Primer Kutanöz Leiomyosarkom Tanılı Hastalarda Klinik Deneyimlerimiz


Creative Commons License

Ulukaya H. E., Demirdöver C., Menderes A., Çakmak S., Çağlı H. B., Atalmış S. E.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 42. Ulusal Kurultayı, 22 - 25 Ekim 2020, ss.35-36

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Sayfa Sayıları: ss.35-36
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Primer Kutanöz Leiomyosarkom Tanılı Hastalarda Klinik Deneyimlerimiz Hüseyin Emre Ulukaya, Cenk Demirdöver, Adnan Menderes, Süleyman Çakmak, Hasan Basri Çağlı, Safa Eren Atalmış Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı, İzmir Giriş: Leiomiyosarkom, etiyolojisi bilinmeyen düz kas kökenli nadir görülen malign bir mezenkimal tümördür. Tüm sarkomların yaklaşık % 5-10’unu oluşturur, ancak kutanöz leiomiyosarkom yalnızca % 2-3’ünü oluşturur. Bu tüm cilt tümörlerinin yaklaşık % 0,04’üne karşılık gelmektedir. Dermatofibrosarkom ve Kaposi sarkomundan sonra en sık görülen üçüncü kutanöz sarkomdur. Deride üç tip leiomyosarkom vardır: dermal, subkutanöz ve metastatik. Lezyon ne kadar derinse prognoz o kadar kötüdür. Dermal leiomyosarkom, erektör pili kaslarındaki düz kas liflerinden, genital dartos kaslarından ve meme ucu-meme başı kompleksinden kaynaklanır. Lokal rekürrens eğilimi % 24 oranında olmakla birlikte % 4 oranında düşük metastatik potansiyel ile ilişkili orta dereceli bir tümördür. Subkutanöz leiomyosarkom, kan damarı duvarlarındaki düz kastan kaynaklanır. Subkutanöz leiomyosarkom % 37 oran ile daha yüksek lokal nüks riski ve % 43 oranı ile daha yüksek metastaz riski vardır. Bununla birlikte, çoğu kutanöz metastaz retroperitoneal leiomyosarkomdan kaynaklanmaktadır. Kutanöz leiomyosarkomu kesin tanısı konulmadan önce, özellikle tümör subkutan ise, derin dokularda veya organlarda bir leiyomyosarkomun metastazının dışlanması önemlidir. Bu çalışmada kliniğimizde 2010-2020 yılları arasında kutanöz leiomyosarkom tanısı alıp tedavisi uygulanan hastaların klinik demografik özelliklerini literatürle karşılaştırmalı incelemekteyiz. Gereç Ve Yöntem: Kliniğimize 2010-2020 yılları arasında başvuran 21 hasta retrospektif olarak incelendi. Metastatik leiomyosarkom tanılı hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastaların 10’sı (% 47) kadın, 11’si (% 53) erkek idi. En küçük yaş 24 en büyük yaş 78 olarak saptandı. Tüm hastalara eksizyonel cerrahi işlem uygulandı. Cerrahi uygulamada hastalara 5 cm sağlam cerrahi sınır konularak eksizyon işlemi yapıldı. Her operasyonda eş zamanlı frozen patolojik incelemesi yapılarak cerrahi sınırların güvenliği teyit edildi. Rekonstrüksiyon olarak iki hastada (% 9) serbest doku nakli, beş hastada (% 23) lokal flep, 7 hastada (% 33) primer kapatma, bir hastada (% 4) parmak amputastonu, altı hasta (% 32) deri grefti uygulaması yapıldı. Hastaların sekiz tanesi (% 38) subkutan leiomyosarkom tanısı alırken 13’ü (% 62) dermal leiomyosarkom tanısı aldı. Lezyonlardan yedi tanesi (% 33) üst ekstremitede, yedi tanesi (% 33) alt ekstremitede, beş tanesi (% 23) gövdede, iki tanesi (% 11) baş ve boyunda saptandı. Lokal nüks üç hastada (% 14) görülürken 18 hastada (% 86) nüks görülmedi. Hiçbir hastada uzak metastaz görülmedi. Ortalama tümör boyutu 10x8x7 cm ebatlarında idi. Tartışma: Leiomiyosarkom, etiyolojisi bilinmeyen düz kas kökenli nadir görülen malign bir mezenkimal tümördür. Tüm sarkomların yaklaşık % 5-10’unu oluşturur, ancak kutanöz leiomyosarkom yalnızca %2-3’ünü oluşturur. Dermatofibrosarkom ve Kaposi sarkomundan sonra en sık görülen üçüncü kutanöz sarkomdur. Her yaşta ortaya çıkabilir, ancak çoğunlukla yaşlı yetişkinleri etkiler ve en yüksek insidans 50 ila 70 yaş arasındadır. Erkeklerde daha yaygındır ve literatürde yaklaşık olarak 3/1 oranındadır. Bizim çalışmamız da erkeklerle ve daha ileri yaşlarda daha sık görülmüştür. Bu bulgu literatür ile uyumludur. Ancak daha çok ileri yaşlarda görülmesine karşın kliniğimizde 24 36 yaş gibi erken yaşlarda da görülmüş vakalar bulunmaktadır. Daha çok alt ekstremitede görülmesine karşın bizim çalışmamızda en sık alt ve üst ekstremitede ve eşit olarak görülmüştür. Bu bulgu ekstremiteler alt ve üst olarak ayrı düşünüldüğünde literatürle çelişmekle birlikte ekstremiteler birlikte değerlendirildiğinde literatür ile uyumludur. Sonuç: Kutanöz leiomyosarkom derinin nadir görülen yumuşak doku tümörüdür. İleri yaşlarda görülebildiği gibi erken yaşlarda da görülebilmektedir. Erken yaşlarda bile hızlı ilerleyici olabildiğinden erken tanı konulmazsa tedavisi zorlaşıp yüksek oranda lokal nüks ve metastaz görülebilir. Temel tedavi, geride tümör dokusu bırakmadan yapılan cerrahi eksizyon tedavisidir. Anahtar Kelimeler: Kutanöz, Leiomyosarkom, Mezenkimal, Sarkom