16. Türk Rinoloji Kongresi 4. Ulusal Baş Boyun Cerrahisi Kongresi 1. Çocuk KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi , Ankara, Türkiye, 12 - 15 Mayıs 2022, ss.66, (Tam Metin Bildiri)
Bir Laringotrakeal Seperasyon Olgusu
Serdar Mete, Aslı Çakır Çetin Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı, İzmir
Amaç: Bu posterde acil servise getirilen bir laringotrakeal seperasyon olgusu sunuldu.
Olgu: 49 yaşında erkek hasta, 17.08.2021 tarihinde kesici aletle yaralanma sonrası Dokuz Eylül Üniversitesi acil servisine getirildi.Hastanın bilinci açık, koopere ve oryanteydi. Vital bulguları stabil olan hasta afonikti. Fizik muayenesinde cİlt, ciltaltı, platismayı krikotiroid membranı tamamen sepere ederek kord vokalleri ve arkada aritenoidleri ekspoze eden boyun orta hatta 15 cm’lik laserasyon mevcuttu. Bilateral anterior juguler venler lasere, aktif sızıntı şeklinde kanamakta idi. Hastanın hava yolunun güvenliğini sağlamak amacıyla 7.0 kaflı entübasyon tüpü ile trakeal kıkırdak ve krikoid kıkırdak arasındaki laserasyondan entübe edildi. Boyun bilgisayarlı tomografi anjiyografisinde her iki tarafta ana vasküler yapılarda zedelenme izlenmedi. Hasta acil olarak operasyona alındı. 5.-6. trakeal halkalar arasından trakeotomi açıldı. Anterior juguler venler sütürle bağlandı. Larengeal iç mukoza sütüre edildi. Ön komissüre askı sütürasyonu uygulanarak orta hat ve yanlardan üç adet krikotiroid peksi sütürleri atıldı. Postoperatif 6.günde yapılan endoskopik muayenesinde vokal kordların her iki tarafta hareketli olduğu, aritenoidlerin ödemli olduğu izlendi. Postoperatif 7. günde hasta dekanüle edildi ve 1.ayda yapılan endoskopik muayenesinde her iki vokal kordun hareketli olduğu, mukozal patolojinin olmadığı görüldü.
Sonuç: Laringeal travma hastaları, çoğunlukla çoklu travma
zemininde acile gelir. Hastalarda ses değişiklikleri, öksürük,
disfaji, odinofaji, dispne, ağrı, hemoptizi gibi bulguların
birlikteliği görülür. Solunum güçlüğü, travmanın şiddeti ile
anlamlı olarak ilişkilendirilebilen tek yakınmadır.Bu hastalarda
ilk değerlendirmede temel odak noktası hava yolu olmalıdır.
Ancak çoklu travma zemininde gelen hastalarda servikal
vertebra fraktürünün ve özefagial zedelenmenin de eşlik
edebileceği akılda tutulmalı, servikal vertebraların stabil olduğu
ispat edilinceye kadar boyun hareketlerinden kaçınılmalıdır.
Bu hastaların bir kısmı KBB konsültasyonu istenildiğinde
acilde entübe edilmiş olur. Ancak laringeal travma varlığında
entübasyonun travmayı daha fazla arttırma riski nedeniyle
güvenli havayolu için lokal anestezi ile trakeotomi tercih
edilmelidir. Entübe edilmiş laringeal travma hastalarında
da en kısa zamanda trakeotomi açılmalıdır. Cerrahinin ilk 48
saat içerisinde yapılması laringeal fonksiyonların daha iyi
korunabilmesine olanak sağlar. Tiroid kartilajın inferiorunun
larinksin anteroposterior desteğinin çoğunluğu sağlaması
nedeniyle bu bölgenin anatomisinin korunması vokal kordların
gerginliğinin ve simetrisinin sağlanmasında önemlidir. Eğer
anterior komissür yapısı bozulmuşsa anterior komissürün tekrar
uygun pozisyonda asılması postoperatif ses sonuçlarının iyi
olması için önemli olduğu akılda tutulmalıdır.