ROL Spor Bilimleri Dergisi, cilt.2, sa.2, ss.93-102, 2021 (Hakemli Dergi)
Rakibin üzerinden haksız kazanım elde edilmemesi, mevcut oyun kurallarına uyulması ve saygı çerçevesinde
mücadele ruhunu yansıtmayı içeren fair play olgusunun kişiler hatta toplumlar üzerinde etki uyandıracak kadar
geniş kitlelere hitap ettiği görülmektedir. Dolayısıyla sporda ahlaksal değerler; fair play’in incelenmesi önem arz
etmektedir. Araştırmada literatür taraması yapılmıştır. Ayrıca ilgili yayın ve sosyal ağ erişim platformlarında ki
kaynakların taraması gerçekleştirilmiştir. Spora katılan tüm paydaşların (sporcu, antrenör hakem vb.) fair play
olgusuna uygun davranışlarda bulunması beklenmektedir. Kulüp yöneticilerin spor takımını ve seyircisini
şiddete yönlendirmemesi, sporcuların rakibe saygılı davranması, medyanın spora ilgisi olan kişileri şiddete
yönlendiren ifadelerden kaçınması beklenmektedir. Fair play kavramının prensip temelinin, dönemin sosyokültürel değerlerine uygun olarak 19. yy’de atıldığı belirtilebilir. Günümüzde oldukça yaygın hale bürünen fair
play kavramın 1974 tarihinde Uluslararası Fair Play Komisyonu'nun (CIFP) hazırladığı Fair Play Deklarasyon ve
Uluslararası Olimpiyat Komitesinin 1981 yılında Uluslararası Fair Play Konseyi’ni kuruluş olarak kabul
etmesinin ardından daha yaygın gündeme geldiğinden bahsedilebilir. Günümüzde fair play’ın ana felsefesi her
ne olursa olsun başarılı olmayı kazanmayı reddetmektir. Sonuç olarak; Sporla ahlaki değerleri bir arada tutun fair
play olgusunun müsabaka alanlarında daha fazla görülmesi sosyal bir kazanımdır.