2nd International Epigenetics Congrress, İstanbul, Türkiye, 2 - 03 Eylül 2023, ss.1-2
İklim Değişikliği, Su ve Toplum Sağlığı
Doç. Dr. Cem Polat Çetinkaya(1)
19.
yüzyılda endüstri devrimi ile yoğun olarak kullanılmaya başlayan fosil
yakıtların sera etkisi yarattığını ve iklimin değişimine antropojenik bir katkı
olduğunu ortaya atan Arrhenius ve bundan yaklaşık 60 yıl sonra 1950 li yıllarda
Keeling’in yaptığı çalışmalar ile desteklenen iklim değişikliği, dünya
genelinde ciddi etkilere yol açan bir sorundur. Fosil yakıtların kullanımı,
ormansızlaşma, sanayi gibi antropojenik faaliyetler sonucu atmosferde biriken sera
gazlarının dünya genelinde ortalama sıcaklıkların yükselmesine, meteorolojik
döngülerin değişmesine ve ekstrem hava olaylarının sıklığının artmasına neden olduğu
1990 lı yıllardan beri tartışma konusudur. Bu etkiler, tarım, su kaynakları, deniz
seviyeleri, ekosistemler ve insan sağlığı gibi birçok alanda sorunlara neden olduğu
ve olacağı “Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)” tarafından
hazırlanan raporlarda vurgulanmaktadır. Diğer yandan iklim değişikliği hidrolojik
döngüyü de etkileyerek kullanılabilir su kaynaklarının miktarına ve hem alansal
hem de zamansal dağılımına etki etmektedir. Bunun sonucunda, bazı bölgeler
kuraklıkla mücadele etmek zorunda kalırken, diğer bölgeler aşırı yağışlar ve
sel sorunları ile boğuşmaktadır. Bu sorunlar var olan su temini ve
uzaklaştırılması ile ilgili su biriktirme, dağıtma ve yağmursuyu-atıksu toplama
altyapılarının tasarım kriterlerinin yetersiz kalmasına neden olmakta, ayrıca
yeni planlanan yapıların tasarımında belirsizlikleri arttırarak risklerin
büyümesine neden olmaktadır.
Dünya
üzerindeki kullanılabilir su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi toplumların
sağlığı için kritik öneme sahiptir.ve toplum sağlığını doğrudan etkiler. Artan
sıcaklıklar ve hava kirliliği, solunum yolu ve kalp-damar hastalıkları gibi
sağlık sorunlarını tetiklerken, kullanılabilir su kaynaklarının azalması veya
kirlenmesi suya erişimde zorluklar yaratarak su güvenliğini tehdit etmekte, bu
da hijyenik koşulların bozulmasına ve su kaynaklı hastalıkların yayılmasına
neden olmaktadır. Bu nedenle, iklim değişikliği ve su kaynaklarının
sürdürülebilir yönetimi, bireylerden hükümetlere kadar her seviyede eylem
gerektiren bir konudur. Temiz enerji kaynaklarına yönelme, su kaynaklarının
korunması ve etkin bir şekilde yönetilmesi, iklim değişikliği sonucu ortaya
çıkan çevre, ekosistem ve toplum sağlığı da dahil olmak üzere sosyo-ekonomik sorunların
hafifletilmesine yardımcı olacaktır. Bu bağlamda, yeni nesillerin eğitimi,
farkındalık ve çok yönlü iş birliğinin geliştirilmesi bu sorunlarla başa çıkmakta
önem kazanmaktadır. Toplumların, kurumların ve hükümetlerin bu yöndeki çabaları,
gelecek nesiller için daha iyi bir çevre ve sağlıklı bir yaşam sağlama yolunda elzemdir.
Sunulan
çalışma yukarıda belirtilen sorunlardan hareketle kentsel ve kırsal yaşamda
iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkisini ve bu etki sonucu toplum
sağlığında oluşabilecek tehditleri irdelemeyi hedeflemektedir.