Kocaeli Tıp Dergisi, vol.7, pp.130-134, 2018 (Peer-Reviewed Journal)
INTRODUCTION: The importance of knowledge regarding
both the anatomy and the structures of the skull base are cited
in many neurosurgery and radiology papers. Therefore, the
purposes of our study were to identify the surgical corridors
and to determine the mean distances to help establish the safest
distances for surgical approaches.
METHODS: We examined 16 dry human skulls of unknown
gender that belonged to the Anatomy Department Laboratory
of Dokuz Eylul University Medical School. Foramen lacerum
(FL), foramen rotundum (FL), foramen ovale (FO),
hypophyseal fossa, anterior clinoid process (ACP) and
posterior clinoid process (PCP) were determined in all skull
bases and distances between these parameters were recorded
with digital Vernier caliper which was accurate to millimeters.
RESULTS: The FR’s distance to the ACP on the right side was
greater than on the left side ( p: 0.41). The FO’s distance to the
PCP on the left side was greater than on the right side (p:
0.010). There were no other statistically significant differences
between the left and right sides.
DISCUSSION and CONCLUSION: Although complications
can occur, improved familiarity with the regional anatomy
would lower incidences of death and morbidity during
surgeries. While we believe that our morphometric and
topographic evaluations will help guide surgeons and
radiologists, wider series and multi-center studies should be
done.
GİRİŞ ve AMAÇ: Kafa tabanının morfometrik ve topografik
anatomisinin önemi birçok nöroşirürji ve radyoloji yazısında
yer almaktadır. Çalışmamızın amacı cerrahi koridorları
tanımlamak ve cerrahi yaklaşımda güvenli mesafeler
oluşturulmasına yardımcı olunmasını sağlayacak ortalama
mesafelerin belirlenmesidir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp
Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Laboratuvarına ait 16 adet
kuru kemik cranium incelendi. Tüm kafatası tabanlarında
foramen lacerum, foramen rotundum, foramen ovale, fossa
hypophysialis, processus clinoideus anterior ve processus
clinoideus posterior belirlendi ve bu parametreler arasındaki
mesafeler dijital Vernier kumpas ile ölçüldü.
BULGULAR: Foramen rotundum'un sağ taraftaki processus
clinoideus anterior'a olan uzaklığı soldan daha büyüktü (p:
0,41). Foramen ovale'nin sol taraftaki processus clinoides
posterior'a olan uzaklığı sağdan daha büyüktü (p: 0.010).
Diğer parametrelerde sol ve sağ taraflar arasında istatistiksel
olarak anlamlı fark yoktu.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Operasyonlar sırasında
komplikasyonlar ortaya çıksa da bölgesel anatomiye hakim
olunması; ölüm ve morbidite insidansını azaltmaktadır. Yapmış
olduğumuz morfometrik ve topografik değerlendirmelerimizin
cerrah ve radyologlara rehberlik edeceğine inanmakla birlikte
daha geniş ve çok merkezli serilere ihtiyaç vardır.