INTRAOPERATIF SINIR MONITÖRIZASYONU ILE YAPILAN TIROIDEKTOMILERDE ENDOTRAKEAL TÜP VE TIROID KIKIRDAK YÜZEY ELEKTROTLARINDAN ELDE EDILEN EMG YANITLARININ KARŞILAŞTIRILMASI


Hancı S., Doğan E., Keskinoğlu P., Özgür E., İkiz A. Ö.

45. TÜRK ULUSAL KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ, Girne, Kıbrıs (Kktc), 23 - 27 Ekim 2024, ss.132, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Girne
  • Basıldığı Ülke: Kıbrıs (Kktc)
  • Sayfa Sayıları: ss.132
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet

Amaç: İntraoperatif rekürren laringeal sinir monitörizasyonu eşliğinde tiroidektomi ve/veya paratiroidektomi yapılan hastalarda endotrakeal tüp elektrodu (ETE) ve tiroid kıkırdak yüzey elektrotlarından (TKYE) elde edilen elektromyografi (EMG) yanıtlarının karşılaştırılarak sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır.

Gereç (Hastalar) ve yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Kliniği’nde 05.09.2022 ve 21.08.2023 tarihleri arasında tiroid/paratiroid patolojisi nedeni ile tiroidektomi ve/veya paratiroidektomi yapılan 27 ardışık hastaya uygulanan 28 cerrahi çalışmaya dahil edilerek 51 rekürren laringeal sinirden (RLS) elde edilen sonuçlar değerlendirildi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, vücut kitle indeksi (VKİ), vokal kord hareketleri, ETE ve TKYE kullanılarak ölçülen RLS EMG amplitüdleri ve cerrahiye bağlı komplikasyonlar kaydedilerek değerlendirildi.

Bulgular: Çalışmaya dahil edilen hastaların sekizi (%29,6) erkek, 19’u (%70,4) kadın, ortalama yaşları 46,7 (42,3/48,5) idi. Onbeş hasta 50 yaş altında, 12 hasta 50 yaş üzerindeydi. VKİ dokuz hastada 25’in altında, on hastada 25-30 arası, sekiz hastada ise 30’un üzerinde idi.

TKYE yöntemi ile elde edilen RLS EMG amplitüdlerinin ETE’den daha yüksek amplitüdlü sonuçlar verdiği saptandı (p=0.001). Kadınlarda hem ETE hem de TKYE ölçüm yönteminde erkeklere göre daha yüksek EMG amplitüdleri saptandı (p değerleri sırası ile 0,002 ve <0,001). Hem kadınlarda hem de erkeklerde TKYE ölçümlerinin ETE ölçümlerine göre daha yüksek amplitüdlü sonuçlar verdiği saptandı (p değerleri sırası ile 0,007 ve 0,035). 50 yaş altında TKYE ölçümleri ETE’den anlamlı olarak daha yüksek amplitüdlü iken (p <0,001) 50 yaşın üzerinde (p=0,214) yöntemler arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Sol taraftan elde edilen TKYE ölçümleri sağ tarafa göre anlamlı olarak daha yüksek iken (p=0,004) ETE’de taraflar arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05). TKYE ölçümleri ETE’den VKİ<25 kg/m2 ve VKİ >30 kg/m2 olan gruplarda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek amplitüdlü iken (p değerleri sırası ile 0.001, 0.038), VKİ’si 25 ile 30 kg/m2 arasında olan grupta yöntemler arası istatistiksel anlamlı farklılık saptanmadı (p>0.05).

ETE’de bir olguda (%3,57) entübasyon tüpünün dönmesine bağlı sinyal kaybı gözlenirken TKYE’de elde edilen amplitüdlerin stabil kaldığı saptandı. Risk altındaki 51 RLS’den birinde (%1,96) geçici vokal kord paralizisi, birinde (%1,96) geçici vokal kord parezisi/hipokinezisi saptandı. Hastaların hiçbirinde hematom, kalıcı RLS paralizisi ya da parezisi görülmedi.

Sonuç: İntraoperatif sinir monitörizasyonunda RLS’nin EMG amplitüdlerini ölçmek için kullanılan yöntemlerden en yaygın ve geleneksel yöntem olan ETE ile karşılaştırıldığında TKYE yönteminde daha yüksek ve stabil yanıtlar alındığı saptanmış olup ETE ile yapılan ölçümlere alternatif, kullanışlı ve güvenilir bir yöntemdir.

Anahtar kelimeler: elektromyografi (EMG), endotrakeal tüp yüzey elektrotları, iğne elektrotlar, intraoperatif sinir monitörizasyonu (İOSM), rekürren laringeal sinir (RLS), tiroidektomi

Abstract

Objective: Comparison of electromyographic (EMG) responses obtained from endotracheal tube electrodes (ETE) and thyroid cartilage surface electrodes (TCSE) in patients undergoing thyroidectomy and/or parathyroidectomy with intraoperative recurrent laryngeal nerve monitoring.

Materials and Methods: Fifty-one recurrent laryngeal nerves (RLNs) at risk during 28 surgical procedures on 27 consecutive patients operated between 5 September 2022 and 21 August 2023 at Dokuz Eylül University, Department of Otorhinolaryngology were evaluated. Patients’ age, gender, body mass index (BMI), vocal cord mobility, RLN EMG signal amplitudes recorded with ETE and TCSE, and surgery-related complications were documented and analyzed.

Results: EMG signal amplitudes obtained with TCSE were significantly higher than ETE amplitudes (p=0.001). Female patients showed higher EMG amplitudes than males with both methods (p=0.002 and p<0.001, respectively). TCSE measurements yielded higher amplitudes than ETE in both genders (p=0.007 and p=0.035, respectively). Patients <50 years of age had significantly higher TCSE amplitudes than ETE (p<0.001), while no significant difference was found for patients 50 years of age (p=0.214). Left-sided TCSE amplitudes were considerably higher than right-sided ones (p=0.004), while there was no side difference for ETE amplitudes (p>0.05). TCSE values were considerably higher than ETE in BMI groups of <25 kg/m² and >30 kg/m² (p=0.001 and p=0.038), while no significant difference was found in the 25–30 kg/m² group (p>0.05). One case (3.57%) experienced false loss of signal in ETE recordings due to endotracheal tube rotation, while TCSE readings remained stable. Among the 51 RLNs at risk, there was one (1.96%) transient vocal cord paralysis, and another (1.96%) transient partial vocal cord paresis. Hematoma and permanent vocal cord paralysis complications were not observed in any of the patients.

Conclusion: Compared to the conventional ETE method, TCSE yielded higher and more stable EMG amplitudes during intraoperative nerve monitoring. TCSE was found to be a reliable and practical alternative to ETE either as a primary method or as a rescue method when false loss of signal is suspected in ETE recordings.

Keywords: endotracheal tube surface electrodes, thyroid cartilage surface electrodes, intraoperative nerve monitoring (IONM), recurrent laryngeal nerve (RLN), thyroidectomy