UZUN SÜRELİ SAĞKALIMA SAHİP KÜÇÜK HÜCRELİ AKCİĞER KANSERİ HASTA SERİMİZ


Creative Commons License

Canaslan K., Uzun M., Karaoğlu A., Öztop İ.

11. Onkolojide Arayışlar Sempozyumu, İzmir, Turkey, 15 - 17 December 2023, pp.11

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: İzmir
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.11
  • Dokuz Eylül University Affiliated: Yes

Abstract

Giriş: Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) genel olarak prognozu kötü bir kanser türü olup, hastaların yaklaşık üçte ikisi tanı anında yaygın evre hastalık halinde karşımıza çıkmaktadır. Sınırlı hastalıkta median sağkalım 14-16 ay; yaygın hastalıkta ise 11-12 ay civarındadır. Bu nedenle bu çalışmada uzun süreli sağkalım elde edilmiş olan KHAK tanılı hastalarımızın klinikopatolojik özelliklerini ve prognoza etki eden faktörleri değerlendirmeyi amaçladık. Yöntem: 01 Ocak 2013 ile 31 Ekim 2023 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nde KHAK tanısıyla takip ve tedavi edilen hastaların klinik ve patolojik özellikleri, hastalık evreleri, aldıkları tedaviler, yanıtları ve sağkalım süreleri retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm grup içinde ≥36 ay yaşayan hastalar “uzun süreli sağkalım (USS) ”a sahip hastalar olarak değerlendirildi ve USS üzerine etkili klinikopatolojik özellikler analiz edildi. Sonuçlar: Değerlendirmeye alınan toplam 237 hastanın 22'si (%9,3) USS sahip hastalardı. Bir hasta hariç tüm hastaların sigara maruziyeti mevcuttu. USS sahip olan hastaların tümü sınırlı hastalık evresindeydi. Hastaların tümü ilk sıra tedavi olarak platin/etoposid kombinasyon kemoterapisi almış, lobektomi yapılanlar hariç tüm hastalara torasik radyoterapi, 15 hastaya da (%68,2) ilaveten proflaktik kraniyal ışınlama uygulanmıştı. Tüm grupta elde edilen yanıt oranı % 86,4 olup median progresyonsuz sağkalım 43.2 ay, median genel sağkalım 85.4 ay idi. Toplam 22 hastanın 11’inde (%50) hiç nüks/progresyon gelişmezken, 3 (%13,6) hastada definitif tedavi sırasında progresyon görülmüş, kalan 8 (%36,4) hastada nüks metastaz gelişmişti. Nüks/progresyon gelişmeyen hastaların tümü pür KHAK histolojisine sahip olup aynı zamanda başlangıç LDH düzeyleri de normal sınırlarda idi. Definitif tedavi sırasında progresyon gelişen hastalarda farklı nedenlerde planlanan tedavide aksamalar olmuş, nüks/progresyon gelişen hastaların tümü tekrar sistemik kemoterapi almışlardı. Sonuç: KHAK’de genel olarak prognoz kötü olmasına karşın hastalığın sınırlı evrede olması, definitif tedavinin aksamadan ve tam olarak uygulanması ve başlangıç LDH düzeyinin normal olması uzun süreli sağkalıma katkı sağlayan faktörler olarak saptanmıştır.