Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, cilt.11, sa.1, ss.360-375, 2023 (Hakemli Dergi)
Türkiye’de, 1930’lu yıllarda kamu kurumlarında usta çırak ilişkisi
olarak başlayan sondör eğitimi, ilerleyen yıllarda ülkemizin köklü kamu
kurumlarındaki sondör ihtiyacını da karşılamak için kurum içi mesleki eğitim ve
kurslarla devam etmiştir. 90’lı yıllara gelindiğinde ise hem kamu hem de özel
sektörün sondör ihtiyacını karşılayabilmek için yükseköğretimde ön lisans
düzeyinde program açılması ihtiyacını doğurmuştur. Yükseköğretimde altı yıl
sadece bir üniversitede ön lisans düzeyinde devam eden sondör eğitimi, 2000’li
yıllar da farklı üniversitelerde de sondör eğitimine yönelik benzer
programların açılması ile devam etmiştir.
Bu süreçte sondör eğitimine yönelik açılan programlardan bazıları,
laboratuvar alt yapı, uygulamalar için gerekli sondaj makinası eksikliği ve
coğrafi konum gibi nedenlerden dolayı yeterli talep görmemiş ve kısa bir süre
sonra kapanmıştır. Yükseköğretimde ön lisans düzeyinde verilen eğitim ile 2621
sondör yetiştirilmiştir. 2022 yılı
itibariyle yükseköğretimde dört üniversitede ve toplamda 91 kontenjan ile
sondör eğitimi devam etmektedir. Bu üniversitelerden ilki su, zemin ve maden
sondajları ağırlıklı sondör eğitimini bünyesindeki sondaj makinaları ile
uygulamalı olarak gerçekleştirirken, kronolojik olarak ikinci ve üçüncü sırada
yer alan üniversitelerde verilen sondör eğitimi ağırlıklı olarak petrol
sondajına yöneliktir. Yakın tarihte sondör eğitimine başlayan üniversite de ise
ders müfredatında yer bilimleri derslerinin, teorik mesleki derslerden daha
fazla olması ve uygulama derslerine yönelik sondaj makinasının bulunmaması gibi
nedenlerden dolayı yakın gelecekte programın kapanması da muhtemeldir. Bugün
gelinen nokta yükseköğretimde sondör eğitiminin sadece teorik mesleki dersler
ile sürdürülemeyeceği, teorik derslerin yanı sıra en az bir sömestrlik bilfiil
mesleki uygulamalı eğitime de yer verilmesinin gerekliliği göstermektedir.