10.İzmir Felsefe Günleri, İzmir, Türkiye, 12 - 13 Mayıs 2022
KİŞİLERARASI İLETİŞİMDE KENDİNİ AÇMA, TANITMA VE EMPATİ
ÖZET
Gamze ERDOĞAN
Öğr.Gör.Dr.Dokuz Eylül Üniversitesi
gamze.erdogan@deu.edu.tr
orcid.org/0000-0002-9567-693X
Bu çalışmada, kişinin hem kendisini daha iyi tanımasına aracılık eden hem de kişinin kendisini
daha iyi, daha doğru tanıtmasını mümkün kılan, ilişkileri birbirine yaklaştıran bir kavram olarak “Kendini
Açma” ve kendini açma davranışı sayesinde kolaylaşan “Empati” kavramları yüzyüze iletişim
bağlamında ve web tabanlı ortamlarda açımlanmaya çalışılmıştır.
‘Kendini açma’yı ilk kez dillendiren, insancıl psikolojinin öncüllerinden Sydney M. Jourard,
kavramı, başkalarının onu algılayabilmesi için kişinin kendini açıkça göstermesi olarak tanımlar.
Bireylerin kendilerini açma seviyeleri alıcının arkadaş, aileden biri, iş arkadaşı veya yabancı olmasına
bağlı olarak değişebilmektedir. Kendini açma davranışının en uygun hali, sürüp giden bir ilişkinin
fonksiyonu olması, karşılıklı olması ve küçük ilerlemelerle artış göstermesi olarak nitelendirilmektedir.
Kendini açma kararı kişinin diğerleri ile olan ilişkilerini etkilediği gibi, kişinin kendi iyilik halini–
mutluluğunu, akıl sağlığını ve içsel iletişimini de olumlu yönde etkimektedir. Bireyin kişiliği ve buna
bağlı olarak başkalarına olan güven duygusu, sosyal ve kültürel faktörler, empatik ilgiyle ve kabullenici
bir tavırla karşısındakini dinleyen kişilerin varlığı, kendini açma davranışını şekillendirmektedir.
Kendi açarak duygu, düşünce, istek, ihtiyaç, beklentilerini vb. ifade edebilen birey, iletişim
sürecinin diğer aktörünün empatik çabasını kolaylaştırarak empatik ilgisini de arttırabilir. Empati
kurmak isteyen birey öncelikle, kısa bir süreliğine, düşünsel rol alarak karşısındaki bireyin
fenomenolojik alanına girer, sonrasında duygusal rol alarak zihninde oluşan empatik anlayışı
karşısındaki kişiye doğru bir biçimde ileterek empati sürecini sonlandırır. Kişilerarası iletişimde
anlamaya denk gelen empati, siyasal düzlemde anlayış çoğulculuğuna onay verme, farklılıklarla
birarada yaşama, farklı siyasal ve kültürel kimliklere tahammül edebilme vb. yeterliliklere karşılık
gelmektedir.
Bilindiği üzere günümüzde sosyal etkileşimin önemli bir kısmı yüz yüze iletişimden web tabanlı
ağlarla iletişime kaymıştır. Bu sosyal ağlar bireylere görsel tanıtım, paylaşım ve beğeni olanakları
sunmakta dolayısıyla her geçen gün kullanıcı sayısı tüm dünyada artmaktadır. Bireyler sosyal medyada
oluşturdukları yeni kimlikleriyle yeni bir benlik sunumu gerçekleştirdikleri bu ortamlarda, gerçek
hayatta olduklarından farklı davranışlar sergileyebilmektedir. Bazen gerçek hayattakinden daha
samimi, nazik, doğal davranmaktalar. Bazen de gerçek hayatta inhibe ettikleri birçok özelliği, gizli
duygu, düşünce, arzu veya korkularını sanal kimlikleri aracılığıyla ortaya çıkarabilmektedirler.
Alanyazında, web tabanlı sosyal ağlarla kurulan kişilerarası iletişimlerde empatinin azalmakta
olduğunu gösteren ve endişe uyandıran çalışmalar bulunmaktadır. Empatinin zayıflaması ile negatif
ilişkili olan narsisizm seviyesi artmakta; bireyin dikkat süresi azalmaktadır. İletişim teknolojileri, kısa
dikkat süreleriyle, kolayca dikkati dağılan bir nesil yaratmakta ve artan kullanım sabır kaybına ve derin
düşünme eksikliğine de yol açmaktadır.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Kişilerarası Yüzyüze İletişim, Kendini Açma, Empati, Tanınma, Web
Tabanlı Sosyal Ağlarla İletişim.