13. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, Denizli, Türkiye, 4 - 06 Ekim 2018, ss.277, (Özet Bildiri)
Astronomi, insanoğlunun geçmişten günümüze gökyüzüne olan merakını gidermesine ve gökyüzü gözlemleriyle çevresindeki değişimleri ilişkilendirmesine yardımcı olan en eski bir bilim dalıdır. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında liselerde hem fen hem de edebiyat kolunda okutulan zorunlu dersler arasında “Astronomi” dersi de yer almaktadır. Ancak 1974 yılında astronomi dersi zorunlu olmaktan çıkarılmış ve seçmeli haline getirilmiştir. Günümüzde astronomi dersi liselerde okutulmakta, astronomiye ilişkin bazı bilgiler 12.sınıfta Fizik ve Coğrafya içinde verilmekte iken güncellenen yeni program dâhilinde ilköğretim 3.sınıf düzeyinden 8.sınıfa kadar olan süreçte her sınıf düzeyine ilk haftalarda programlara eklenmiştir. Bu çalışmada, fen bilgisi öğretmen adaylarının astronomiye ve etkinliklerle zenginleştirilmiş astronomi dersine yönelik görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Nitel araştırma yöntemi çeşitlerinden “Olgu Bilim Deseni (Phenomelogy)” kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Bolu ilinde Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fen bilimleri öğretmenliği bölümü 4.sınıfa devam etmekte olan 28 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından geliştirilmiş olan yarı yapılandırılmış açık uçlu sorulardan oluşan görüşme formu kullanılmıştır. Kullanılan yarı yapılandırılmış görüşme formu ders dönemi başlangıcında ve ders dönemi bitiminde uygulanarak görüşmeler ses kaydı altına alınmıştır. Elde edilen veriler nitel çalışmaların analiz yöntemlerinden biri olan “içerik analizi” yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizi sonucu ortaya “Astronomi yeterliği, Öğretim teknik ve yöntem, İlgi ve tutum, Araştırma aracı, Bilgi, Günlük hayatla ilişkilendirme ve İnformal öğrenme” olmak üzere yedi tane tema ortaya çıkmıştır. Temalara ait kavramlar incelendiğinde ise “Astronomi yeterliği, İlgi ve tutum, Araştırma aracı ve Bilgi” temalarına ait kavramların ön ve son görüşme kıyaslandığında son görüşmede fazla sayıda farklı kavramların ele alındığı görülmektedir. Aynı zamanda “Öğretim teknik ve yöntem, Günlük hayatla ilişkilendirme ve İnformal öğrenme” temalarına ait kavramlara bakıldığında ise ön görüşmede katılımcıların fazla sayıda farklı kavramlara yer verdikleri görülmektedir. Sonuçlar olarak, “Öğretim teknik ve yöntem, Günlük hayatla ilişkilendirme ve İnformal öğrenme” temalarına ait kavramların az sayıda çıkmasının sebebi, araştırmaya katılan öğrencilerin yükseköğrenim süresi boyunca almış oldukları pedagojik alana yönelik ders içeriklerinin yetersiz kaldığı söylenebilir.