3. Uluslararası Trafik Güvenliği Kongresi, Ankara, Türkiye, 15 - 16 Aralık 2023, ss.1-8
Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler ve
sürücüsüz taşıt sistemlerindeki ilerlemeler, ulaşım sistemlerinde radikal
değişikliklere yol açmaktadır. Sürücüsüz taşıtlar, sensörleri aracılığıyla
birbirleri ile iletişim kurarak çevrelerini daha iyi algılamaktadır. Bu sayede
güvenli takip mesafeleri en aza indirilebilmekte ve şerit değişiklikleri daha
etkili bir şekilde gerçekleşmektedir. Bu durum, sürücü etkileşimlerini temelden
değiştirmekle birlikte trafiği daha akıcı hale getirerek mevcut altyapı sistemlerinin
kapasitelerinin artırılmasını mümkün kılmaktadır. Ancak sürücüsüz taşıtların
ağırlıklı olduğu otonom ulaşım sistemlerine geçişin uzun yıllar içerisinde
olacağı göz önüne alındığında, sürücüsüz taşıtlar ile normal araçların birlikte
hareket ettiği karma trafik koşullarının nasıl yönetileceği önemli bir konu
haline gelmektedir. Karma trafik koşullarında, sürücüsüz taşıtların önceden
belirlenmiş kurallara ve standartlara uyması, manevra yapması ve anlık
durumları değerlendirmesi gerekmektedir. Ayrıca sürücüsüz taşıtların insan
sürücülere karşı öngörülemez davranışlarına nasıl tepki vereceği de büyük bir
önem arz etmektedir. Bu kapsamda, ulaşım ağı problemlerinde yaygın olarak
kullanılan test ağlarından Sioux Falls ağı SUMO kentsel hareketlilik ortamında
oluşturulmuştur ve farklı penetrasyon oranlarında sürücüsüz taşıtlar
tanımlanarak karma trafik koşullarında makroskopik trafiğin temel diyagramları
incelenmiştir. Kesintili ve kesintisiz akım koşullarında yol kesimlerinin
kapasite değerleri temel diyagramlardan elde edilmiştir. Buna göre, trafik
akımının kesintili olduğu yollarda sürücüsüz taşıtların olmadığı durumlarda
kapasite değeri 1600 tş/sa olarak gözlenirken, tamamı sürücüsüz taşıtlardan
oluşan senaryolarda 2450 tş/sa değerleri elde edilerek kapasite değerinin %53
civarlarında arttığı gözlemlenmiştir. Kesintisiz akım kesimlerinde ise
sürücüsüz taşıt olmayan durumlarda 2050 tş/sa olan kapasite değerinin tamamı
sürücüsüz taşıt olan senaryolarda 2850 tş/sa değerine ulaştığı gözlemlenmiştir.
Diğer taraftan, sürücüsüz taşıtların elektrikli araçlar olacağı düşünüldüğünden
çeşitli açılardan çevresel anlamda potansiyel bir etki yaratacağı
düşünülmektedir. Bu kapsamda, hava kirleten emisyonlardan CO, NOx, PMx, HC ve
sera gazı etkisi yaratan CO2’nin karma trafik koşullarında değişim
oranları incelenmiş ve farklı penetrasyon oranları için kayda değer değişimler
gözlemlenmiştir.