Endoskopik dakriyosistorinostomi sonuçlarımız


Creative Commons License

Önder K., Hancı S., Ecevit M. C., Sütay S., Günenç Ü.

17.Türk Rinoloji Kongresi, İzmir, Türkiye, 17 - 20 Mayıs 2023, ss.39, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.39
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Endoskopik dakriyosistorinostomi ameliyatı yapılan hastalarımızın klinik, görüntüleme yöntemleri ve cerrahi tedavi sonrası kısa ve uzun dönem takip sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır.

Giriş: Nazolakrimal kanal tıkanıklığının tedavisi için kullanılan cerrahi yöntem dakriyosistorinostomi (DSR) olarak isimlendirilir. Ameliyat endikasyonu, epiforası olan hastalarda dakriyosintigrafi veya irrigasyon ile muayenede distal lakrimal drenaj sisteminde tıkanıklığın gösterilmiş olmasına dayanmaktadır. Bu operasyonla lakrimal kese ile burun boşluğu arasında yeni bir pasaj oluşturulmaya çalışılır. Bu işlem eksternal yaklaşımla veya endoskopik olarak gerçekleştirilebilir. Endoskopik yaklaşım, yüzde kesi olmaması, daha az intraoperatif kanama, daha kısa operasyon süresi, lakrimal pompa fonksiyonu için gerekli olan medial kantal tendonun korunması, septal deviasyon gibi burun içi patolojilere işlem sırasında müdahalenin mümkün olması gibi avantajlara sahiptir. Bu çalışmada nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısı ile endoskopik dakriyosistorinostomi yapılan hastalarımızın klinik, görüntüleme yöntemleri ve cerrahi tedavi sonuçlarını sunmayı amaçladık.

Gereç-Yöntem: Ocak 2009 ile Aralık 2022 tarihleri ara¬sında nazolakrimal kanal tıkanıklığı nedeni ile KBB kliniğimizde ameliyat edilen 22 hastaya uygulanan 25 cerrahinin sonuçları geriye dönük olarak incelendi. Hastalar klinik ve demografik özellikleri bazında değerlendirilerek klinik, etiyolojik ve görüntüleme sonuçlarına göre sınıflandırıldı. Endoskopik dakriyosistorinostomi yapılan hastalar cerrahi tedavi sonuçları ve komplikasyonlar açısından değerlendirildi.

Bulgular: Olguların 20 si kadın, 2 si erkek ve ortalama yaşları 34,2(83/1)’ idi. Hastaların 2 (% 9)’ si 18 yaş altında olup 20 (%91)’si 18 yaş üzerinde olarak saptandı. İlk başvuruda epifora ile ilgili şikayetlerin en kısa 1 en uzun 36 ay ortalama 15±1 ay devam ettiği saptandı. Hastalara yapılan preoperatif BT görüntüleme veya muayenede; 1 hastada (%4,5) bilateral, 15 hastada (%68,3) sağ, 6 hastada (%27,2) sol lakrimal kese distalinde obstrüksüyon olduğu saptandı. Bir hastaya aynı seansta nazal cerrahi olarak septoplasti, 1 hastaya aynı seansta ipsilateral koanal atrezi açılması işlemi uygulandığı saptandı. Revizyon cerahi uygulanan hasta sayısı 2 (%9) olarak saptandı. Revizyon cerrahi yapılan hastalardan birinde ilk operasyondan sonra epiforanın devam ettiği tespit edildi ve revizyon cerrahi sonrası şikayetlerin ortadan kalktığı saptandı. Diğer revizyon cerrahi yapılan hastanın ilk operasyon sonrası silikon tüpün düşmesi düşmesi nedeni ile yapıldığı ve hastanın şikayetlerinin ortadan kalktığı saptandı. Silikon tüp kullanılan vaka sayısı 7 (%28) olarak tespit edildi. Postoperatif 6.ayda kontrolleri yapılan gözlerin fonksiyonel ve anatomik başarı oranı 23/25 (%92); fonksiyonel ve anatomik başarısızlık oranı 2/25 (%8) olarak saptandı. Neoplastik bir duruma bağlı obstrüksiyon saptanan hasta yoktu. Komplikasyon olarak hematom, görme kaybı, yüzde şekil bozukluğu görülmedi.

Sonuç: Endoskopik dakriyosistorinostomi ameliyatı nazolakrimal kanal tıkanıklığının tedavisinde, kısa ve uzun dönem sonuçları bakımından güvenli ve etkili bir cerrahi yöntemdir.

Anahtar kelimeler: Dakriyosistorinostomi, endoskopik endoskopik cerrahi 

Abstract
Objective: The aim of this study is to present the clinical characteristics, imaging findings, and short- and long-term postoperative outcomes of patients who underwent endoscopic dacryocystorhinostomy (DCR) in our clinic.

Introduction: The surgical procedure used to treat nasolacrimal duct obstruction is known as dacryocystorhinostomy (DCR). The indication for surgery is based on the demonstration of distal lacrimal drainage system obstruction through dacryoscintigraphy or irrigation in patients presenting with epiphora. The procedure involves creating a new passage between the lacrimal sac and the nasal cavity. This can be performed through either an external or endoscopic approach. The endoscopic technique offers several advantages, including the absence of facial incisions, reduced intraoperative bleeding, shorter operation time, preservation of the medial canthal tendon (which is essential for lacrimal pump function), and the ability to address concomitant nasal pathologies such as septal deviation during the same operation. In this study, we aimed to present the clinical features, imaging results, and surgical outcomes of patients who underwent endoscopic dacryocystorhinostomy for nasolacrimal duct obstruction in our clinic.

Materials and Methods: The results of 25 surgeries performed on 22 patients who underwent endoscopic dacryocystorhinostomy for nasolacrimal duct obstruction in our otorhinolaryngology department between January 2009 and December 2022 were retrospectively reviewed. Patients were evaluated based on their clinical and demographic characteristics and classified according to clinical, etiological, and imaging findings. Surgical outcomes and postoperative complications were analyzed.

Results: Of the 22 patients, 20 were female and 2 were male, with a mean age of 34.2 years (range, 1–83). Two patients (9%) were under 18 years of age, and 20 patients (91%) were over 18. The duration of epiphora symptoms prior to presentation ranged from 1 to 36 months, with a mean duration of 15 ± 1 months. Preoperative CT imaging or examination revealed distal obstruction of the lacrimal sac bilaterally in 1 patient (4.5%), on the right in 15 patients (68.3%), and on the left in 6 patients (27.2%). In addition, 1 patient underwent concurrent septoplasty and another underwent ipsilateral choanal atresia repair in the same session. Revision surgery was performed in 2 patients (9%). In one revision case, persistent epiphora after the initial surgery resolved completely after reoperation. In the other, revision was required due to silicone tube displacement, and symptoms resolved after reoperation. Silicone tubes were used in 7 cases (28%). At postoperative 6-month follow-up, the functional and anatomical success rate was 23 out of 25 eyes (92%), and failure was observed in 2 eyes (8%). No obstruction secondary to neoplastic disease was detected. No complications such as hematoma, visual loss, or facial deformity occurred.

Conclusion: Endoscopic dacryocystorhinostomy is a safe and effective surgical method for the treatment of nasolacrimal duct obstruction, providing favorable short- and long-term outcomes.

Keywords: dacryocystorhinostomy, endoscopic surgery