in: Forensic Medicine & Forensic Sciences, Halis Dokgöz, Editor, Akademisyen Yayınevi Kitabevi, Ankara, pp.71-91, 2019
Tıbbi uygulama hatası kavramı veya tıbbi
malpraktis; gelişen iletişim olanakları, konuyla ilgili yasal değişiklikler ve
sağlık sistemindeki gelişmeler ile medyanın konuya ilgisi sonucunda son
zamanlarda giderek daha fazla duymakta olduğumuz kavramlardandır. Bunun nedeni,
konuya artan ilgi mi yoksa hataların artması mıdır? Henüz buna açıklık
getirecek derinlikte çalışmalar ve veriler elimizde mevcut değildir. Tıbbi
uygulama alanı, yargının özellikle bilirkişilik mekanizmasından yararlanmada
sık sık başvurduğu alanlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle hekimlere
tıbbi konulardaki bilgilerinden yararlanılmak üzere başvurulmaktadır.
Hekimlerin tıbbi girişimlerinde, hastalarının kişiliğine, ulusal ve
uluslararası hukuktan doğan haklarına saygı göstermek, tıp mesleğinin
gerektirdiği bilgi ve deneyime sahip olmak, mesleklerini uygularken yeterli dikkat
ve özeni göstermek, hukuksal ve etik kurallara uygun hareket etmek gibi temel
yaklaşımlara sahip olması gerekmektedir. Koruyucu, tedavi edici ve rehabilite
edici hizmetleri kapsayan tıp ve tıbbın uygulayıcısı olan hekimlerin her şeyden
önce insana zarar vermemekle yükümlü olduğu, olası zarar verme durumunda
hukuksal sorumluluklarla karşı karşıya kaldığı tarihsel belgelerden de
anlaşılmaktadır.