Gereç ve Yöntem: Perinatal ve neonatal bakımdaki gelişmeler sayesinde prematüre bebeklerin yaşama oranları artmıştır. Ülkelerin ve birimlerin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak bazı morbidite oranları artabilir, bazılarında ise azalabilir. Bu retrospektif kesitsel çalışmada; çok düşük doğum ağırlıklı (ÇDDA) bebeklerin morbidite ve mortalite sonuçları önceki çalışmamızdaki bebeklerin sonuçları ile gelişmiş ülke verileri karşılaştırılarak değerlendirildi. Bulgular: Son gruba 203 bebek dahil edildi. Bu bebeklerin ortalama doğum ağırlıkları 976±308 gr ve ortalama gebelik haftaları 27,8±2,5 hafta idi. Gebelik yaşı 28 hafta ve üzerinde olan bebeklerin oranı, 173 bebek içeren ilk gruba göre anlamlı derecede düşüktü. Majör morbiditelerle ilgili olarak, bronkopulmoner displazi (orta ila şiddetli) ve nekrotizan enterokolit (>evre 2) oranları son grupta anlamlı olarak daha yüksekti; prematüre retinopatisi (>derece 2), intraventriküler kanama (>derece 2) ve periventriküler lökomalazi oranları da iki grup arasında benzerdi. Sağkalım oranları benzer bulunurken, majör morbidite olmaksızın sağkalım oranı son grupta anlamlı olarak daha düşüktü. Sonuç: Mortalite ve morbidite verileri gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında son dönemde doğum ağırlığı ve gebelik yaşı açısından daha küçük bebeklerin görülmesine rağmen sağkalım oranları değişmedi. Çalışma, özellikle küçük gebelik haftalarında ölüm oranlarında iyileşmeye ihtiyaç olduğunu gösterirken, majör morbidite oranları genellikle cesaret vericiydi.
Introduction and methods: Improvements in both perinatal and neonatal healthcare have contributed to increased survivability of premature babies. Depending on the development level of countries and units, some of the morbidity rates may increase, while others may decrease. In this retrospective cross-sectional study, the mortality and morbidity results of very low birth weight (VLBW) infants were evaluated by comparing the outcomes of the babies in our earlier research and the data of developed countries. Results: A total of 203 newborns were enrolled in the final group. The average weight at birth of these babies was 976±308g, and the average gestational age was 27.8±2.5 weeks. The proportion of babies at or above 28 weeks gestational age was significantly lower than the first group containing 173 infants. Regarding major morbidities, the incidence of bronchopulmonary dysplasia (moderate to severe) and necrotizing enterocolitis (> Stage 2) was greater in the final group. However, the incidence of retinopathy of prematurity (> grade 2), intraventricular hemorrhage (> grade 2), and periventricular leukomalacia were similar among the two groups. While survival rates were found to be similar, the survival rate without major morbidity was significantly lower in the last group. Conclusion: While the survival rates remained unchanged despite the observation of smaller babies in terms of weight at birth and gestational age in the last period when mortality and morbidity data were compared with developed countries, the study demonstrated a need for improvement in mortality rates, especially in small gestational weeks. However, the major morbidity rates were generally encouraging.