Kesit Akademi Dergisi, cilt.44, sa.44, ss.194-215, 2025 (Hakemli Dergi)
Bu çalışma, son yıllarda çağdaş performans pratiklerinde önemli bir araç olarak kullanılan çizgi film estetiğinin, postdramatik tiyatro açısından izleyici algısı üzerindeki etkilerini kuramsal açıdan incelemektedir. Hans-Thies Lehmann’ın kavramsallaştırdığı postdramatik tiyatro anlayışı; dramatik metne bağlı temsiliyetin çözülmesini, sahne öğelerinin özerkleşmesini ve temsil yerine deneyimin merkezileştiği bir tiyatro dili önerir. Bu yapı, izleyici ile sahne arasındaki etkileşimi yeniden kurarak, alımlayıcıyı pasif bir tanıktan aktif bir algı öznesine dönüştürür. Bu bağlamda çizgi film estetiği; abartılı jestler, stilize beden kullanımı, eşzamanlı ses-görüntü eşleşmeleri ve zamansal-mekânsal deformasyon gibi unsurlar aracılığıyla, yalnızca görsel çeşitlilik sunmaz; aynı zamanda izleyiciyle kurulan algısal bağın biçimlenmesinde işlevsel bir rol üstlenir. Bu estetik yönelim, özellikle görsel-anlatı temelli performanslar üreten Miwa Matreyek’in sahnelemelerinde olduğu gibi, dijital beden ve animasyonun iç içe geçtiği anlatı dışı biçimler aracılığıyla, izleyici deneyimini çok katmanlı bir hâle getirir. Matreyek’in çalışmaları, postdramatik tiyatrodaki sahnelemenin görsel-işitsel yapısını geliştirirken, çizgi film estetiğinin sahneleme içindeki kurucu gücünü de açığa çıkarmaktadır. Bu araştırma, çizgi film estetiğinin yalnızca popüler anlatı yaklaşımlarının sınırlarını aşan bir görsel yaklaşım değil; izleyicinin duyusal ve düşünsel katılımını sağlayan, güncel sahne tekniklerinde önemli ve katmanlı bir algı biçimi olarak nasıl önem kazandığını kuramsal bir çerçevede analiz etmektedir. Bu bağlamda çalışma, postdramatik sahneleme biçimlerinin dönüşen izleyici deneyimiyle nasıl yeniden tanımlandığını görsel bir estetik üzerinden irdelemeyi amaçlamaktadır. Böylelikle, çağdaş tiyatro estetiğinde çizgi film estetiği ile dijital performansın kesişim noktaları görünür kılınmakta; yeni bir seyir biçiminin imkânları tartışmaya açılmaktadır.