Akademik Veri Yönetim Sistemi
Akademik Sanat, cilt.5, sa.11, ss.127-139, 2020 (Hakemli Dergi)
Bu makale, fotoğrafın iktidarların ideolojilerine karşı eleştirel bir bakış sağlamasının önemine ve yanı sıra toplumun gerçeklik algısına doğrudan etki edişinden ileri gelen gücüne dikkat çekmeyi amaçlar. Fotoğraf ve ideoloji ilişkisini, yakın geçmişte gelişen enformasyon teknolojilerinin, uzam-zaman kavrayışını hasara uğratmasına bağlı olarak değişen anlamlandırma süreçleri doğrultusunda irdeler. Nitekim ekranda görüntülerin hızla değiştiği bir uzam-zamanda içselleştirme sürecinin aksaması kaçınılmazdır. Hızlıca tüketilen imgeler, hızlıca unutulur. Daha da önemlisi, John Berger’e göre, yaratılan sonsuz şimdide anlamın sürekliliğini yitirmesi sonucunda bellek de hasar görür. İktidarlarsa kendi ideolojilerini oluştururken kapitalist sistemin bireyleri maruz bıraktığı bu durumdan yararlanarak yapay bir bellek inşa eder. Fotoğraf, video gibi görsel iletişim araçlarını kullanır ve bunları destekleyici söylemlerle kendi ideolojisine hizmet edecek bir algı yaratarak kendine ait yeni bir resmi tarih oluşturur. Böylelikle toplumun algısını, medya araçlarıyla yönlendirerek ideolojisinin topluma nüfuz etmesini sağlar. Bu yolla elde edilen ideolojik güç toplumun kaderini belirleyecek niteliktedir. İktidarların medya yoluyla toplumsal belleği inşa edişine ve fotoğrafın sunduğu eleştirel bakış sayesinde oluşturduğu karşı gücün önemine vurgu yapan bu makale, sonuç olaraksa, fotoğrafın kullanılış biçiminin algıya nasıl yön verdiğine ve dolayısıyla fotoğrafçının toplumsal farkındalık yaratmada üstüne düşen sorumluluğa işaret eder. Bu doğrultuda makalede yöntem olarak, konuyla ilgili kaynak taraması yapılmış ve vurgulanmak istenen meseleyi örnekleyecek şekilde toplumsal sorunları gösteren fotoğraflara ve fotoğrafların yansıttığı gerçekliğin izleyicinin algısı üzerindeki olası etkisine dair yorumlara yer verilmiştir.
This article aims to draw attention to the importance of photography in providing a critical view of the ideologies of the rulers, and its direct influence on society's perception of reality. Examines the relationship between photography and ideology in the connection with changing interpretation processes due to the damage of recently developed information technologies to the understanding of space-time. Thus, it is inevitable that the internalization process will be interrupted in a space-time where the images on the screen change rapidly. Images quickly consumed are quickly forgotten. According to John Berger, memory is also damaged as the meaning loses its continuity in the created eternal present. The rulers construct an artificial memory by taking advantage of this situation that the capitalist system exposes to individuals while creating their own ideologies. It uses visual communication tools such as photography and video and creates a new official history of its own by creating a perception that will present its ideology with supportive discourses. In this way, it enables its ideology to penetrate the society by directing the perception of the society through media tools. The ideological power obtained in this way is capable of determining the destiny of the society. Emphasizing the role of governments in constructing social memory through the media and the importance of the counter-force created by the critical view offered by photography, this article ultimately points out how the way photography is used guides perception and hence the responsibility of the photographer in creating social awareness. In this regard, the article has been searched as a method for the literature on the subject and includes photographs showing social problems in a way to exemplify the issue to be emphasized, and comments on the possible effect of the reality reflected by the photographs on the perception of the audience.