4. Uluslararası Şehir Çevre Sağlık Kongresi, Ankara, Türkiye, 17 Nisan - 19 Ekim 2025, ss.104-114, (Tam Metin Bildiri)
Hızlı kentleşme, iklim değişikliği ve afetlere bağlı risklerin artması kentlerdeki sorunların artmasına sebep olmuş ve kentlerin fiziksel altyapılarında doğa temelli dönüşümü zorunlu kılmıştır. Özellikle hızlı kentleşme, artan yüzey sızdırmazlığı, biyolojik çeşitlilik kaybı ve doğal su döngüsünün bozulması gibi sorunlar; kentleri sel, kuraklık, ısı adası etkisi gibi risklere karşı daha kırılgan hale getirmektedir. Bu bağlamda, sürdürülebilir ve dirençli kentlerin oluşturulmasında mavi ve yeşil altyapı uygulamaları, su yönetimi, kentsel ısı adası etkisinin azaltılması ve ekosistem hizmetlerinin sürdürülmesi yoluyla kentlerin iklim değişikliğine karşı dirençliliğini artıran bütüncül bir çözüm sunmaktadır. Mavi altyapı dereler, nehirler, göller, sulak alanlar, denizler, yağmur suyu, yeraltı suları gibi su döngüsü içerisinde yer alan bileşenleri kapsarken, yeşil altyapı ormanlar, bitki örtüsü, tarım arazileri, parklar, yeşil çatılar, yeşil koridorlar gibi doğal ve yarı doğal alanları ifade etmektedir. Bu iki altyapı birbirinden bağımsız düşünülemez. Dolayısıyla yalnızca iki altyapının birlikteliğinde bir doğal denge ve ekosistemden, biyolojik çeşitlilik ve canlı yaşamının sürdürülebilirliği ve iklim değişikliği ve afet riskleri açısından dayanıklılıktan söz etmek mümkün olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, mavi ve yeşil altyapı uygulamalarının sürdürülebilir ve dirençli kentlerin inşasındaki rolünü değerlendirmek; bu uygulamaların iklim değişikliği, kent sağlığı, çevresel denge ve afetlere karşı dayanıklılık üzerindeki etkilerini dünyadaki uygulama örnekleri üzerinden ortaya koymaktır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden literatür taraması ve karşılaştırmalı analiz yaklaşımlarını içermektedir. Dünya genelinden seçilen örnek projeler üzerinden, mavi ve yeşil altyapı uygulamalarının şehir sağlığı, iklim uyumu ve toplumsal faydalar üzerindeki etkileri çevresel etkiler, sürdürülebilirlik ölçütleri, yönetişim ve katılım, tasarım ve uygulama ölçeği, finansman ve teşvik mekanizmaları kritterleri kapsamında analiz edilmiştir. Dünya örnekleri arasında Amsterdam, Rotterdam, Berlin, Kopenhag, Newyork, Singapur, Lübliana gibi öne çıkan şehirlerdeki yağmur suyu yönetimi, doğal taşkın yatağı alanları, yeşil çatı uygulamaları, sulak alan koruması gibi uygulamalar ile şehirlerde su yönetimi, yeşil altyapı stratejisi, yeşil koridorlar, ekolojik parklar, yeşil çatı, kent bostanları, taşkın havzaları, yağmur bahçeleri gibi uygulamalar incelenmiştir. Sonuç olarak, sürdürülebilir ve dirençli kentlerin oluşturulmasında mavi ve yeşil altyapılar önemli bir araçtır. Gerek iklim değişikliğinin etkileri ile mücadele edilebilmesi gerekse de afet risklerinin azaltılmasında, doğa ile uyumlu ve koruma kullanma dengesini gözeten mavi ve yeşil altyapılara ilişkin yönetim, politika, planlama ve uygulama araçlarının geliştirilmesi temel bir zorunluluktur. Mavi-yeşil altyapı uygulamalarının sel ve taşkınlara karşı kentsel dirençliliği artırdığı, kentsel ısı adası etkisini azalttığı, biyolojik çeşitliliği koruduğu ve su yönetimiyle doğal döngüleri iyileştirdiğini ortaya koymaktadır.