Perinatal Kayıp Nedeniyle Hastanede Yatan Kadınların Aleksitimik Düzeyleri ile Stresle Başa Çıkma Tarzları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi


Bilgiç D., Yağcan H., Parlas M., Özberk H., Çap B.

4. ULUSLARARASI 5. ULUSAL DOĞUM SONU BAKIM KONGRESİ, Denizli, Türkiye, 29 Eylül - 01 Ekim 2022, cilt.1, ss.166-167

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Denizli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.166-167
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Perinatal kayıp kadınların sadece bebeklerini değil, gelecekle ilgili hayallerini, annelik rollerini ve bedenlerine olan güvenlerini de kaybettikleri bir durum olarak algılanmaktadır. Kayıp durumunda kadınlar üzüntü, keder, suçluluk, utanç, öfke ve post travmatik stres gibi emosyonel tepkiler verebilmektedir. Duyguları tanımlama, ayırt etme ve ifade etmede yetersizlik olarak tanımlanan aleksitimi, kayıp gibi travmatik durumlarda gelişebilmekte, yas ve depresyona yatkınlığı artırabilmektedir. Perinatal kayıp yaşayan kadınların duygularını tanımlamasına fırsat verilmesi ve stresle başa çıkma tarzlarının bilinmesi kadın sağlığı alanında çalışan hemşire/ebelerin kadınlara nitelikli ve destekleyici bakım verebilmeleri için önemlidir.

Amaç: Perinatal kayıp nedeniyle hastanede yatan kadınların aleksitimik düzeyleri ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkinin incelenmesidir.

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki çalışma, Haziran 2019- Ocak 2022 tarihinde İzmir’de bulunan iki hastanenin kadın doğum kliniklerinde perinatal kayıp yaşayan 110 kadınla yürütülmüştür. Veriler “Tanımlayıcı Bilgi Formu”, “Toronto Aleksitimi Ölçeği(TAÖ-20)” ve “Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği(SBÇTÖ)” ile toplanmıştır.

Bulgular: Perinatal kayıp yaşanan gebeliklerin %60.9’u planlı, %89.1’i doğal yolla oluşmuş, %82.7’si düzenli gebelik takibi yaptırılan, ve %95.5’i herhangi bir teratojene maruz kalınmayan şeklindedir. Kayıp yaşanan gebeliklerin %56.4’ü 12. hafta ve altında olup, %59.1’i embriyo/fetüse ait nedenlerden kaybedilmiştir. Kadınların, TAÖ-20 alt boyut puan ortalamaları duyguları tanımada güçlük 19.57±5.44, duyguları ifade etmede güçlük 14.10±3.62, dışa dönük düşünce 23.11±3.07 olup, toplam puan ortalaması 56.80±8.92’dir. TAÖ-20’den alınan toplam puanın 61 puan ve üzeri “aleksitimi varlığı”, 52-60 puan “borderline” ve 51 puan ve altı “aleksitimi yokluğu” olarak değerlendirildiğinde, kadınlarda aleksitimi oranı %37.3, ve borderline aleksitimi oranı %34.5 bulunmuştur. SBÇTÖ alt boyut puan ortalamaları kendine güvenli yaklaşım 21.17±3.05, iyimser yaklaşım 14.26±2.47, çaresiz yaklaşım 21.26±3.85, boyun eğici yaklaşım 15.66±3.23 ve sosyal destek arama 10.65±1.92’dir. Kadınlarda aleksitimi varlığı ile SBÇTÖ iyimser yaklaşım (r:-0.703, p<0.05) ve sosyal destek arama alt boyutları (r:-0.631, p<0.05) arasında negatif yönde, boyun eğici yaklaşım (r:0.506, p<0.05) ve çaresiz yaklaşım (r:0.742, p<0.05) alt boyutları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki saptanmıştır.

Sonuç ve Öneriler: Perinatal kayıp yaşayan kadınların orta düzeyde aleksitimik olduğu, aleksitimik kadınların stresle başa çıkmada boyun eğici ve çaresiz yaklaşım kullandığı, iyimser yaklaşım ve sosyal destek arama yaklaşımlarının azaldığı belirlenmiştir. Kadınlar alekstimik düzeyleri arttıkça, stresle başa çıkmada pasif yaklaşım göstermektedir. Hemşire/ebelerin kayıp yaşayan kadınları duygularını anlatmaları için cesaretlendirmesi ve stresle etkili baş etme yollarını öğretmesi önerilmektedir.