Özne Felsefe Bilim ve Sanat Yazıları, vol.0, no.20, pp.533-548, 2024 (Peer-Reviewed Journal)
Abstract
The 18th century was an unprecedentedly productive period in the history of philosophy in terms of aesthetic theories. The aesthetic theories created in this period directly reflect the discussions on epistemology, method, ontology, and human nature in the 18th century. When we examine the first aesthetic theories, we encounter two main lines that the theories feed on. The first of these is object-centered aesthetics, which is the aesthetic counterpart of Cartesian philosophy, and the other is subject-centered aesthetics, which is the aesthetic equivalent of Lockean empiricism. Jean-Baptiste Du Bos established subject-centered aesthetics by criticizing object-centered philosophy in his work Critical Reflections on Poetry and Painting at the beginning of the 18th century. Du Bos placed the subject at the center of aesthetic inquiry and defined art and aesthetic experience based on the subject's cognitive abilities, emotions, and psychology.
Critical Reflections is not only a theory of aesthetics but also a study of art history, art sociology, and art psychology. The study examines the historical development of different art genres and looks at how these genres have evolved over the centuries. In addition, it examines the effects of geographical conditions and cultural norms on art theories. Critical Reflections, which have an unprecedented scope, perhaps played the most important role in establishing aesthetics as an independent discipline and influenced all thinkers who wrote in the field of aesthetics in the 18th century. This article aims to reveal Jean-Baptiste Du Bos's contribution to aesthetic studies by examining the main lines of the aesthetic theory developed in Critical Reflections.
Key Words: Du Bos, aesthetics, 18th century, empiricism
Özet
18. yüzyıl, estetik kuramları açısından felsefe tarihinde daha önce görülmemiş ölçüde verimli bir dönemdir. Bu dönemde oluşturulan estetik kuramları, 18. yüzyılda epistemoloji, yöntem, ontoloji ve insan doğası üzerine yapılan tartışmaları doğrudan yansıtır. İlk estetik kuramlarını incelediğimizde, kuramların kendilerinden beslendiği iki ana hatla karşılaşırız. Bunlardan ilki kartezyen felsefenin estetikteki karşılığı olan nesne merkezli estetik, diğeri ise Lockeçu empirizmin estetikteki karşılığı olan özne merkezli estetiktir. Jean-Baptiste Du Bos, 18. yüzyılın hemen başlarında “Şiir ve Resim Üzerine Eleştirel Düşünceler” adlı çalışmasında nesne merkezli felsefenin eleştirisini yaparak özne merkezli estetiği kurmuştur. Du Bos estetik soruşturmanın odağına özneyi yerleştirmiş, sanatı ve estetik deneyimi öznenin bilişsel yetilerinden, duygularından ve psikolojisinden hareketle tanımlamıştır.
Eleştirel Düşünceler yalnızca bir estetik kuramı değil, aynı zamanda bir sanat tarihi, sanat sosyolojisi ve sanat psikolojisi çalışmasıdır. Çalışma farklı sanat türlerinin tarihsel gelişimlerini inceler ve bu türlerin yüzyıllar içinde nasıl evrildiğine bakar. Bunun yanında, coğrafi koşulların ve kültürel normların sanat kuramlarına etkisini inceler. Daha önce görülmemiş ölçüde bir kapsama sahip olan Eleştirel Düşünceler, estetiğin bağımsız bir disiplin olarak kurulmasında belki de en önemli rolü oynamış, 18. yüzyılda estetik alanında yazan tüm düşünürleri etkilemiştir. Bu makale, Eleştirel Düşünceler’de geliştirilen estetik kuramının ana hatlarını inceleyerek Jean-Baptiste Du Bos’nun modern estetiğe yaptığı katkıyı ortaya koymayı amaçlamaktadır.