7. Ulusal Çevre Kongresi, Ankara, Turkey, 16 December 2022, pp.10-11
Doğal çevre, turizm işleyiş sisteminin temel
unsurlarından birisidir. Genel kabul edilen turizm sistemi modeline göre, doğal
çevre, gerek iklim ve fizyografi gerekse bio çeşitlilik, eko sistemler ve doğa
olayları ile turizme hem kaynaklık etmekte, hem de turistleri bir destinasyona
yönelten çekicilikleri oluşturmaktadır.
Doğal çevreyi, araçsal bakış açısı ile turistik hizmete kaynaklık eden
diğer bir ifadeyle turiste hizmet eden unsur olarak gören antroposentrik
yaklaşım, doğayı bir araç olarak görmekle birlikte sürekli tüketim ve üretim
vurgusu yapmaktadır.
Hep daha fazlasını hedefleyen büyüme odaklı ve
turisti merkeze alan klasik turizm sistemi, aşırı turizm olgusunu yaratmıştır.
Küresel Covid19 Pandemisi öncesinde, Barselona, Venedik, Viyana gibi dünyanın
popüler destinasyonlarında yerel halkın turistlere karşı protestolarıyla
gündeme gelen aşırı turizm ve yerel halkın turisti yaşadığı yerde istememesi,
turistin varlığından rahatsız olması şeklinde ortaya çıkan turizm korkusu,
mevcut sistemin artık sürdürülemez olduğunu göstermiştir. Ekonomik imgelem
yerini sosyo-ekolojik imgeleme bırakmalıdır.
Sosyo-ekolojik imgelem, C. Wright Mills’in birey
ve toplum arasında bağ kuran sosyolojik imgelem fikrinden yola çıkarak, White
vd. (2016) tarafından geliştirilmiştir. Sosyolojik imgelem, sosyal, doğal,
kültürel, siyasi ve maddesel faktörlerin birlikte, birbirlerini etkileyerek
birlikte inşa ettikleri hibrit, ağ şeklinde ve karmaşık bir dünya anlayışını
benimsemektedir. Bu durum, sürekli büyümeyi (artan turist sayısı, artan turist
geliri, artan yatak kapasitesi vb.) hedef alan doğrusal (lineer) anlayıştan
farklıdır. Çalışma, turizm ve çevre ilişkisini sosyo-ekolojik imgelem
çerçevesinde, çevreyi merkeze alan ve küçülerek büyümeyi hedefleyen yenilenmiş bir
paradigma ekseninde tartışacaktır.
Anahtar kelimeler: Turizm, Çevre,
Sürdürülebilirlik, Sosyo-ekolojik İmgelem