OLGULARLA HİPEREOZİNOFİLİK SENDROM YÖNETİMİ: TEK MERKEZ DENEYİMİ


Karataş A. F., Yavuz B., Erdoğan Yücel E., Can G., Güven S., Demirkan F., ...Daha Fazla

46. Ulusal Hematoloji Kongresi, 28 - 31 Ekim 2020, sa.284, ss.198-199

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Sayfa Sayıları: ss.198-199
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Hipereozinofilik sendrom (HES) periferik kanda eozinofil sayısının 1.5 × 109 /L üzerinde olduğu ve ikincil bir sebebin ortaya konamadığı multiorgan tutulumları ile seyreden nadir görülen heterojen hastalık spektrumunu tanımlar[1]. HES’in myeloid, lenfosittik klinik varyantları, ailesel ve idiyopatik formları bulunmaktadır. FIP1L1/CHIC2/PDGFRA-PDGFRB füzyon genleri eşlik edebilir [2]. Glukokortikoidler, sitotoksik ve immünomodulatuar ajanlar gibi konvansiyonel tedaviler değişken etkinliklere ve anlamlı toksisitelere sahiptir. [3]. Tirozin Kinaz İnhibitörleri (TKİ) gibi güncel tedaviler ile Kliniğimizde takipli 3 vaka sunulacaktır.Olgu A:34 yaşında kadın hasta astım tanısı ile dış merkezde 5000/mikroL üzeri eozinofili nedeni ile araştırılırken kemik iliğinde eozinofil ve öncüllerinde artış, FIP1L1/CHIC2/PDGFRA-PDGFRB mutasyonlarında pozitiflik bulunması üzerine steroid tedavisi başlanmış. Bu sırada serebrovasküler olay geçirip intrakardiyak trombüs saptanan hastada steroidin komplikasyonları nedeni ile mutasyon sonucu alınınca imatinib 100 mg/güne geçilmiş. İmatinib doz artımına rağmen yanıt alınmayan hastada hidroksiüre tedavisi uygulanmış. Hasta kliniğimize başvurduğunda interferon alfa-2a tedavisine geçildi. 6 ay remisyonda izlemde iken ishal, bulantı, kusma şikayetleri ve ciltte eritemli zeminde yaygın püstüler lezyonları olması ve eozinofil düzeylerinin tekrar artması üzerine dasatinib indikasyon dışı onamı alındı. Dasatinib ve düşük doz steroid tedavisi altında remisyonda izlemdedir. Olgu B: 48 yaşında erkek FMF nedeni ile romatoloji polikliniğinde takipli iken saptanan eozinofili ile tetkik için tarafımıza yönlendirildi. Hastanın 3 yıl öncesinde yapılan apendektomi materyalinde eozinofilik infiltrasyon ve AA tip amiloid saptandığı görüldü. Yakın dönemde yapılan atriyal ve mitral kapak replasmanı öyküsü olan hastanın miyokard biyopsisinde de AA tip amiloid saptandı. Çoklu organ tutulumları olan hastanın FIP11L1/ CHIC2/PDGFRA-PDGFRB mutasyonları negatif izlendi. Steroid tedavisi ile eozinofilisi düzelen hastanın doz azaltıldığında yeniden eozinofili gelişmesi, steroid bağımlılığı nedeni ile indikasyon dışı onam ile tirozin kinaz inhibitörü başlandı. İmatinibin 4.ayında yeniden eozinofili gelişen hastada interferon-alfa ve düşük doz prednol tedavisine geçildi. Hasta remisyonda izlemdedir.Olgu C: 65 yaşında kadın hasta, ciltte ortaya çıkan lezyonları nedeniyle tetkik edilirken eozinofili saptanması üzerine tarafımıza yönlendirildi. Sistemik tutulumu olmayan hastanın kemik iliği aspirasyonunda eozinofil artışı dışında patoloji saptanmadı. Cilt biyopsisi morfea ile uyumlu gelen hastada romatoloji tarafından skleroderma düşünülmeyerek hipereozinofili cilt tutulumu ön tanıları ila tarafımıza yönlendirildi. FIPL1/ CHIC2/PDGFRA-PDGFRB mutasyonları negatif izlendi. Steroid tedavisi başlanan hastada yan etkiler nedeniyle interferon-alfa tedavisine geçildi. Eozinofilisi gerileyen cilt lezyonlarında kısmi yanıt alınan hastada interferona sekonder karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluk gelişmesi üzerine tedavi durduruldu. İndikasyon dışı onam alınarak ruksolitinib tedavisine geçildi. Cilt lezyonlarında gerileme izlendi. Hasta kısmi yanıtlı izlemdedir. Sunulan 2 olgumuzda multiorgan tutulumu olup FIP1L1/CHIC2/PDGFRAPDGFRB mutasyonları pozitif saptanan olgu tirozin kinaz inhibitörü tedavisine, negatif saptanan diğer olgu ise interferon-alfa tedavisine daha iyi yanıt vermiştir. Kronik cilt lezyonları ile giden olgumuzda ruksolitinib tedavisi ile Brett King ve ark. serisinde olduğu gibi iyi yanıt alınmıştır[4]. Farklı etiyolojilere sahip HES’te, imatinib duyarlı mutasyonlar dışında, hangi tedavilerden yanıt alınabileceğini gösteren faktörler hala net değildir. Nadir görülen bu hastalıkta yan etkisi en düşük olacak doğru tedavinin seçimi önemlidir