildiriminin yapılması için mikobakteriyoloji laboratuvarı tarafından doğrulanması gerekmektedir. Ocak 2012’den bu yana bildirim sayısında artış olmaması da bunu desteklemektedir. Ayrıca bu düzenleme istatistik birimi çalışanlarının iş yükünde de önemli artışa neden olmaktadır.Bildirilmeyen olguların istatistik birimimizce tespit edilerek yapılması yararlı olsa da bildirim süresini geciktirmektedir. Klinik birimlerin tanı koyar koymaz bildirmesi, bildirim zamanındalığı açısından idealdir. Bildirimin süresinin kısaltılması için hastane çalışanlarına sürveyans eğitimleri verilmesi gereklidir. Anahtar Sözcükler: Tüberküloz, bildirim, hastane bilgi sistemi