Aim: We aimed to elucidate the long term cardiovascular outcomes and predicted mortality value of high fibrinogen levels, which is related to the pathogenesis of atherosclerosis, in individuals undergoing percutaneous revascularization of saphenous vein graft disease after coronary bypass surgery. Material and Methods: Patients with saphenous vein graft stenoses treated with percutaneous coronary intervention were retrospectively reviewed. A total of 115 patients with severe saphenous vein graft lesion were included. Of all the participants, 56 patients experienced major adverse cardiac events (MACE) and 59 of them were not during the follow up. The relationship between major adverse cardiac events and fibrinogen levels was analyzed. Results: In the study with a mean follow-up period of 42.5 months, white blood cell and serum fibrinogen values were significantly higher in the group with MACE compared to the other group (p=0.001). Elevated fibrinogen levels and hypertension were independently associated with MACE (p=0.001 CI: 1.880-6.142; p=0.005 CI: 0.076-0.632, respectively). A fibrinogen value of 2.75 g/L was found to be an independent predictor of MACE rates with 76.2% sensitivity and 62.7% specificity (AUC 0.793 CI: 0.710-0.875). Conclusion: In patients admitted with saphenous vein graft disease, pre-procedural fibrinogen level was significantly associated with long-term mortality and adverse cardiac clinical end points. We conclude that serum fibrinogen level may be useful in predicting high-risk patients with saphenous vein disease.
Amaç: Koroner arter bypas greft (KABG) cerrahisi sonrasında gelişen safen ven greft (SVG) hastalığına perkütan girişim ile revaskülarizasyon sağlanan bireylerde uzun dönem kardiyovasküler sonuçlar ve mortaliteyi öngördürmede, aterosklerozun patogenezinde rol oynayan serum fibrinojen seviyesinin değerini aydınlatmak amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Perkütan koroner girişim (PKG) yolu ile safen ven greft darlıklarına müdahale edilen hastalar retrospektif olarak tarandı. Toplamda 115 hasta çalışmaya dahil edildi. Majör olumsuz kardiyovasküler olay (MACE) varlığına göre 56 hasta (+), 59 hasta (-) olarak değerlendirildi. Her iki grubun PKG öncesi fibrinojen düzeyleri belirlenerek MACE ve fibrinojen değerleri arasındaki ilişki incelendi. Bulgular: Ortalama takip süresi 42,5 ay olan çalışmada beyaz küre ve serum fibrinojen değerleri, MACE'nin olduğu grupta diğer gruba oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu (p=0,001). Fibrinojen yüksekliği ve hipertansiyonun bağımsız olarak MACE oluşumuna neden olduğu saptandı (sırasıyla p=0,001 CI: 1,880-6,142; p=0,005 CI: 0,076-0,632). Fibrinojen değerinin 2,75 gr/L’nin olması, %76,2 sensitivite ve %62,7 spesifite ile bağımsız olarak MACE oranlarının öngördürücüsü olarak bulundu (AUC 0,793 CI:0,710-0,875). Sonuçlar: Serum fibrinojen düzeyinin, safen ven greft darlıklarına yapılacak girişimsel tedavi öncesi değerlendirildiğinde, ölüm ve istenmeyen kardiyak klinik son noktaları öngörmede faydalı olabileceği sonucuna varıldı.