Spekülatif Kurgu Konferansı: Doğa ve Kent, İstanbul, Turkey, 15 - 16 May 2014
Kendilerini hücre misali birbirine bağlamış ve bir dev haline gelmiş Popolac ve Podujevo kentleri her 10 senede bir yaptıkları paganik ritüellerini kullanarak birbirleri ile savaşmaktadırlar. Bu devlerin savaşında binlerce insan, dev organizma ya hizmet etmenin gururu ile en amansız ve dayanılmaz şekillerde ölmektedir. Clive Barker tarafından ele alınmış bu inanılmaz kurgu "In the Hills, Two Cities" bize birey, şehir ve ulus ilişkisini sembolik olarak çok güçlü bir yolla geçirmekte ve şehrin, aslında inanılmaz bir şekilde doğanın parçası olduğunu; hayalindeki şehirleri et ve kan ile oluşturarak göstermektedir. Bu harika kısa hikaye bizlere; ideolojiler, şehir ve birey, bireyler ve jenerasyonlar, şehir ve doğa incelemeleri için çok güzel ipuçları sunmaktadır. Bütün bunlardan yola çıkarak, makalemde, şehir ve doğa arasındaki sınır nedir, ideolojiler jenerasyonlar ile ne derecede kaybolur gibi soruların hikaye üzerinden giderek cevabını arayacak ve doğa ve kültür çatışması üzerine bilgiler sunacağım.