When the Islamic sects and their social problems are examined, one encounters the process of differentiation and marginalization of religious formations throughout history. This process brought along the efforts of uniting the sects to answer the question, "Why did the Muslims fall behind" in the 19th century. However, developments have shown that this is not a solution for the unity and solidarity of Muslims. In that case, the reality is that Muslims should live together with different views and characteristics, and they should adopt sectarian pluralism. In this article, we have written by considering research and publication ethics. We will try to reveal the parameters of the integrative approach and sectarian pluralism against sectarian conflicts by evaluating the issue within the framework of the concept of "Islamic Common Denominator" which the late Hasan Onat brought to the literature and the concepts of "ideal of living together despite our differences" and "supra-sectarian approach.” Thus, the supra-sectarian perspective adorned with the consciousness of unity and solidarity will contribute to the development of a healthy consciousness among Muslims, along with the idea of meeting on the common ground of Islam, and will synthesize the embracing ways of thinking that will give the right to live to all colors of peace. It is hoped that the problems to be discussed here and the solutions for them will primarily contribute to the coexistence of our country and those living in other Muslim countries.
İslam mezhepleri ve onların sosyal problemleri incelendiğinde, tarih boyunca meydana gelen dini oluşumların birbirlerinden farklılaşıp ötekileşmesi süreciyle karşılaşılır. Bu süreç, 19. yüzyılda “Müslümanlar niçin geri kalmıştır” sorusuna cevap olarak mezheplerin telfîki çabalarını beraberinde getirmiştir. Ancak gelişmeler, bunun da Müslümanların birlik ve beraberliğine çare olmadığını göstermiştir. Şu halde gerçek olan Müslümanların farklı görüş ve düşüncelere sahip olarak bir arada yaşamaları, mezhepsel çoğulculuğu benimsemeleri gerektiğidir. Araştırma ve yayın etiğini gözeterek kaleme aldığımız bu makalede, merhum Hasan Onat'ın literatüre kazandırdığı “İslam Ortak Paydası” kavramı ve “farklılıklarımıza rağmen bir arada yaşama ideali” ve “mezhepler üstü yaklaşım” kavramları çerçevesinde meseleyi değerlendirerek, mezhep çatışmalarına karşı bütünleştirici yaklaşım ile mezhepsel çoğulculuğun parametrelerini ortaya koymaya çalışacağız. Böylece, birlik ve beraberlik şuuru ile bezenmiş mezhepler üstü bakış açısı, İslam ortak paydasında buluşma ideali ile Müslümanlar arasında sağlıklı bir bilincin geliştirilmesine katkı sağlayacak ve barışın tüm renklerine yaşama hakkı verecek kucaklayıcı düşünme biçimlerini sentezleyecektir. Burada ele alınacak problemler ve onlara yönelik çözüm önerilerinin öncelikle ülkemiz ve diğer Müslüman ülkelerde yaşayanların bir arada yaşama tecrübelerine katkı sağlayacağı ümit edilmektedir.