B. Anadolu Bor Yataklarının Levha Tektoniği Bağlamında Yorumlanması ve Kara Boğaz – Acu Derya Evaporasyon Modeli


Creative Commons License

Savaşçın M. Y., Tokcaer M.

Uluslararası Katılımlı 9. Jeokimya Sempozyumu, Aydın, Türkiye, 17 - 20 Ekim 2022, ss.1-7

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Aydın
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-7
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Çok hareketli bir element olan bor mantodan tümü ile göç etmiş olup mantodaki element bollaşması sıfırdır. Kabuk bölgesinin tümünde, birkaç mineral dışında hiçbir kaya biriminde zenginleşme gösteremeden okyanus suyunda bollaşarak pelajik sedimentlerdeki tabakalı silikatlara (kil mineralleri) yerleşir. Bu nedenle aşırı bor zenginleşmesi hem çok yaygın bir ortamda hem de öteki kayalara oranla onlarca kat daha fazla oranda pelajik sedimentlerde yer alırlar. Yitim zonu boyunca terleyen pelajik kayalar, H-boratlar, OH- , HCO-x gibi uçucularını (volatil) yitirerek (dehidrasyon) onların litosferik manto veya kabuk bölgelerine yükselerek kısmi basınç alanı (P-uçucu kısmi basıncı, P (vol)) oluşturmalarını sağlarlar. Bu basınç nedeni ile ergime ısısı düşen kabukta kalk-alkali magma, pelajik uçuculardan aldığı ödünç bor ve diğer ucucular sayesinde oluşur ve birlikte ve bağımsız daha yukarılara taşınırlar. Herhangi bir nedenle kalk alkali magma uçucularını yitirirse yüzeye ulaşamadan, derinlerde skarnlı granitik kayalara dönüşecektir. Magma yüzeye ulaşsa bile ödünç aldığı uçucularının büyük bölümünü kendi volkanik kayalarında korur ya da atmosfere taşır ve bor yataklarının oluşmasında bir katkısı olamaz. Oysa pelajik uçucular yükselmelerinin son aşamasında jeotermal döngü ile birleşerek, magmadan çok daha uzun süreler ve çok çok daha fazla bor elementini karasal göl havzalarına taşırlar. 

Bir başka sorun ise havzayı dolduran tuzlu suların iyonal çözeltileri, kimyasal yasalara uyarak, göl içerisinde istatistik bir homojen dağılım göstermeleri gereğine uymayarak havzanın herhangi bir yerinde (!) bor iyonlarının öteki iyonlardan izole olarak yoğunlaşıp çökelmesidir. Böyle bir oluşumun kimyasal açıklaması olamaz. Hazar Denizi’nin Türkmenistan kıyısında yer alan, küçük Acu Derya Gölü, Hazar Denizine Karaboğaz Kanalı ile bağlantılı bir körfezdir. Suların alçaldığı dönemlerde körfez esas havzadan beslenemez ve bağımsız bir küçük göle dönüşür. Bu küçük göl periyodik kurak dönemlerde kurur ve evaporitik tuz çökelleri oluşturur. Bu statik Kara Boğaz – Acu Derya modeli, Denizlerden tuz üretimi için yapay olarak üretilen tuzla – salamuralarının doğal bir örneği olup dinamik B. Anadolu Bor yatakları da ancak bu model ile yorumlanabilir