Gelecek Ne Getirecek, Toplum 5.0 İkinci Baskı


Creative Commons License

Çakır Ö. (Editör), Karaman Z. T. (Editör)

Nobel Yayınevi, Ankara, 2022

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2022
  • Yayınevi: Nobel Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Toplum 5.0, Risk Toplumunun Neresinde? Toplum 5.0 (T5.0) ifadesinin kullanımı yeni olsa da aslında dayandığı felsefe eskidir. Hatalı bir yaklaşımla bireylerce ilk defa duyulduğunda çoğu kere, tamamen teknik bir boyuta taşınarak anlamlandırılmaktadır. Oysa ilk defa 28 Ocak 2018 yılında Dünya Ekonomi Zirvesinde (Davos) değişen Japon toplumu üzerinden telaffuz edildiğinde, yeniliklere açık ve nüfusun refahını sağlamada toplumsal dayanışma gerekliliği fikri öne çıkarılmıştır. Toplumsal dayanışmanın yeni bir bakış açısından değerlendirilmesi, disiplinlerin dayanışması ve birbirini etkileyerek yenilikçi ve yaratıcı fikirler geliştirmesiyle, 1990’lardan, 2000’li yıllara hız kazanan yenilikçilik akımı ve bilgi toplumu felsefesi ile T5.0 kullanımı başlamıştır. Bilgi toplumu terimi, bilgi ve bilginin elde edilmesi, yayılması ve kullanımının en önemli üretim faktörü haline geldiği bir toplumu ifade etmektedir. Böyle bir toplumda bilgi ya da entelektüel sermaye, aslında mali servetin en güçlü üreticisidir. Her şeyden önce, sorumluluğunu bilen “insan merkezli” bir toplum yapısı hedeflenmektedir. Bilgiye dayalı toplum, modern dünyanın değişen ekonomik ve politik dinamik ortamında rekabet etmek ve başarılı olmak için ihtiyaç duyulan iyi eğitimli toplum tipini ifade etmektedir. Ülke ekonomisinin: yenilikçi, girişimci ve dinamik olarak yönlendirilebilmesinde, halkın bilgisine güvenen dolayısıyla da sorumluluğunu bilen toplumları ifade etmektedir. Bir bakıma T5.0 ile 1920’lerin üretim bandındaki ürünü oluşturma merkezli (Fordist) yaklaşımın reddinin farklı bir boyutu öne çekilmektedir. Veriyi, bilgiye dönüştürerek faydalı hale getirebilen akıllı toplumlar, teknolojinin başını alıp gitmesinden olumsuz etkilenebileceklerini öngörmekte ve yine teknolojinin esiri olmak yerine, “yönetebilmeyi bilmek” farkındalığına yönelmeyi istemektedir. Belirtilen hedefi başarmada, teknolojik yenilikçiliği kullanabilmek kuşkusuz önemlidir. Teknolojinin insan yaşamına yönelik her türlü tehdit olarak algılanması yerine, doğru kullanımla hayatı kolaylaştırıcılığı değerlendirmesine öncelikle yapılan vurgu (Japonya Başbakanı Toshiaki Higashihara) yol göstericidir. Toplum 5.0 kavramında, yaşam kalitesini artırabilmeye çözüm üretmek, sanal ve gerçek dünyanın birlikteliğini sağlayacak doğru sistemler geliştirmek, giderek çeşitliliği ve şiddeti artan doğa kaynaklı ve ikincil afetleri yönetebilme kapasitesi hedeflenmektedir. Çevre koruma ve kullanma dengesinin korunmasına yönelik olarak sloganlaştırılmış, “global ‘topyekûn’ düşün ve yerel uygula” benzeri bir tümdengelim yaklaşımı önerilse de; Fikir üretme ile ilgili bilinen katılımcı yöntemler yerelden başlatılarak kademelenme içinde geliştirilmelidir. Bu bağlamda bilgi ve yararlı fikirler üretme, “süper akıllı ileri topluma” işaret etmektedir. Bu konudaki görüşler incelendiğinde, bilgili x Toplum 5.0, Risk Toplumunun Neresinde? insan kaynağına daha çok gerek duyulacağına odaklanılmaktadır. Karşılaşılan risklerin merkezinde her zaman gelişmişlikleri farklı olsa da kalabalık ve sıkışık nüfusa sahip yerleşimler yer almaktadır. Bağlantılı olarak yeni global nüfus politikaları, daha, stratejik çözümleyici olabilmelidir. Diğer yandan dijitalleşme bilgiyi ne kadar olumlu yönde geliştirecek, güvenlik açıklarını, “yamayacak” konusu da teknolojik dengeyi sağlama konusudur. Belirtilen bu tanımlamaların olumlu bir değer oluşturabilmesi için disiplinlerarası bilimsel çalışmalardan destek beklenmektedir. Sürdürülebilir sağlıklı kentler ya da yerleşimler politikalarına etken olarak, çoğu kere iklim değişikliklerine bağlı kaotik değişkenler de dâhil edildiğinde, çok disiplinli (multi) ancak “disipliner yalnızlık” denilen sadece kendi metoduyla yetinen ve diğeriyle ilgilenmeyen bir araştırma anlayışı yerine, “yeni Babil” olarak adlandırılan disiplinlerarası (inter) ve disiplinler ötesi (trans) çalışmalara ihtiyaç duyulduğu anlaşılmıştır. Felsefi olarak, katılımcı anlayışla yapılan ve işbirliğine dayanan çalışmalar birbirine eklemlenerek bütünleşik çalışmalara destek sağlanmaktadır. Bu çalışmalarda aranan hususlar bilimsel modellerin i) deneysel karşılıklarının olması ve ii) bilginin ortaklaşabilmesi yanında, iii) bilgiyi oluşturan açıklamaların güvenilirliğidir. İdealleştirilmiş bir konu veya konuların sahiplenilmesi ve kaynakların rasyonel kullanılması açısından disiplinlerarası geliştirilmesi gereken bir işbirliği çalışmasına ihtiyaç duyulduğu açıkça görülmektedir. Disiplinlerarası ve disiplinler ötesi çalışmaların geliştirilmesi için, kamu yönetiminin araştırmalara kaynak aktarması çok önemli görülmelidir. 2019 yılının sonu itibariyle etkileri itibariyle ölümcül sonuçlar yaratan ve 2022 yılının başlarında olduğumuz bu günlerde de ortadan kalkmayacağı düşünülen, adlandırmaya neredeyse harf ve rakam yetiştirilemeyecek hale gelen, bu yaşadığımız “korona virüslü yeni dünya düzeni” tehlike ortamında, akılcı bütünleşik yeni kamu politikaları oluşturma gerekliliği anlaşılmıştır. Nihai tahlilde, bütünleşik risk yönetimi terminolojisini güçlendiren “bütünleşik tetikleyici risk yönetimi” kavramı öne çıkmıştır. Görülen o ki, bütün riskler birbirini güçlendirmek için adeta kol kola girmekte ve etki alanı dünya bütünü olmaktadır. Bu bakış açısından geliştirilen elinizde tuttuğunuz kitap içeriğinde, ‘Toplum 5.0’ kavramının çeşitli boyutları bilim felsefesi içinde değerlendirilmektedir. Alanında ilklerden ve ciddi bir emek ürünü olan bu çalışmanın “İkinci Baskısının” yapılması bağlamında okuyucunun ilgisine şahsım ve ekip arkadaşlarım adına teşekkür eder, yeni okuyucuları da bu konunun içine çeken Nobel Yayınevi Yönetimine teşekkürü bir borç bilirim.

Prof. Dr. Zerrin Toprak Karaman Şubat 2022