ROMANIAN JOURNAL OF MORPHOLOGY AND EMBRYOLOGY, cilt.66, sa.3, ss.611-615, 2025 (SCI-Expanded, Scopus)
Giriş: Lokalize dişeti büyümeleri (GEs), kronik irritasyon, travma, sistemik durumlar, hormonal etkiler ve ilaç kullanımı gibi çeşitli etiyolojik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan, klinikte sık karşılaşılan reaktif lezyonlardır. Benign olmalarına rağmen bu lezyonlar oral fonksiyon ve estetiği önemli ölçüde etkileyebilir ve zaman zaman neoplastik süreçleri taklit edebilir. Bu olgu serisinin amacı, lokalize GE’leri bulunan beş hastanın klinik ve histopatolojik (HP) özelliklerini sunmak, neşter ve diyot lazer eksizyonu gibi farklı cerrahi yaklaşımları tanımlamak ve kısa dönem klinik sonuçları raporlamaktır.
Olgu Sunumları: Farklı etiyolojilere sahip beş hasta değerlendirilmiştir. Tüm hastalara cerrahi müdahale öncesinde kapsamlı periodontal debridman uygulanmış ve ağız hijyeni eğitimi verilmiştir. Cerrahi eksizyonu takiben HP değerlendirme yapılmıştır. Hastalar en az üç ay boyunca nüks açısından izlenmiştir. Lezyonlar arasında inflamatuar epitelyal hiperplazi, kavernöz hemanjiom ve skuamöz hücreli papillom yer almıştır. Bir olguda immünoglobulin G4 (IgG4)-pozitif plazma hücreleri saptanmış ve hasta Romatoloji Bölümü’ne yönlendirilmiştir. Vasküler özellik taşıdığı düşünülen bir lezyon, kanamayı en aza indirmek amacıyla lazer eksizyon ile başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir. Bir hastada papillomatöz lezyonun nüksü gözlenmiş ve enfeksiyon hastalıkları bölümüne sevk edilmiştir. Takip sürecinde önemli bir komplikasyon bildirilmemiştir.
Sonuçlar: Lokalize GE’ler geniş bir HP çeşitlilik gösterebilir. Klinik bulguların belirsiz olduğu durumlarda kesin tanı için biyopsi temel yöntem olmaya devam etmektedir. Lazer cerrahisi, özellikle vasküler lezyonlarda intraoperatif kanamayı azaltması ve hasta konforunu artırması nedeniyle faydalı bulunmuştur. Altta yatan lokal veya sistemik faktörlerin belirlenmesi ve yönetilmesi, nüksü önlemede kritik önem taşır.
Background: Localized gingival enlargements (GEs) are frequently encountered reactive lesions with various etiologies, including chronic irritation, trauma, systemic conditions, hormonal influences, and medication use. Despite their benign nature, these lesions can significantly affect oral function and aesthetics and may occasionally mimic neoplastic processes. This case series aims to present the clinical and histopathological (HP) features of five patients with localized GEs, describe different surgical approaches including scalpel and diode laser excision, and report short-term clinical outcomes. Case presentations: Five patients with gingival overgrowths of varying etiology were evaluated. All underwent thorough periodontal debridement and oral hygiene instruction prior to surgical intervention. HP evaluation followed surgical excision. Patients were monitored for recurrence for at least three months. Lesions included inflammatory epithelial hyperplasia, cavernous hemangioma, and squamous cell papilloma. One case revealed immunoglobulin G4 (IgG4)-positive plasma cells and was referred to Rheumatology Department. A suspected vascular lesion was successfully managed with laser excision to minimize bleeding. One patient exhibited recurrence of a papillomatous lesion, prompting referral to infectious disease. No major complications occurred during the follow-up period. Conclusions: Localized GEs can present diverse HP profiles. Biopsy remains essential for definitive diagnosis, especially when clinical features are ambiguous. Laser surgery proved beneficial in vascular lesions by reducing intraoperative bleeding and enhancing patient comfort. Identifying and managing underlying systemic or local factors is crucial to prevent recurrence.