Alerjik Rinitli Çocuklarda Hastalık Fenotipinin Retrospektif Değerlendirilmesi


Baysal Bakır D., Yağmur H., Kabadayı G., Atay Ö., Uzuner N., Asilsoy S.

18. Uluslararası Katılımlı Çocuk Alerji İmmünoloji ve Astım Akademisi Kongresi, İskele, Kıbrıs (Kktc), 25 - 28 Nisan 2024, ss.83

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İskele
  • Basıldığı Ülke: Kıbrıs (Kktc)
  • Sayfa Sayıları: ss.83
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Alerjik rinit (AR) çocukların yaklasik %40’ını etkileyen, non-enfeksiyöz rinitin en sık nedenidir. Nazal akıntı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırık gibi semptomlara neden olarak bireylerin yaşam kalitesini etkilemektedir. AR’nin tanımlanan fenotipleri arasında en ilgi çeken grup alerjen duyarlılığı ile ilişkili olanlardır. Amaç: Calismamizda, Ocak 2020-Ocak 2023 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi çocuk alerji polikliniğine başvuran ve AR tanısı alan 2-17 yas arasi hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalarin demografik verileri, laboratuvar bulguları (hemogram, Total IgE), aeroalerjenlere yönelik deri prick test (DPT) sonuçları, eşlik eden komorbiditeleri belirlendi. AR’li hastalarımızda aeroalerjenlerin hastalık fenotipine etkisinin değerlendirilmesi ve prognoz üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlandı. Bulgular: AR’li 301 olgunun yas ortancası 11 yıl (min-maks:3-17) olup, %.66.1’i erkekti. Çoğunluğunu %60.5 oranla polisensitize hastaların oluşturduğu calisma grubumuzda, yakınmalar sıklıkla mevsimseldi (%66.8). DPT’ye göre en sık polen (%65.8) sonrasında ise sırayla ev tozu (%38.5), hayvan tüyü epiteli (%47.2) ve küf (%16.9) alerjenlerine duyarlılık saptandı. En sık alerjen birlikteliği ise %54.9 oranla polen ve hayvan tüyü epiteline aitti. İleri yaşlarda, hastaların polisentizasyon oraninin arttığı saptandı (p=0.009). Polen duyarlı grupta yakınmalar daha cok mevsimseldi (%81.3, p<0.01). Oysaki; akar (%76.7), küf (%76.5) ve hayvan tüyü epiteli (%70.4’ü) duyarlı hastalarda yakınmalar perenealdi (p<0.05). Konjonktivit bulgularında yas arttikca, shiner bulgularinda ise yaş azaldıkca anlamlı artış saptandı (p<0.05). AR’ye ek olarak hastaların %42.5’inde astım, %4.3’ünde atopik dermatit, %6’sında kronik ürtiker ve %1.3’ünde besin alerjisi mevcuttu. Astımın ilerleyen yaşlarda sıklığı artmaktaydı (p=0.054). Hastalarımızın %93.4’unde nazal kortikosteroid ilk tercih tedavi yöntemiydi, %55’inde ise semptom kontrolü için kombine tedavi gereksimi mevcuttu.