Selçuk Asliye Hukuk mahkemesi, pp.5, İzmir, 2022
Dosya üzerinden ve keşif alanında yaptığım
incelemelere göre, dava konusu için görüş ve kanaatim aşağıda belirtilmiştir.
EK:1, EK:2, EK:3, EK:4, EK:5 ve fotoğraflar değerlendirmelerde kullanılmıştır.
Keşif günü tarafların beyanları ve duvar
yüksekliği dikkate alınarak, yapılan
şema (EK:5) ve çekilen fotoğraflar ilişiktedir.
Davacı Deniz SÜER’in konumu ve
pozisyonu, boy yüksekliği (140 cm), bulunduğu taraftaki duvar yüksekliği (135
cm), duvara olan uzaklığı (200 cm), duvarın eni 25 cm, davalı Yahya Çınar
ÇIKRIKCI’nın konumu ve pozisyonu, boy yüksekliği (128 cm), bulunduğu taraftaki
duvar yüksekliği (190 cm), duvara uzaklığı (300 cm) dikkate alınırsa, Yahya
Çınar ÇIKRIKÇI’nın yaklaşık yumurta büyüklüğündeki bir taşı Deniz SÜER’in
gözüne gelecek şekilde fırlatarak atması tıbben mümkündür. (Kanıtlayan
tıbbi bilimsel kaynaklar ilişikte verilmiştir. EK: 3, EK: 4) Atılan taşın gözde korneada perforan yaranlama (gözün renkli kısmının delinerek
yaralanması) meydana getirmesi tıbben
mümkündür.
Şemada taşın atılım şekli ve izleyebileceği yol kesik çizgilerle çizilerek gösterilmiştir. (EK:5)
Duvarın Deniz
SÜER’in bulunduğu tarafta bir ağaç kesilmiş ve kök-gövde bileşkesi
görünmektedir. Bunun lokalizasyonu şemada belirtilmiştir. Ayrıca
fotoğrafta da mevcuttur. Ağaç gövdesinin
çapı dikkate alındığında; ağacın kesilmeden önce, çocukların boy uzunluğundan daha
yüksek olması beklenir. Davalı Emine ÇIKRIKÇI vekili Av İbrahim SOĞUTMAZ
tarafından sunulan fotoğraflarda ağaç dallarının duvar ve çocukların boyunu
aştığı da izlenmektedir. Hastane
raporlarında tanımlanan göz yaralanması, “bir kuvvet eşliğinde, göze hızla
çarpan bir yabancı cisim” ile olabilir. Keşif sırasında tanımlanan Deniz SÜER
‘in konumu ve pozisyonu, gözüne herhangi bir
ağaç dalının kuvvetli bir şekilde hızla çarpmasına imkan verecek
nitelikte değildir. Deniz SÜER ‘in göz yaralanmasının ağaç dalından kaynaklanması tıbben mümkün görünmemektedir.
Davacının tedavi masrafları talebi:
EK 26 da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
kayıtları incelendiğinde altı farklı gün içeren kayıtlar mevcuttur. Başka bir
ifade ile hasta altı kez Ege Üniversitesine gittiğini kanıtlamaktadır. İlk
gittiği “acil hasta” gidişi
niteliğindedir.
EK 27 de Gözlük reçetesi için yapılan 480tl lık
ödeme kanıtlanmaktadır.
EK 28 de bir gözlük reçetesi bulunmaktadır.
EK 2 de Kaşkaloğlu Göz Hastanesi laser myopi özel
tedavi harcaması 260tl
EK 29 Ada Göz hastanesi 2X 110tl
EK 3 Ada Göz hastanesi 2X 54tl
EK 1 ilaç 200tl
EKLER de
belirtilen bu masrafların toplamı 1268tl tedavi masrafları olarak
değerlendirilebilir.
Bakıcı, otopark, ulaşım için araç akaryakıt
(benzin) harcamalarını hastaya özel
tıbbi amaçla yapılan harcamalar olarak
değerlendirmek uygun değildir.
Deniz SÜER’in hastalığı özel bakıcı gerektiren
hastalık niteliğinde değildir. Ayrıca olay COVİD 19 salgını sırasında ortaya
çıktığından, izolasyon koşulları uygulandığı sırada evde annesinin bulunduğu dosyada beyan
edildiğinden, hastalık sırasında anne bakımı yeterlidir.
Hastanın beş kez Selçuk-Bornova, bir
kez Selçuk-Kuşadası transferleri için gereken refakatçı
eşliğindeki yol masrafı, devlet
memurlarının tedavi yardımı ve cenaze giderleri yönetmeliğinin 25, 26 ve 27.
maddeleri rehber edinilerek hesaplanabilir.
Sadece bir kez Selçuk-Kuşadası Ada Göz Hastanesi ulaşımı
ve bir kez Kuşadası-Bornova Ege
Üniversitesi Hastanesi ulaşımı “acil özel araç” ve refakatçı gereksinimi
vardır. Bu mesafeler için istenen taksi araç fiyat listesinden
yararlanılabilir.
Deniz SÜER ‘in %40 oranında görme engelli olduğu ve maluliyetinin
yaşam boyu süreceği iddia edilmektedir. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz
Hastalıkları Kliniğindeki izlemi sırasında görme oranları değerlendirmeleri yapılmış olmasına rağmen,
hastanın görme duyusu açısından kesin maluliyet
düzeyinin, göz hastalıkları uzmanı tarafından tekrar belirlenmesi
gerekir.