İMMUNOSEROLOJİK TEST YÖNTEMLERİ

Transfüzyon Mikrobiyolojisi, Mustafa Altundiş, Editör, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, ss.28-37, 2022

Donör kan ürünü güvenliği ve etkinliği, dünya çapındaki transfüzyon tıbbı

uzmanlarının ve kan toplama merkezlerinin başlıca endişeleridir. Amerika Birle-

şik Devletleri’nde, olası kan bağışçıları ilk olarak kan toplama endüstrisi ve Gıda

ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından ortaklaşa geliştirilen zorunlu bir bağış öncesi an-

keti ile taranır. Bu adımı geçen donörlerden alınan kan örnekleri daha sonra, gide-

rek artan bir yüksek duyarlı bulaşıcı hastalık tarama tahlilleri listesi kullanılarak

test edilir. Geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, bu laboratuvar test tekniklerindeki iler-

lemeler, belirli bulaşıcı hastalıkların daha erken tespit edilmesini sağlayarak, has-

talara daha güvenli bir kan temini sağladı. Bununla birlikte, ortaya çıkan bulaşıcı

hastalıklar, bu ajanları tespit etmek için yeni test yöntemleri geliştirmek, doğrula-

mak ve düzenleyici onay almak için gerekli olabilecek uzun zaman nedeniyle kan

akışı için risk oluşturmaya devam etmektedir. Bu nedenle, hastaları şu anda test

etmediğimiz yeni ortaya çıkan bulaşıcı ajanlardan korumak amaçlı teknolojiler ge-

liştirmek için büyük çaba sarf edilmektedir

. Kan transfüzyonu yoluyla herhangi

bir enfeksiyonun bulaşmasını önlemek için önlemlerin uygulanması kilit öneme

sahip olmakla birlikte, sağlıklı bağışçıların gereksiz yere ertelenmesini azaltmak

da aynı derecede önemlidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Kan Güvenliği Küresel

Veri tabanına göre, dünya çapında bağışlanan 92 milyon ünite kanın 1.6 milyon

ünitesi, transfüzyonla bulaşan enfeksiyonlar için belirteçlerin varlığı nedeniyle

atılmaktadır. Bu, bağışçıyı önceden araştırmak için stratejilerin uygulanmasının

önemini açıklığa kavuşturur, böylece kaynak israfını azaltır