EUROASIA Congress on Scientific Researches and Recent Trends-VII, Baku, Azerbaycan, 6 - 09 Aralık 2020, ss.65-77, (Tam Metin Bildiri)
Savunma sanayi sektörü, bir ülkenin güvenliği için gerekli olan her türlü savaş araç ve gereçlerinin üretimiyle uğraşan sanayi kolu olarak tanımlanabilir. Soğuk savaş sonrasında dünya genelinde savunma harcamalarının azalacağı ön görülmesine rağmen, güçlenen terörizm ve ülkeler arasında yaşanan mücadeleler nedeniyle tam tersine artışlar görülmüştür. Bu artışlar nedeniyle savunma sanayinin önemi daha da artmıştır. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye, yerli ve milli savunma sanayini oluşturma yönünde adımlar atmıştır. 1952'de Türkiye'nin NATO üyesi olması ile beraber yerli ve milli savunma sanayi görüşünden uzaklaşılmış ve tedarik büyük oranda dış kaynaklardan sağlanmıştır. Türkiye 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra, NATO müttefiki olan Amerika Birleşik Devletleri tarafından silah ambargosuna tabi tutulmuştur. Bunun üzerine Türkiye tekrardan savunma sanayinde yerli ve milli kaynaklara yönelmeye başlamıştır. Çalışmanın amacı; Türk savunma sanayi ihracatının rekabet gücünü analiz etmektir. Analizde, 2000-2019 yılları arasında SITC Rev 3 4digit verileri kullanılmıştır. Analizde; 8911(Harp silahları, tanklar, revolver, tabanca, kesici, dürtücü silahlar), 8912(Bombalar, torpil, mayın, mermi vb harp mühimmatı, aksamı, parçası), 8913(Askeri olmayan silahlar), 8919(Ateşli silahların aksam-parçaları, teferruatı kodlu ürün ve ürün grupları kullanılmıştır. Bu ürün ve ürün grupları ile Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük Endeksleri(Balassa Endeksleri) Açıklanmış Rekabet Üstünlüğü Endeksleri(Vollrath Endeksleri) ve İhracatta Uzmanlaşma Endeksi(ES) hesaplanmıştır.