Kamu Yöneticilerinde Afet Yönetimi Algısının Önemi


Creative Commons License

Karaman Z. T.

Afet 11 Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 24 - 25 Aralık 2011, ss.1-10

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-10
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet


OCT
19


                                                                                                                           Prof. Dr. Zerrin Toprak 
Sadece Türkiye’de değil, dünyada da doğadan kaynaklanan, bazen insan faaliyetlerinden de etkilenerek gücünü artıran afetler, toplumda sürdürülebilirlik için tehdit değerlendirmesine alınabilecek fiziki, ekonomik ve sosyal boyutlarda kişilerin/toplumun alıştığı yaşam kalitesinin gerilemesine yol açmaktadır. Belirtilen sorunlarla baş edebilmeyi öngören “afet yönetimi” ise, toplumun sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını zorlaştıran veya ortadan kaldıran bu sürecin tanısından başlayarak planlanması ve yönetimidir. Bu makalemde yöneticinin sorumluluğu konusunu sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.
Afet öncesi çalışmalar kuşkusuz bir risk tanımını gerektirmektedir. Bu konuda da “yöneticinin” sorumluluklarını yerine getirmesi çok önemlidir. Ancak afet olgusunun önemini ne kadar doğru algıladığımız sorgulanabilir. Türkiye’nin afet profilinin çeşitliliği ve yıllar itibariyle çok yönlü afet zararlarıyla karşılaşılması bağlamında, eğitim çalışmalarının güçlendirilmesi gerekliliği gündeme getirilmiştir. Afet zararlarının yıkıcı etkilerinin şiddetini azaltmaya ve mümkünse engellemeye yönelik fakültelerimizin çeşitli birimleri tarafından farklı yönleriyle eğitimler uygulamaya alınmıştır. Eğitim çalışmalarının kaynağı ve içeriği incelendiğinde aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Merkezi Yerleştirme ile öğrenci alan 2 yıllık Yükseköğretim Ön lisans Programları olarak Sağlık Hizmetleri Meslek Okullarında, “İlk ve Acil Yardım Programı” adıyla, Teknik Meslek Okulu veya Meslek Okullarında, “Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı” adıyla ve “Acil Durum ve Afet Yönetimi” adıyla çeşitli programlar yürütülmektedir ancak yeterli değildir. Kuşkusuz lisans programlarını tamamlayan yüksek lisans programları da gelişmeyi hızlandıracaktır. Üniversitelerde Kamu Yönetimi Bölümlerinde doğası gereği zorunlu programların oluşturulması önemli bir gelişme adımıdır.  Diğer disiplinlerde seçimlik dersler içinde yer alması önerilebilirse de, aslında eğitim felsefesinin tamamlayıcı temel unsurlarına acilen eklenmeli ve yaygın öğrenime, doğal afetler konusu açılmalıdır.
Genel bir değerlendirme yapılırsa; eğitimin verimliliğinin sürdürülebilirliğinin araştırma ve incelemeyle bağlantısı açıktır. Özellikle afet konusunda yönetim bağlantılı çalışmalar sınırlıdır ve/veya güncelleştirmek gerekmektedir. Kamu Yönetiminin, krizin afete dönüşmesini önlemek ve/veya minimum zararla atlatmak için etkili stratejilerin geliştirebilmesi önemlidir. Ayrıca, kriz öncesi ve afet sonrası süreçlerinde ekonomik kaynakların kontrolü, risk ve afet kredileri, sosyal sermayenin yönlendirilmesi, ekonominin sürdürülmesi ve toplumsal huzur için “katılımcı modeller”, oluşturulmalı ve sürekli işler tutulmalıdır. Bu konuda toplumsal destekler için; kent konseyleri, kalkınma ajansları gibi müzakere ortamları, yönetişim modeli içinde yapılandırılmaları nedeniyle uygun yerel ve bölgesel ölçekte uygulama araçlarıdır. Kuşkusuz bu çalışmaların şemsiye kavramı, “katılımcı demokrasi” olmaktadır. Son olarak, yenilikçi yaratıcı stratejik öngörüye dayalı çalışmalar her seviyede ve ortamda teşvik edilmelidir.