Uluslararası Ege Adaları Sempozyumu, İzmir, Türkiye, 19 - 20 Ekim 2017, (Özet Bildiri)
19.
yüzyılda, Doğu Akdeniz’in en büyük ihracat limanı konumundaki İzmir ve ard
bölgesindeki zenginlikten pay alma çabaları, 1830’lardan başlayarak eşkıyalığı
bölgenin sosyo-ekonomik hayatının önemli bir parçası haline getirmişti. Bunun bir sonucu olarak 20. Yüzyılın başlarında Ege adaları âdeta
eşkıyalık ve kaçakçılık üssüne dönüşmüştü. Çünkü adalara geçişi
kolaylaştıran bölgenin coğrafi yapısı, buradaki kaçakçılık ile eşkıyalık
faaliyetlerinin iç içe geçmesine sebep olmuştu. Oldukça uzun bir sahil şeridine
sahip olan Ege kıyılarının tamamen denetim dışı
kalması, suç işlemek için Ege Deniz'indeki adalardan bölgeye gelen çetelerin takibini
zorlaştırmaktaydı. Batı Anadolu'daki Rumlar genellikle anayollar üzerinde veya
deniz kıyısında yaşadıkları için hızlı bir şekilde firar edebiliyorlardı. Bu
çeteler, Batı Anadolu’da eylemlerini gerçekleştirdikten sonra tekrar adalara
kaçtıklarından ele geçirilemiyorlardı. Sisam Adası ile Kuşadası ve
Söke’nin yakınlığı Anadolu sahiline kaçak eşya çıkarılmasını
kolaylaştırmaktaydı. Bu çalışmada, yüzyıl dönümünde Batı Anadolu'nun gündeminde
önemli bir yer tutan eşkıyalık ve kaçakçılık olaylarında Ege Adalarının rolü
ele alınmaktadır.