İKİ VAKA NEDENİYLE KRONİK MYELOİD LÖSEMİ VE KRONİK LENFOSİTİK LÖSEMİ BİRLİKTELİĞİ


Erdoğan Yücel E., Karataş A. F., Yavuz B., Kakcı M., Şeker Ö., Alacacıoğlu İ., ...Daha Fazla

48. ULUSAL HEMATOLOJİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 2 - 05 Kasım 2022, ss.374

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.374
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Özet: Bir hastada kronik myeloid lösemi (KML) ve kronik lenfositik lösemi (KLL) birlikteliği nadir bir durumdur. Literatüre bildirilen sınırlı sayıda vaka vardır. Bu bildiride KML nedeniyle takip edilirken, 2. ve 10. yıllarda KLL tanısı alan 2 vakayı sunuyoruz. Giriş: KML, bcr abl füzyon geni içeren multipotent progenitör hücrelerden köken alan myeloproliferatif bir hastalıktır. KLL fonksiyonel olarak yetersiz monoklonal lenfositlerin progresif artışıyla karakterize bir lenfoproliferatif hastalıktır. KML ve KLL erişkin lösemilerin en sık tipleri olmakla birlikte, iki antitenin aynı hastada birlikteliği nadir bir durumdur. Bu bildiride KML tanısı ile takip edilirken KLL gelişen 2 hastayı sunuyoruz. Vaka 1: 60 yaşında erkek hasta nötrofilik lökositoz, anemi ve trombositoz nedeniyle 2012 yılında kliniğimize yönlendirildi. Lökosit 27200/ul, nötrofil 21100/ul, lenfosit 4100/ul, trombosit sayısı 634000/ul idi. Kemik iliği aspirasyon ve biyopsisinde tüm myeloid maturasyon basamaklarını içeren myeloid hiperplazi ve yaşa göre hiperselülerite saptandı. Reverse-transkriptaz polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ile bcr/abl IS %22,8 saptandı ve hasta kronik faz KML tanısı aldı. Sokal skoru 0,8 olup imatinib başlandı. İmatinib tedavisinin 3. ayında intolerans nedeniyle nilotinib başlandı. Tedavinin 6. ayında tam moleküler ve sitogenetik yanıt elde edildi. 6 yıl süresince nilotinib ile takip edilen hasta, COVID 19 pandemisi süresince poliklinik kontrollerine gelmedi. Temmuz 2022’de kontrole gelen hastanın nilotinib ile tam sitogenetik yanıt cevabı devam ediyordu. Aynı vizitte hastanın lökosit sayısı 15000/u, lenfosit sayısı ise 10100/ul,trombositi 343000/ul ve hemoglobin düzeyi 11 gr/dl saptandı. Fizik muayenede splenomegali ve lenfadenopati saptanmadı. Periferik kan akım sitometrisi ile CD20 ve CD5 koekspresyonu %74, CD19 ve CD5 koekspresyonu %74 saptandı (Şekil 1a ve 1b). Hasta BINET A KLL olarak değerlendirildi ve KML için nilotinib kullanırken, KLL için tedavisiz takibe alındı. Vaka 2: 73 yaşında erkek hasta, 2008 yılında orta risk Sokal skoru ike kronik faz KML tanısı aldı. İmatinib tedavisinin 2. Yılında tam kan sayımında lenfositoz (6500/ul) saptandı. 1,5-2 cm çapında aksiller ve servikal lenf nodları mevcuttu. Periferik kan akım sitometri ile BINET A ve RAI 1 KLL tanısı aldı. İmatinib ile major molekuler yanıt ile takip edilirken, KLL için tedavisiz takip edilmektedir. Tartışma: Bir hastada kronik myeloid lösemi (KML) ve kronik lenfositik lösemi (KLL) birlikteliği nadir bir durumdur. KLL hastalarında tanıdan sonra yıllar içinde ikincil malignite gelişmesi tanımlanmış bir durum iken, KML hastaları için bu durum daha nadirdir. Bu bildiride KML nedeniyle takip edilirken, 2. ve 10. yıllarda KLL tanısı alan 2 hastayı literatüre katkı olarak sunduk. Anahtar kelimeler: Kronik myeloid lösemi, kronik lenfositik lösemi