İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 26 - 27 Haziran 2021, ss.181-201
Kur’ân’ı anlama ve yorumlama faaliyetleri, ilk dönemden günümüze kadar Tefsir ilmi
içerisinde kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’le başlayan bu süreç, tedvin döneminden günümüze
kadar sistematik bir şekilde devam edegelmiştir. Nüzûlünden beri aslını muhâfaza Kur’ân, her
dönemde bazı nedenlere bağlı olarak farklı yöntemlerle yorumlamaya tabi tutulmuş ve buna
bağlı olarak yorumlarda farklılıklar kendini göstermiştir. Metin sabit olmasına rağmen
metinden elde edilen yorumların farklılık göstermesinde insan faktörünün etkili olduğu
aşikârdır.
İlk dönemde Ulûmu’l-Kur’ân kavramı ile yorumun alt bilgisini oluşturmaya çalışan
âlimler, daha sonra Kavâidü’t-Tefsir ve Tefsir Usûlü kavramları ile anlama ve yorumlama
çabasında bir yöntem geliştirmeye gayret etmişlerdir. Ancak ileriki zamanlarda bu kavramların
anlam olarak karşılığı net bir şekilde belirlenememiştir. Ayrıca bu alanda yazılan eserlerdeki
içerik karmaşası sebebiyle bu kavramların Tefsir ilmindeki konumlarının ne olduğu
tartışılmıştır. Tefsir Usûlü merkezinde gelişen bu tartışma, Tefsir ilminin bir usûlünün
bulunmadığı eleştirisine kadar gitmiştir.
Bu sebeple çalışmamızın problematiği “Ulûmu’l-Kur’ân kavramının üst ve ast ayrımının
mâhiyeti”dir. Bu sebeple araştırmamızın kapsamı Ulûmu’l-Kur’ân özelinde, Tefsir Usûlü ve
Kavâidü’t-Tefsir kavramlarının tedâhülünü ve kavramsal ilişkilerini belirlemek; daha sonra
Ulûmu’l-Kur’ân kavramına karşılık gelen ilimlerin tasnifine dair teklifte bulunmaktır